Lübnanlı gazeteci-yazar ve siyasi analist Hüda Huseyni Londra merkezi Şark Al Awsat gazetesinde yayımlanan makalesinde Türkiye’nin Suriye’de yeni bir Kürt otoritesinin kurulmasını istemediğini bunu nedenle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) onayını almadan Suriye’den güvenli bölge kurmayı amaçladığını yazdı.
Makalede, “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta Çarşamba günü; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suriye’de Türkiye’nin kontrolü altında bir “güvenli bölge” kurulmasını görüşmek için Moskova’daydı. Bunun amacı ise –Erdoğan’a göre- Türkiye sınırlarını ABD’nin yardımıyla DAEŞ’i yenen ve farklı etnik gruplardan oluşan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) çoğunluğunu oluşturan YPG’li Kürt savaşçılardan korumak” yer verildi.
Ayrıca, “Suriyeli Kürt yetkililer ise kendi açılarından BM ya da ABD liderliğindeki koalisyonun kontrolü altında olması şartıyla güvenli bölgenin kurulmasını destekleyeceklerini vurguladılar. Güvenli bölgenin kurulması halinde ABD’nin Türkiye’nin SDG güçlerine saldırmasını ve yok etmesini engelleyip engellemeyeceği konusunda ise şu ana kadar yeterli bilgi bulunmuyor. Konunun özünü de bu sorun oluşturuyor. Türkiye; kurmak istediği bu güvenli bölge ile Suriye’nin kuzeydoğusundaki ana Kürt yerleşimlerinin Türk ordusu tarafından kontrol edilmesini istiyor” yorumuna yer verildi.
Türkiye’nin uluslararası hukuku dikkate almayacak bir hamlede bulunarak Suriye’de güvenli bölge oluşturma çabası içinde olduğunu aktaran yazar Huseyni, “Lakin –uluslararası hukuk uzmanlarından birinin dediği gibi- eğer güvenli bölge kurulacaksa ilk önce uluslararası meşruiyete sahip olmalıdır. Dolayısıyla Güvenlik Konseyi’nden bu yönde bir karar çıkmalıdır. Bu da Türkiye’nin Güvenlik Konseyi üyelerini yani ABD, Rusya, Fransa, İngiltere’yi ikna etmesi gerektiği anlamına gelmektedir” analizini yapıyor.
Lübnanlı yazar Huzeyni, Türkiye’nin Rojava’da güvenli bölge kurma amaçlarını da şu sözlerle aktarıyor: “Türkiye’nin Güvenlik Konseyi’nin müdahalesi olmadan Suriye içerisinde bir güvenli bölge kurmakta ısrar etmesinin iki amacı vardır:
Birincisi; Türkiye bir Güvenlik Konseyi kararı ile güvenli bölge kurulması halinde bu bölgenin; 1991 Körfez Savaşı sonrası Irak’ta kurulan ve Irak Kürtlerinin özerklik kazanmasını sağlayan bölgeye benzer olmasından korkmaktadır. Çünkü bu, Suriye’nin kuzeyinde her tür Kürt oluşumunu şiddetle reddeden Türkiye için kabus gibi bir senaryodur.
İkincisi; Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan kurulmasını istediği bu bölgenin; sadece Türkiye’nin güvenliğini sağlamak değil artan ekonomik zorluklar ile karşı karşıya olan Türkiye’de Suriyeli mültecilerin neden olduğu yükü hafifletebileceğini de düşünmektedir.”
Türkiye’nin, Birleşmiş Milletlerin (BM) onayını almadan Suriye’de güvenli bölge oluşturmasının mümkün olmayacağına inandığını da belirterek şöyle devam ediyor: “Türkiye BM’den uluslararası onay almadan önce büyük olasılıkla Avrupa, Erdoğan’ın Suriye devletinin müdahalesi olmadan güvenli bölgede gerçekleştirmek istediği projelere büyük bir mali destek sunmayı kabul etmeyecektir.”
ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’ye “Eğer Kürtlere saldırırsanız ekonominizi mahvederiz” tehdidinde bulunmuş Rojava Kürtlerini de Türkiye’nin saldırılarına karşı korumak amacıyla 32 kilometrelik bir güvenli bölge kurma önerisinde bulunmuştu.
Türkiye yetkilileri kurulması öngörülen güvenli bölgenin kendi kontrollerinde olması talebinde bulunurken Rojavalı yetkililer güvenli bölgenin BM’nin kontrolünde olması gerektiğini ifade ediyor.