Türk devleti ile PKK arasında başlayan, ardından Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan’ın çark etmesiyle sona eren Çözüm Süreci’nin devam ettiği 21 Mart 2013 tarihinde İstanbul’daki Newroz kutlaması sırasında yaptığı konuşmadan dolayı Türk mahkemesi tarafından 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Ankara eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Türk Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla bugün tahliye edildi.
Dönemin HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan ile birlikte Kandil’de PKK üst düzey yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştiren ve Çözüm Süreci’nin en önemli aktörlerinden olan Önder, 6 Aralık 2018 tarihinden beri cezaevindeydi.
‘Terör örgütü propagandası yapma’ ve ‘terörü övme’ gerekçeleriyle cezaevine konulan Önder ile birlikte aynı davada yargılanan Selahattin Demirtaş, hala Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.
Mahkeme karar gerekçesi: Önder’in tutuklanması ifade özgürlüğüne müdahale
Siyasi konjonktüre göre dikkat çekici kararlara imza atabilen Türk Anayasa Mahkemesi oy birliği ile aldığı kararın gerekçesinde, ilk derece mahkemenin kararında Önder’in düşünce açıklamasının hangi surette terör örgütünün şiddet ve tehdit yöntemlerini meşru gösterdiğine veya övdüğüne ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiğine dair bir değerlendirme yapmadığının altını çizerken ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaştığı belirtti.
“Kürdistan” ifadesi suç değil”
Gerekçeli kararda, ‘‘Başvuruya konu ve başvurucunun (Sırrı Süreyya Önder) mahkumiyetine neden olan ‘Size Kürt halk önderi Sayın Öcalan’ın selamını getirdim’ sözü BDP tarafından organize edilen bir toplantıda, kısa süre önce Abdullah Öcalan ile çözüm süreci üzerine yüz yüze görüşmüş siyasetçilerin yaptıkları konuşmalar sırasında ifade edilmiştir. Başvuruya konu konuşmanın terör gruplarına silah bıraktırılması, ülkede şiddet olaylarının sona erdirilmesi, toplumsal sorunların demokratik müzakere süreçleri işletilerek çözülmesi imkânlarının artırılması amacını taşıyan ve demokratikleşme süreci olarak ifade edilen bir bağlamda yapıldığı göz önüne alınmalıdır’’ denilirken ‘Kürdistan’ ifadesi kullanmanın bir suç olmadığı da teyit edildi.
