Gazeteci ve Doğu Kürdistanlı aktivist Ali Javanmardi, 16 Ekim ihanetinin asıl planlayıcısının Lahur Şeyh Cengi değil Aras Şeyh Cengi olduğunu, Celal Talabani’nin eşi Hero Talabani’nin ihanete ortaklık etmediğini açıkladı.
16 Ekim ihanetinin 4. yıldönümünde sosyal medya üzerinden açıklamalarda bulunan Javanmardi, ABD’li yetkililerin elinde 16 Ekim ihanetine ilişkin ses kaydı ve videodan oluşan gün yüzüne çıkmamış çok sayıda belgenin olduğunu ve bunlardan bazılarına ulaştığını söyledi.
Ulaştığı belgelere göre, 16 Ekim 2017 ihanetinin şu ana kadar bilinenden çok daha fazla boyutları olduğunu belirten Javanmardi, “Belgelerde 16 Ekim ihanetinin asıl planlayıcısının Lahur Şeyh Cengi değil Aras Şeyh Cengi olduğu, Celal Talabani’nin eşi Hero Talabani’nin ihanete ortaklık etmediği çok açık bir şekilde görülüyor.” dedi.
ABD tarafından 3 Ocak 2020’de Bağdat’ta öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin 16 Ekim olayından 3 önce Celal Talabani’nin evini ziyaret ederek, Hero Talabani, çocukları Bafıl-Kubat Talabani, Aras Şeyh Cengi ve Lahur Şeyh Cengi ile çok gergin ve tehditlerle bir toplantı yaptığını açıklayan Javanmardi, söz konusu toplantıda Kasım Süleymani’nin Hero Talabani’den KDP ile olan ittifaklarını sona erdirmeleri gerektiği buna karşılık KYB’yi Kürdistan Bölgesi’nin en etkin gücü yapıp “Barzani’yi Barzan’a kendi köyüne” yollayacakları teklifini sunuyor.
Hero Talabani, Kasım Süleymani’nin bu teklifini reddedince Haşdi Şabi güçlerinin Kerkük’e gireceği tehdidiyle karşılaşıyor.
İşte gazeteci ve Doğu Kürdistanlı aktivist Ali Javanmardi’nin ulaştığı belgelerden 13 Ekim 2017 akşamı Kasım Süleymani ve Hero Talabani arasındaki gergin diyaloğun detayları:
“Bazı belgeler gördüm, bunları halkımız ve kamuoyuna açıklamamız gerekiyor. Bu belgeler göre, 16 Ekim ihanetinin bizim bildiğimizden ve bugüne kadar bahsedilmeyen çok daha büyük boyutları var. 16 Ekim olayını İranlılar ile beraber planlayan bazı isimler var ki şimdiye kadar onlardan çok az söz edildi. Lahur Şeyh Cengi’nin 16 Ekim’deki rolünü yeterince vurgulamıştık. Ancak ABD’li yetkililerin elindeki ses kaydı ve videolardan oluşan belgelerde, 16 Ekim olayının asıl planlayıcısının Lahur Şeyh Cengi değil de Aras Şeyh Cengi olduğu çok açık bir şekilde görülüyor. Biz bunu bilmiyorduk. O dönemde KYB içerisinden bize bilgi sızdıran Kürdistani üst düzey kaynakların dahi bundan haberi yok.
Belgeler, Hero Talabani’nin 16 Ekim ihanetinde yer almadığını gösteriyor. O dönemde Hero Talabani’nin sağlık durumu ciddiyetini koruyordu; yemek yiyemiyor, az uyuyup az konuşuyordu.
13 Ekim akşamı, Kasım Süleymani ve Kudüs Gücü’ne bağlı Ramazan Karargâhı Komutanı Ali Rıza Nobeht ile beraber Celal Talabani’nin evini ziyaret edip orada Aras Şeyh Cengi, Lahur Şeyh Cengi, Hero Talabani ve çocukları Kubat ve Bafıl ile görüşüyorlar. O görüşmede, KYB’nin KDP’nin bir uzantısı haline geldiğini ve ayrılması gerektiğini ifade eden Kasım Süleymani, KYB’yi eski gücüne kavuşturup Barzani’yi de Barzan’a kendi köyüne göndereceklerini söylüyor. Ayrıca, Kasım Süleymani, Barzani’nin İran’a karşı olduğunu vurgulayarak, KYB’nin KDP’den ayrılması talebinde bulunuyor. Süleymani, buna karşılık, KYB’nin Kürdistan Bölgesi’ndeki diğer bütün taraflardan daha güçlü bir duruma getirileceğinin sözünü veriyor.
Ancak Hero Talabani, KDP ile olan ittifaklarını sona erdirmeyeceklerini söyleyerek karşı çıkınca Kasım Süleymani tehditler savurmaya başlıyor; KYB’nin KDP’den ayrılması gerektiğini yineleyerek, ‘KDP’den ayrılmazsanız her konuda zararlı çıkacak olan siz olursunuz.’ tehdidinde bulunduktan sonra, ‘Kapalı olan sınır kapıları hakkında bir şikayetiniz varsa, bu konu beni ilgilendirmez. Bu hükümeti ilgilendirir, gidin onlarla çözün bu meseleyi. Ancak Haşdi Şabi güçleri ve bazı yetkilileri Kerkük’e girmek istiyor.’ diyerek tehditlerini sürdürüyor.
Bu esnada araya giren Kubat Talabani, ‘Peki o zaman, Bölgesel Yönetim’e Haşdi Şabi’nin Kerkük’e dönmek istediğini iletin. Biz bir referandum
gerçekleştirdik ve bu süreç sona erdi. Biz bu referandumla kimsenin ülkesini işgal etmedik ve Irak’tan ayrılmadık. Ama siz sınır kapılarını bize karşı kapattınız. Türkiye bizi tehdit ediyor. Irak, bize uçuş ambargosu uyguluyor. Irak parlamentosu bize hakaretlerde bulunuyor ve Kerkük Valisi’ni görevden alıyor. Bunlar yetmezmiş gibi üzerimize askeri güç de yollayıp ne istersek yaparız tehdidinde bulunuyor. Bütün bunlar sizin söylediklerinizden çok farklı. Sizinkisi sadece bir gücün (Haşdi Şabi) Kerkük’e girmesinden başka bir şey değil.’ diyor. Kasım Süleymani de ‘O güçler (Haşdi Şabi) Kerkük’e girecek ve şehir onların kontrolü altına girecek.’ tehdidini yineliyor.
Uzun tartışmalar sonrasında Kasım Süleymani Hero Talabani’ye dönerek, ‘Ne düşünüyorsunuz?’ diye sorunca, ‘Hiç’ yanıtını alıyor.
Kasım Süleymani, ‘Söyleyecek bir sözünüz olmadığı için mi ‘Hiç’ yoksa bu ‘Hiç’ bize yönelik bir tepki mi?’ diye sorunca Hero Talabani, de bir kez daha ‘Hiç’ diye yanıtlayarak tepkili olduğunu vurguluyor.
Bu gergin diyaloglardan sonra Hero Talabani’nin sağlık durumu ve yorgunluğu gerekçe gösterilerek görüşemeye o akşam ara veriliyor.”