Suriye iç savaşının karanlık isimlerinden, MİT’e çalıştığı sıklıkla iddia edilen, Suriye’ye silah taşımak, El Nusra’ya sarin gazı temin etmek, Reyhanlı Patlaması ve IŞİD’in Niğde saldırısı gibi suçlardan yargılanan ve 12 yıl kesinleşmiş hapis cezası olan Suriye uyruklu Heysem Topalca (Hytham Qassap), Konya’daki bir trafik kazasında yaşamını yitirdi.
Gazeteci Cevheri Güven’in haberine göre, Karapınar-Konya yolu Akçayazı Mahallesi Merdivenli mevkiinde 10 Şubat saat 21:00 sıralarında içinde Topalca’nın bulunduğu 68 KH 911 plakalı otomobil ile 06 KH 8433 plakalı TIR çarpıştı. Otomobilde bulunan Topalca ile birlikte iki kişi yaşamını yitirdi, dört kişi yaralandı. Kaza sonrası gözaltına alınan tır şoförü Mustafa Usta ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Heysem Topalca kim?
Suriye iç savaşından bugüne kadar MİT ile bağlantılı olmakla gündeme gelen Heysem Topalca’nın suç dosyası oldukça kabarık.
1 Mayıs 2013 Reyhanlı Patlaması ve 20 Mart 2014 Niğde Ulukışla IŞİD saldırısı davalarının “firari” sanığı olan Topalca, El Nusra’ya sarin gazı temin etmek suçundan Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafında dava 29 Aralık 2015’te 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
El Kaide ve El Nusra bağlantısı
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün El Kaide raporunda, 2011-2014 yılları arasında Türkiye’ye 873 kez giriş çıkış yapan Topalca’nın El Kaide ve El Nusra örgütleriyle bağlantısı olduğu yazılıyor.
Jandarma raporu
Jandarma Genel Komutalığı’nın 9 Haziran 2014 tarihli raporunda ise Topalca ile ilgili şu bilgiler yer alıyor:
- Suriye'den kaçak yollarla tarihi eser getirip Türkiye’de satılmasının organize edilmesi
- Halep sanayi bölgesindeki makinelerin çalınarak Türkiye’de satılması
- El Kaide ve Nusra Cephesi'ne sürekli Türkiye üzerinden mühimmat temin edilmesi
- Reyhanlı'da patlayan araçları gönderen kişi olması
- Adana'da ele geçirilen 931 adet havan mermisinin sahibi olması
- Cund el Şam örgütü ile ilişkisinin bulunması
Bunca suç ve 12 yıl kesinleşmiş hapis cezasına rağmen Topalca’nın Türkiye sınırları içinde serbestçe dolaşıyor olması, bir trafik kazasında şüpheli bir şekilde ölmesi ve ölüm haberinin Türkiye basınında yer almaması dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
