رفتن به محتوای اصلی

Müslim: Türk devleti İdlib’de tehlikeli bir sürecin içerisinde

Müslim: Türk devleti İdlib’de tehlikeli bir sürecin içerisinde
Türk devletinin güdümündeki cihatçı grupların Suriye ordusuna karşı her gün yeni mevziler kaybettiği İdlib’teki son durumla ilgili konuşan PYD Sözcüsü Salih Müslim, İdlib’deki sürecin Türk devleti açısından tehlikeli olduğunu söyledi.
posted onFebruary 10, 2020
noدیدگاه

Türk devletinin güdümündeki cihatçı grupların Suriye ordusuna karşı her gün yeni mevziler kaybettiği İdlib’teki son durumla ilgili, Rusya ile Türk devleti arasında gerginlik sinyalleri baş gösterirken bölgede çatışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

İdlib’deki durumla ilgili merak edilen bir diğer şey Batı Kürdistan’daki (Rojava) Kürt güçlerinin tutumu.

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Sözcüsü Salih Müslim, bütün radikal cihatçı grupları Suriye’nin diğer bölgelerinden İdlib’e yerleştirme planının Ruslara ait olduğunu söyledi. 

Ahwal News’e açıklamalarda bulunan Salih Müslim, Rusya’nın bu planla dağınık haldeki cihatçı grupları bir bölgede sıkıştırmayı amaçladığını söyledi.

“Rusya, cihatçıları İdlib’de topladı”

Rusya tarafından İdlib’te toplatılan cihatçı gruplara Türk devleti tarafından ağır silahlar dâhil tüm lojistik desteğin gönderildiğini ifade eden Salih Müslim, “Bölgeye Türkiye üzerinden silahların gittiği biliniyor. Türk devleti ile buradaki cihatçı gruplar arasında derin ilişkiler var” hatırlatmasında bulunuyor. Müslim’e göre Türk devleti bu cihatçı grupları kullanıyor. Müslim, bu grupların adeta Türk devletinin öncü birlikleri olduğunu söylüyor, Osmanlı’da farklı bölgelere yerleştirilen Yeniçeri öncü birliklerine benzetiyor. Buna örnek olarak Afrin’i, Serêkaniyê’yi ve Grê Spi’yi ve son olarak da Libya’yı örnek gösteriyor. 

“ABD ve Batı, İdlib konusunda Türk devletini destekliyor”

PYD Sözcüsünün üzerinde durduğu bir diğer konu ise ABD ve Batı devletlerinin, Şam rejiminin İdlib'de hakimiyet kurmasını istememesi yönünde. Ona göre, ABD ve Batılı devletler İdlib’in rejime geçmesini istemedikleri için Türk devletine destek veriyor.  

Türk devleti, İran rejimi ve Rusya, İdlib konusunda sayısız zirveye imza attı. Üç ülke garantörlüğünde Astana ve Soçi’de görüşmeler yapıldı, İdlib’de çatışmasızlık bölgeleri oluşturuldu ve Türk ordu unsurları bölgede 12 gözlem noktası kurdu. Türk devleti ile Rusya'nın uzlaştığı İdlib mutabakatında yer alan konulardan biri de M4 ve M5 karayollarının trafiğe açılması ve radikal cihatçı gruplar ile ılımlıların ayrıştırılmasıydı. 

Bu konuda Türk devletine görevler düşüyordu. Beklenen olmadı ve son günlerde Suriye ordusu Rusya desteğiyle bölgedeki operasyonlarına hem havadan hem karadan başladı ve hızlandırdı. 

Öyle ki, Türk askeri ile Suriye ordusu, İdlib kent merkezine sadece 20 km uzaklıkta yer alan stratejik Serakib kasabasında karşı karşıya geldi. Rejimin topçu saldırısında resmi açıklamaya göre, altı Türk askeri yaşamını yitirdi. Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu saldırı sonrası, "Rusya ile gerek Soçi gerek Astana’da bazı görüşmeler, anlaşmalar oldu. Bu anlaşmalara Rusya’nın sadık kalması halinde, biz de aynı sadakatle yola devam ederiz" hatırlatmasında bulundu ve bu zirvelerdeki mutabakatların bittiğiyle ilgili şu ifadeyi kullandı:

“Şu an itibarıyla maalesef Rusya Astana’ya da Soçi’ye de sadık değil. Şu anda Astana süreci diye bir şey de kalmadı. Astana süreci şu anda sessizlikte veya sessizliğe büründü.”

“Astana-Soçi zirvelerinin mutlaka biteceğini bekliyorduk”

Salih Müslim, Astana ve Soçi zirvelerinin bir gün mutlaka biteceğini beklediklerini, o günün de geldiğini söyledi. Sorunun silahla, operasyonlarla bitmediğini dile getiren Müslim, bölgede çözümden yana olduklarını dile getirdi. 

“Türk devleti tehlikeli bir sürecin içine giriyor”

Müslim’e göre, radikal gruplar diskalifiye edilerek yani bölgeden çıkarılarak, ılımlılarla çözüm bulunmaya çalışılmalı. Bunun için adres de, Suriye için yeni anayasa. Salih Müslim Suriye’de tüm sorunların ancak yeni anayasa ile çözüme kavuşacağını belirtiyor. 

Müslim’e göre, Türk devleti bölgede çok tehlikeli bir sürecin içine giriyor. Rusya’nın sadece kendi menfaatini düşündüğünü belirten Müslim, Türk devleti ile Suriye’nin iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümün mümkün olduğu düşüncesinde. Peki nasıl?

Müslim, bunun için öncelikli şartın, Türk devletinin işgal ettiği bölgelerden askerlerini çekmesi olduğunu dile getiriyor. Türk ordu güçleri, İdlib bölgesinin yanı sıra Afrin’in tamamında, Serêkaniyê ve Grê Spi bölgesi ile Azez ve El Bab’da bulunuyor. 

İdlib’de Suriye ordusu saldırılarını yoğunlaştırılıp ilerleyince, sayıları yaklaşık 120 bin olarak tarif edilen, Türk devletinin eğitip donattığı değişik grupları bir araya getirerek oluşturduğu çete güçleri de, Halep’te rejime karşı yeni bir cephe açmıştı. Türk devleti güdümündeki bu çeteler, Türk devletinin Fırat’ın doğusuna yönelik işgal harekâtında Türk ordusu ile hareket etti ve şimdi Serêkaniyê ile Grê SPi’de bulunuyor. 

Omurgasını Kürt Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri (HSD) ile bu çeteler arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyor. Salih Müslim, Türk devleti güdümlü cihatçı çetelerin rejime yönelik saldırıları başlayınca, Şam ya da Rusya’nın HSD’den yardım isteyip istemediği sorusuna karşılık, bunun askeri bir konu olduğunu, kendisinin haberdar olmadığını söyledi. 

Kürtlerin Şam ile diyalog sürecini başlatıp başlatmadıklarıyla ilgili ise Müslim, Rusya’nın devrede olduğunu ancak henüz bir gelişmenin yaşanmadığını belirtti. Salih Müslim “Bekliyoruz. Muhtemelen gelişmeler olacaktır” dedi. 

Kürt tarafı ile Türk devletinin diyalog ihtimaliyle ilgili ise  Salih Müslim, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in Türkiye ile temaslarını hatırlattı, “Jeffrey’in ekibi burada da varlar. Arada neler konuşuldu aktarılıyor. Ancak buna arabuluculuk diyemeyiz. Şu an bildiğim kadarıyla görüşmeler yok” ifadelerini kullandı. 

“ENKS ile görüşmeler olabilir”

PYD Sözcüsü Müslim, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS)’nin Rojava’da büro açmaları ve ENKS ile ilişkileriyle ilgili, büro açılışına davet edilmediklerini, ancak aynı şehirde siyaset yaptıklarını hatırlattı ve “Bundan dolayı önümüzdeki günlerde toplantılar, görüşmeler olabilir” dedi.