İki can düşmanı olan Suriye rejimi ile Türk devleti, yine mevzu Kürtlerin kazanımı olunca aynı noktada buluştu. Suriye rejimi ile Türk devleti, Batı Kürdistan (Rojava) Özerk Yönetimi ile ABD’li büyük petrol şirketi Delta Crescent Energy (LLC) arasında imzalanan petrol anlaşmasına tepki gösterdi.
Türk Dışişleri Bakanlığı, Rojava’daki petrol sahalarının modernize edilmesi, petrol üretiminin artırılması ve pazarlanması amacıyla Rojava Özerk Yönetimi’nin ABD’li şirket LLC ile anlaşma imzalamasına tepki göstererek bunun ‘kabul edilemez’ olduğu açıklamasında bulundu.
Rojava’da halkların olduğu ve bu halkların bu doğal kaynakların da sahibi olduğu gerçeğini görmezden gelen Türk bakanlığı, "Suriye’nin doğal kaynakları Suriye halkına aittir" ifadeleri kullanıldı.
Türk Dışişleri Bakanlığı, ‘anlaşmanın uluslararası hukuku ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ile egemenliğini ihlal ettiği’ iddiasında da bulunarak anlaşmayı ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.
Açıklamada PKK’nin, bu adımla Suriye halkının doğal kaynaklarına el koyarak bölücü gündemini ilerletme emelini açıkça gözler önüne serdiği savunularak “ABD’nin uluslararası hukuku hiçe sayan, Suriye’nin toprak bütünlüğüne, birliğine ve egemenliğine kasteden bu adıma destek vermesini esefle karşılıyoruz. Hiçbir meşru saikle gerekçelendirilemeyecek olan bu tasarruf asla kabul edilemez” denildi.
Jeffrey, Türk devletinin olumsuz tepki veremediğini tezini ileri sürmüştü
Rojava Özerk Yönetimi ile LLC arasında imzalanan anlaşmanın ‘Beyaz Saray’ın bilgisi ve teşviki ile imzalandığı’ ifade edilirken, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türk devletine petrol anlaşması hakkında bilgi verdiğini ve Türk devletinin olumsuz tepki vermediği ileri sürmüştü.
Şam’dan da tepki
Suriye rejimi Dışişleri Bakanlığı da Rojava Özerk Yönetimi ile ABD’li petrol şirketi LLC arasında imzalanan anlaşmaya Türk devletinin tepki gerekçelerine benzer gerekçelerle tepki gösterdi.
Kan düşmanı Şam rejimi ile Türk devletini Kürt düşmanlığında buluşturan tepki açıklamasında Suriye rejimi Dışişleri Bakanlığı anlaşmayı, “tam teşekküllü nitelikli bir hırsızlık” şeklinde nitelendirerek, bu anlaşmanın geçersiz olduğunu savundu.
Anlaşmayı Graham duyurmuştu
Rojava Özerk Yönetimi, Rojava’daki petrol sahalarının modernizasyonu, petrolün işletilmesi ve pazarlanması amacıyla ABD’li Delta Crescent Energy petrol şirketi ile anlaşma imzalamıştı.
Geçtiğimiz Perşembe günü ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nun oturumunda Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun da katıldığı toplantıda konuşan Trump’a yakınlığıyla bilinen Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, HSD Genel Komutanı General Mazlum Kobani ile görüştüğünü ve General Mazlum’un kendisine ABD’li LLC petrol şirketiyle Rojava petrollerinin işletilmesi ve pazarlanması konusunda bir anlaşma imzaladıklarını bildirdiğini söylemişti.
Graham görüşmede, General Mazlum’un kendisinden anlaşmanın detaylarını Başkan Donald Trump’a iletmesini istediğini ifade etmişti.
Senato Dış İlişkiler Komisyonu oturumunda Lindsey Graham, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya, “Görünüşe göre, bir Amerikan petrol şirketi ile Suriye'nin kuzeyindeki petrol sahalarını modernize etmek için bir anlaşma imzaladılar. Bunu destekliyor musunuz?” sorusunu yöneltmiş, Graham’a cevaben Mike Pompeo da anlaşmanın bir sakıncası olmadığını belirterek “Bu, bölgedeki herkese yardım etmek için en iyi yol” demişti.
Pompeo da ABD yönetiminin bu yönelimi desteklediğini belirterek, “Anlaşma beklenenden daha fazla zaman aldı. Biz, şu an anlaşmayı uygulama aşamasındayız” ifadesini kullanmıştı.
Delta Crescent Energy LLC’nin Suriye’de faaliyet göstermesi için ABD Hazine Departmanı’na bağlı Dış Varlıklar Kontrol Ofisi’nden (OFAC) lisans aldığı belirtildi.
Rojava’da iki rafineri kurulacak
Özerk Yönetim ile ABD’li LLC petrol şirketi arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde, Fırat'ın doğusunda petrol kuyuları için iki petrol rafinerisi kurulması öngörülüyor.
Rojava’daki en büyük tehlikelerden biri petrol altyapısındaki modernizasyon eksikliği. Bölgedeki petrol yataklarındaki sızıntılar doğaya ve insan sağlığına zarar verirken hava ile suyu da kirletiyor. Ayrıca rafinerilerin olmaması kaçakçılık riskini de arttırıyor.
Suriye’de 2011 yılından önce günlük petrol üretimi 380 bin varilken, savaş nedeniyle şu anda günlük 60 bin varil petrol üretilebiliyor.
Suriye petrolünün yüzde 90’ı ve doğalgaz rezervlerinin yarısı Rojava Özerk Yönetimi’nin denetiminde bulunuyor.
Bu petrolün bir bölümü yereldeki ihtiyaçlar için kullanılırken, en büyük bölümü Suriye hükümetinin denetimindeki bölgelere transfer ediliyor. Petrolün bir kısmı ise Güney Kürdistan’daki (Başûr) Kürdistan Bölge Yönetimi’ne aktarılıyor.
Rojava’da anlaşma imzalanan bölgedeki petrol üretimi günlük yaklaşık 20 bin varil.
