Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müslüman ülkeleri Türk devletinin cihatçı haydut çetelerle beraber Batı Kürdistan’a (Rojava) yönelik gerçekleştirdiği işgal harekatına destek vermedikleri için eleştirdi.
Erdoğan, Malezya’nın başkentinde düzenlenen Kuala Lumpur Zirvesi’nde yaptığı konuşmada İdlib’ten Türkiye’ye 50 bin kişinin daha gelmekte olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Şu an İdlib’ten 50 bin insan topraklarımıza doğru geliyor. Zaten 4 milyon var. Şimdi bir 50 bin daha geliyor ve belki bu sayı daha da artacak” dedi.
Mülteciler konusunda Birleşmiş Milletler’in (BM) Türk devletine yeterli destek vermediğini, Avrupa Birliği’nin (AB) ise verdiği sözlerini tutmadığını iddia eden Erdoğan, Müslüman ülkeleri de Suriyeli mülteciler konusunda yeterince destek vermedikleri konusunda eleştirdi.
Rojava’da yeni bir ‘Arap Kemeri’ oluşturma girişimine destek vermeyen ülkeleri eleştirdi
Erdoğan, Rojava topraklarını işgal edip burada ‘güvenli bölge’ adı altında yeni bir ‘Arap Kemeri’ oluşturma planlarına destek vermeyen Müslüman ülkeleri, “Güvenli bölge inşa edelim deyince buraya herhangi bir destek gelmiyor ama silah denilince silah geliyor” diyerek Müslüman ülkelerin Kürt Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) silah desteği yaptığını iddia etti.
Erdoğan, “Silah kime geliyor? Terör örgütlerine geliyor. Terörizmle mücadele edelim diyorlar ama lafla terörle mücadele olmuyor” dedi.
Ruhani’nin ‘dolara karşı milli paralar’ önerisine destek verdi: Biz hazırız
Erdoğan, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin İslam ülkelerinin dolara karşı milli paralar ile ticaret yapması amacıyla bankacılık ve mali konularda özel mekanizmalar oluşturulması önerisini desteklediğini belirterek, ''Ticaret savaşlarının konuşulduğu dönemde milli paralarla ticaret meselesi aciliyet kazanmıştır. Biz, bu konuda sizlerle beraber çalışmaya hazırız. İslami finans meselesini de öncelikli gündemimize almamız gerekiyor'' dedi.
İran rejimi Cumhurbaşkanı Ruhani, Kuala Lumpur Zirvesi’nde bugün yaptığı açıklamada, İslam ülkelerinin doların küresel ekonomideki egemenliğinin önüne geçmek için bir yol bulması gerektiğini ifade ederek, "İslam ülkeleri ekonomik açıdan birbirini tamamlayan özelliğe sahiptir. İslam ülkeleri arasında bankacılık ve mali konularda özel mekanizmalar oluşturulması, karşılıklı ticaretin milli para birimleriyle yapılması ve tercihli ticaret anlaşmaları imzalanması gibi konular ekonomi uzmanları tarafından değerlendirilmelidir" demişti.