Yaşar Yakış, ABD First Lady'si Melania Trump'ın Oklahoma eyaletinde bulunan Gülen grubuna ait bir okulu ziyaret etmesiyle Türkiye'ye 'aba altında sopa gösterme' mesajı verilmek istendiğini söyledi.
AKP iktidarının ilk Dışişleri Bakanı olan Yaşar Yakış, Melania Trump'ın Oklahoma eyaletinde bulunan Gülen grubuna ait bir okulu ziyaret etmesiyle Türkiye'ye verilmek istenen mesajı Ahaval'e konuştu.
Yaşar Yakış, ABD ile Türkiye arasındaki sorunların odak noktasının Rus yapımı bir hava savunma sisteminin bir NATO ülkesinde kullanılacak olmasından ABD'nin duyduğu rahatsızlık olduğunu söyledi.
Yakış'ın konuşmasından satır başları:
"Melania Trump'ın oradan geçerken, 'şuraya da gireyim' diye o okula girdiğini tahmin etmiyorum. Ziyaret programı yapılırken, Dışişleri Bakanlığı'nda ve Beyaz Saray'da danışılmıştır ve Türkiye'ye nasıl bir mesaj verileceği konusunda bir karar verilmiştir.
Ondan sonra Melania Hanım'a 'evet git ya da hayır gitme' denmiştir.
Bunun bilerek yapıldığını düşünüyorum. 'Bu konuda elimizde bazı imkanlar var, size karşı kullanabiliriz' ve aba altından sopa göstermek diye algılamak doğru olur.
Meselenin odak noktası, S-400'lerin Rusya'dan alınacak olmasıdır. Bu işin tezgaha gelmiş olmasıdır en önemli nokta. ABD'liler buna çok önem veriyor. Rus yapımı bir hava savunma sisteminin bir NATO ülkesinde kullanılacak olmasından ABD rahatsız.
F-35'ler ile de bir bağlantısı var konunun. F-35'ler ABD'nin şu ana geliştirdiği en sofistike savaş uçağıdır. Türkiye bu uçaklara sahip olacak ve bir yandan da S-400'ler gibi, F-35'ler hava zafiyetlerini yakalayacak bir sisteme sahip olacaklar. S-400'ler konuşlanırsa, projenin başında Rus teknisyenler olacaktır. Bu Rus teknisyenler, F-35'lerin zayıf noktalarını, boşluklarını öğrenir ve karşı önlemler alır diye endişe ediyor ABD.
'İşin merkezinde S-400 savunma sistemi var'
ABD gibi bir süper gücün elinde, Türkiye'yi rahatsız edebilecek çok sayıda ipin ucu var. Bu iplerden hangisini, hangi noktada çekip de Türkiye'yi rahatsız edeceğini, ABD olaylar geliştikçe kararını verecektir. Şu sıralarda hassas konulardan biri Gülen meselesidir.
Süper güçlerin elinde başka ülkeleri rahatsız edebilecek çok sayıda ip vardır, onlardan biri de budur. Şu sıralar, Amerikalılar, Türkiye'yi en fazla rahatsız edecek konu olarak bunu takdir etmiş olacak ki, Melania Hanım'a, 'sen git, okulda bir görün' denmiştir, onlar da o mesajı vermek için kullanmışlardır.
Bir ülkenin milli savunması o ülkenin takdirindedir. Bir ülke, savunması için ne türlü silaha ihtiyacı varsa satın alma hakkı vardır. Kimsenin bunu tartışmasına gerek yok. Ancak mevcut durumda Türkiye, biraz daha Rusya'ya yaklaşıyor ve savunmasında Rus silahları daha önemli hale geliyor.
Bu durum NATO içinde Türkiye'nin canını sıkabilir. NATO müttefikleri, bir savunma aracı için, uçak, tank, top gibi, ortak üretime girişecekleri zaman Türkiye'yi aralarına almayarak yalnız bırakabilirler. Bu işin riski oradadır.
Sayın Cumhurbaşkanı S-400'leri aldığımız gibi, gelişmiş bir versiyonu ortaya çıktığında onu da alırız diyerek, hükümran bir devletin yapabileceği şeyleri dile getirmiş oluyor. Türkiye'nin hükümranlık haklarını yanlış kullanması diye bir şey söz konusu değil ama bunun da NATO içinde Türkiye'ye karşı bir bedeli olacak.
NATO üyeliğinden atılabilir diye bir kural yok. Türkiye, 'ben çıkmak istiyorum' demediği müddetçe, geri kalan ülkelerin bir araya gelerek, 'Türkiye'yi attık' demeleri mümkün değil ancak ülkeler Türkiye'yi dışarıda bırakarak, savunma anlaşmasının sağladığı faydalardan mahrum edebilir.
NATO Türkiye'yi, istişare mekanizmasından dışlayabilir.
Bu tablodan Rusya kesinlikle kârlı çıkıyor. Bundan sonra hiçbir şey olmasa dahi, NATO ülkelerinin Türkiye'ye bakış açılarını Rusya'nın zayıflatmayı başarmış olması onun için bir başarıdır. Onun kâr hanesine kaydedilecektir.
