رفتن به محتوای اصلی

Mazlum Kobani: BM ve Guterres soykırımın suç ortağı olur

Mazlum Kobani: BM ve Guterres soykırımın suç ortağı olur
HSD Genel komutanı General Mazlum Kobani, Rojava’da demografik yapıyı değiştirmeyi hedefleyen politikaları engelleme çağrısında bulundu. Kobani, BM ve genel sekreteri Guterres’in, Erdoğan’ın etnik temizlik planına yeşil ışık yakarak soykırımın suç ortağı olacaklarını söyledi.
posted onNovember 10, 2019
noدیدگاه

Demokratik Suriye Güçleri (HSD) Genel komutanı General Mazlum Kobani, Batı Kürdistan’da (Rojava) ‘demografik yapıyı değiştirmeyi hedefleyen politikaları engelleme’ çağrısında bulundu.

HSD’den yapılan yazılı açıklamada, “Türk ordusu ve bağlı çetelerin son askeri operasyonları Fırat’ın doğusunda 30 bin sivili yerinden etti. Ayn İsa’nın kuzeyi, Kobani’nin doğusu, Serêkaniyê’nin doğusu ve Til Temir’in kuzeybatısında 56 köy ve mezranın bulunduğu bin 100 kilometrekare işgal edildi” denildi.

HSD, güçlerinin ateşkes mutabakatı çerçevesinde 32 kilometrenin gerisine çekildiğini vurguladı. HSD açıklamasında, “Anlaşmaya göre askeri operasyon dışında kalan bölgelerdeki 110 noktaya top atışları ve ağır silahlarla ateş açıldı. Bu saldırılarda savunma pozisyonundaki güçlerimizden 182 savaşçı şehit oldu, 243’ü yaralandı” denildi.

Koalisyon: Türk ordusu ateşkesi ihlal ederek felaketi büyüttü

ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon, Türk ordusu ve ona bağlı cihatçı çeteleri, ateşkesi ihlal etmekle suçladı. Koalisyon, ihlalin insani felaketin büyüklüğünü arttırdığını vurguladı.

Koalisyon tarafından yapılan açıklamada, Türk devleti ile ABD arasında geçen ay Rojava konusunda varılan ateşkes mutabakatina işaret edilerek, “Uzlaşıya varılan askeri operasyon bölgesi dışındaki Suriye topraklarında işgal devam ediyor” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, Türk ordusu ve ona bağlı çete gruplarının bölgede 108 kara operasyonu düzenlediği ve insansız hava araçlarıyla 82 noktayı bombaladığı belirtildi.

Mazlum Kobani: BM soykırımın suç ortağı sayılır

HSD Genel Komutanı General Mazlum Kobani ise Türk ordusu ve ona bağlı çetelerin uyguladığı ‘soykırım ve etnik temizlik politikalarına karşı uyarılarda bulunarak, Birleşmiş Milletler’in (BM) Türk devletinin Suriye’nin kuzey sınırı boyunca inşa etmeyi düşündüğü güvenli bölgede incelemelerde bulunması için komisyon kurma çabalarını eleştirdi.

Kobani, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Türk devleti, uluslararası hukuk kapsamında etnik temizlik politikalarını uygulamaya çalışıyor. Sayın Guterres’in, Türkiye’nin (güvenli bölge) teklifini incelemek ve yerleşim yerleri kurmak için bir komite oluşturma olasılığı hakkındaki açıklaması, BM’nin soykırım politikalarıyla ilgili riskli bir suç ortaklığı sayılır. BM’nin rolü ve görevi, etnik temizlik projelerine katılmak değil, yerel nüfusu korumaktır” diye yazdı.

Uluslararası Koalisyon, Rusya ve ABD’den de yapılan açıklamalarda, Türkiye ve Suriyeli silahlı gruplar tarafından alınan Serekani ve Gire Spi’de ‘demografik değişim politikalarının engellenmesi’ çağrısı yapıldı.

Özerk Yönetim: Türk devleti yasaklı silahlar kullanarak savaş suçu işledi

Rojava Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi de bir açıklama yayınlayarak, Türk ordusu ve bağlı cihatçı çeteler tarafından kontrol altına alınan bölgelerde ‘savaş suçu işleyenlerin’ araştırılmasını talep etti.

Açıklamada, bu suçu işleyenlerin, uluslararası yasaları ve sözleşmeleri ihlal etmeleri, ahlaki ilkeleri ve sivillerin güvenliğini göz ardı etmeleri sebebiyle adalete teslim edilmeleri istendi. Açıklamada ayrıca, “Türk devletinin, halkımıza karşı uluslararası yasalar çerçevesinde yasaklanmış silahlar kullanması sonucu, çocuklar da dahil olmak üzere 30'dan fazla silahsız sivilin hedef alınmasıyla savaş suçları doruk noktasına ulaştı” ifadeleri kullanıldı.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Abdulkerim Ömer, Türkiye’nin bulunduğu bölgelerde savaş suçu işlendiğine dair delillerinin olduğunu savundu ve bölgeye gelerek incelemelerde bulunmak isteyen özel komisyonları karşılamaya ve çalışmalarına destek vermeye hazır olduklarını kaydetti.

Uluslararası yasaklı silahların kullanımını doğrulayan durumların söz konusu olduğunu iddia eden Ömer, elindeki numunelerin tıbbi ve yasal işlemlere tabi tutulması gerektiğini ifade etti.

Ömer ayrıca, Türkiye’nin, suçunu gizlemek adına Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne 30 bin Euro bağış yaparak uluslararası soruşturma komisyonun kurulmasını önlemeye çalıştığını iddia etti.