İran İslam Cumhuriyeti Hasan Ruhani, ABD’nin hakkında yaptırım kararı aldığı İran rejimi Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile bir araya geldiği toplantıda, ABD ile ilişkiler ve Hürmüz Boğazı’nda yaşanan gerilim konularında açıklamalarda bulundu.
İran rejiminin güvenliğini hedef alanların güvende olamayacağı tehdidinde bulunan Ruhani, ABD ile tüm yaptırımlara son vermesi halinde masaya oturabileceklerini açıkladı.
ABD Yönetimi’nin İran rejimi ile müzakere masasına oturmakta samimiyetsiz olduğunu iddia eden Ruhani, "Diyelim ki yarın ABD ile görüşmek isteyeceğiz. Peki, bunu kim yapacak? Görüşmeleri yürütmekten sorumlu olan dışişleri bakanımıza yaptırım uygulanırken bu görüşmeleri kim, nasıl yürütecek? Bu, ABD’nin siyasi bir planı olmadığını gözler önüne seriyor" diye konuştu.
ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları "ekonomik terör" olarak nitelendiren Ruhani, Trump Yönetimi ile ancak tüm yaptırımlara son verilmesi halinde müzakere masasına oturacaklarını yineledi.
Ülkesinin diyalog ve müzakereden yana olduğunu vurgulayan Ruhani, "Ancak bunun için her şeyden önce yaptırımların son bulması gerekiyor" dedi.
İran rejiminin petrol satışını engelleyenler, kendi petrollerini satamayacaklar. Cebelitarık Boğazı bize kapalıyken, Hürmüz Boğazı’nın size açık olmasını bekleyemezsiniz” diyerek ABD’yi tehdit eden Ruhani, tırmanan gerilim hakkında, "İran’la barış tüm barışların anası, İran’la savaş da tüm savaşların anasıdır" dedi.
Zarif ile radikaller arasındaki çekişme
İran rejimi Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile başını Devrim Muhafızları’nın (pasdaran) çektiği radikaller arasındaki çekişmeye de imalı sözlerle değinen Hasan Ruhani, dış politikanın büyük önem taşıdığını belirterek, “Diplomasimiz ile dış politikamız bütünleşmelidir. Eğer bütünleşmiş bir halk istiyorsak, güçlü olmamız gerek. Güç kaynaklarının farklı bölümlere ayrılması, gücün azaltmasına yol açar.” diye konuştu.
Ruhani, “Nükleer anlaşmadaki zaferin nedeni, nükleer dosyasının Dışişleri Bakanlığı'na devredilmesidir” dedi.
