رفتن به محتوای اصلی

Af Örgütü raporu: DAİŞ’ten kurtulan Ezdi çocuklara acil destek gerekli

Af Örgütü raporu: DAİŞ’ten kurtulan Ezdi çocuklara acil destek gerekli
Uluslararası Af Örgütü yayımladığı yeni raporunda, DAİŞ tarafından esir tutulan ve daha sonra ailelerine geri dönen 2 bin kadar çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlık sorunları yaşadığını belirtti.
posted onAugust 1, 2020
noدیدگاه

Uluslararası Af Örgütü, terör örgütü DAİŞ’ten kurtulan Ezdi çocuklarla ilgil yayınladığı raporunda bu çocukların ağır fiziksel ve ruhsal sorunlar yaşadığını bildirdi.

Af Örgütü, 17-27 Şubat ile tarihleri arasında Güney Kürdistan’da (Başûr), DAİŞ tarafından çocukken esir alınan ve terör örgütünun şiddetinden kurtularak ailelerine dönen 29 kişi, hayatta kalan çocuklara bakım veren 25 aile üyesi ve aralarında doktorlar, psikoterapistler, sivil toplum örgütleri çalışanları, BM yetkilileri ve hükümet yetkililerinin de bulunduğu 68 uzman ve yetkiliyle görüşmeler gerçekleştirdi.

Görüşmelerin ardından “Terörün Mirası: DAİŞ Şiddetinden Hayatta Kalan Ezidi Çocukların Durumu” adıyla hazırlanan raporda, raporda DAİŞ’in, 2014 ile 2017 arasında, Irak’ta Ezidilere karşı savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve BM’nin soykırım olarak tanımladığı suçlar işlediği belirtildi.

56 sayfalık raporda, DAİŞ tarafından kaçırılan, işkenceye maruz kalan, savaşmaya zorlanan, tecavüze uğrayan ve diğer korkunç insan hakları ihlallerine maruz kalan, daha sonrasında ailelerine geri dönen bin 992 çocuğun birçok yönden karşı karşıya kaldığı zorluklar ortaya koyuldu.

Raporda şu ifadelere yer verildi:

“DAİŞ esareti altında maruz kaldıkları şiddetten hayatta kalan birçok çocuk, kalıcı yaralar, hastalıklar veya fiziksel sakatlıklarla geri döndü. Travma sonrası stres bozukluğu, kaygı ve depresyon, bu çocukların en sık yaşadığı ruhsal sağlık sorunları arasında. Çocukların sıklıkla gösterdiği semptomlar ve davranışlar arasında saldırganlık, geçmişi hatırlama, kabuslar, sosyal ortamlardan geri çekilme ve ruh halinde ani değişimler yer alıyor.

Fiziksel ve ruhsal sağlık krizi

İnsani yardım görevlileri, ruhsal sağlık uzmanları ve bakım veren kişiler Uluslararası Af Örgütü’ne, eski çocuk askerler ile cinsel şiddete maruz kalan kız çocuklar olmak üzere şiddetten hayatta kalan iki grup çocuğun yaşadığı belirli zorlukları anlattı.

Vahşi terör örgütü DAİŞ’in esir aldığı binlerce Ezidi erkek çocuk aç bırakıldı, işkenceye uğradı ve savaşmaya zorlandı. Bunun sonucunda, eski çocuk askerler daha büyük oranda ciddi sağlık sorunları ve fiziksel sakatlıklar yaşıyor. Kollarını veya bacaklarını kaybeden çocuklar da buna dahil.

Aileleri ve toplulukları, çocukların esaret altında yaşadıklarını anlamaya çalışırken, geri dönen Ezidi erkek çocuklar çoğunlukla sosyal ortamdan soyutlanıyor. Bu çocukların birçoğu esas kimliklerini, dillerini ve isimlerini silmek için kasten uygulanan yoğun propaganda, siyasi telkin ve askeri eğitime maruz kalmış oluyor.”

Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü 14 eski çocuk askerin yarısından fazlası, geri döndükten sonra psikososyal destek, sağlık desteği, mali veya diğer türde herhangi bir destek almadıklarını söyledi.

“Ya savaşacaktım ya da ölecektim”

Görüşme yapılan kişileri korumak için takma isimler kullanıldığı bilgisine yer verilen raporda, 15 yaşında zorla silah altına alınan Sahir’in şu sözlerine yer verildi:

“Savaşmaya zorlandım. Ya savaşacaktım ya da ölecektim. Başka seçeneğim yoktu. Benim kontrolüm dışındaydı. Hayatta kalmak için savaşa katıldım. Bu bir insanın başına gelebilecek en feci, en aşağılayıcı şey. Esaretten döndükten sonra tek aradığım benimle ilgilenecek, bir nebze destek olacak, ‘senin için buradayım’ diyecek biriydi. Tek aradığım buydu ama bunu hiçbir zaman bulamadım.”

Cinsel şiddet sonucunda doğum yapan kadınlar

Raporda, Ezidi kadın ve kız çocukların, DAİŞ’li teröristler tarafından cinsel köleliğe maruz bırakılmaları sonucunda yüzlerce çocuk dünyaya getirdiği bilgisine yer verilen raporda bu çocukların büyük bir kısmının Ezidi Yüksek Ruhani Konseyi’nin yaklaşımı ve Irak’ta “bilinmeyen” veya Müslüman babanın çocuklarının Müslüman olarak kaydedilmesini gerektiren mevcut yasal çerçeve gibi çeşitli nedenlerle Ezidi toplumunun bir parçası olarak kabul edilmediğine dikkat çekildi.

Uluslararası Af Örgütü’nün konuştuğu kadınların birçoğu, çocuklarını geride bırakmaları için baskıya uğradığını, buna zorlandığını ve hatta yanıltıldığını; bu durumun kendilerinde şiddetli bir ruhsal ızdıraba yol açtığını söyledi.

Ayrıca, bu kadınlara, ilerleyen aşamada çocuklarını ziyaret edebilecekleri veya onlarla yeniden bir araya gelebilecekleri yönünde asılsız sözler verildi.

Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü, çocuklarından ayrılan kadınların hepsi, çocuklarıyla iletişim kuramadığını ve onlara erişemediğini söyledi. Kendi güvenliklerinden endişe ettikleri için ailelerine ve topluluklarına da çocuklarına kavuşmak istediklerini söyleyemediklerini ifade ettiler.

“Çocuk doğurmak zorunda bırakıldım”

22 yaşındaki Canan, “Toplumumuz ve dünyadaki herkese ‘bizi ve çocuklarımızı kabul edin’ demek istiyorum. Bu kişilerden çocuk sahibi olmak istemedim. Çocuk doğurmak zorunda bırakıldım. Babasıyla bir araya gelmeyi kesinlikle istemem ama oğluma kavuşmaya ihtiyacım var” dedi.

Kızından zorla ayrılan 24 yaşındaki Hanan ise şunları aktardı:

“Aynı durumdaki diğer annelerle aynı duyguları yaşıyorum. Hepimiz kendimizi öldürmeyi düşündük veya bunu denedik. Biz de insanız, haklarımız var, çocuklarımızın yanımızda olmasını istiyoruz. IŞİD’le ne yaşamış olursak olalım şimdi daha da kötüsünü yaşıyoruz. Çözüme ihtiyacımız var.”

Eğitime erişim ve diğer sorunlar

IŞİD şiddetinden hayatta kalan Ezidi çocukların, esir tutuldukları yıllarda resmi eğitim imkanından yoksun bırakıldığı ifade edilen raporda, birçoğu, mevcut durumda, hızlandırılmış öğrenim programlarının varlığından haberdar olmadığı veya bürokratik sürecin külfetli olması nedeniyle bu programlardan faydalanamadığı kaydedildi.

Bunun sonucunda, şiddetten hayatta kalan Ezidi çocukların eğitim sisteminin tamamen dışında kalmayı seçtiği belirtildi.

Ancak Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü uzmanların, şiddetten hayatta kalan çocukların yaşadıkları travmanın üstesinden gelebilmeleri için okula gitmenin çok önemli olduğu konusunda hemfikir olduğuna dikkat çekildi.

Şiddetten hayatta kalan 16 yaşındaki Nahla, “Okula geri döndükten sonra hayat normale döndü ve kendimi daha iyi hissettim. Geleceğiniz olması için okula gitmeniz gerek” dedi.

Raporda, “Şiddetten hayatta kalan birçok Ezidi çocuk, Kürtçe yerine Arapça konuşmaya başladı. Bu durum, çocukların aileleri ve topluluklarıyla tam anlamda bütünleşmesini engelliyor. Halihazırda yoksullaştırılmış birçok aile, çocuklarını kurtarmak için on binlerce dolar ödemek zorunda kaldığı için borç içinde yaşıyor” denildi.

Matt Wells: Acil desteğe ihtiyaçları var

Uluslararası Af Örgütü Kriz Müdahale Direktör Yardımcısı Matt Wells, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu çocuklar için geçmişin kabusu geri çekilmiş olsa da zorluklar devam ediyor. Çok genç yaşta savaşın vahşetlerini yaşadıktan sonra geleceği inşa edebilmek için Irak yetkililerinin ve uluslararası toplumun acil desteğine ihtiyaçları var” dedi.

Wells, “Korkunç suçlardan hayatta kalan çocuklar şimdi de terörün mirasıyla karşı karşıya. Bu çocukların aileleri ve toplumlarıyla tam anlamda yeniden bütünleşebilmeleri için gelecek yıllarda fiziksel ve ruhsal sağlıklarına öncelik verilmelidir” ifadelerini kullandı.

DAİŞ esareti altında sistematik olarak vahşetlere maruz kalan bu çocukların şimdi de yaralarını sarmak için kendi başlarına bırakıldıklarının altını çizen Wells “Ezidi toplumunun bir parçası olarak bu çocukların geleceklerini yeniden kurabilmeleri için ihtiyaç duydukları destek sağlanmalıdır” dedi.