Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Koşuyolu Parkı’nda dün gözaltına alınıp serbest bırakılan tutuklu annesi Hızal Yıldırım, evine gittiği sırada sivil polis tarafından önünün kesildiğini söyledi. Yıldırım, “İtiş kalkış esnasında tülbendim başımdan yere düştü. Polis beyaz tülbendimi ayaklarıyla çiğnedi” dedi.
Koşuyolu Parkı’nda 1 Mayıs’tan bu yana eylem yapmaları polislerce engellenen açlık grevi ve ölüm orucundaki tutuklu anneleri, dün Batıkent Kavşağı’nda bir araya geldi. Burada çembere alınan tutuklu yakınlarına polis müdahale etti. Polisler tarafından darp edilen Hızal Yıldırım gözaltına alındı. Gözaltına alınan Yıldırım bir süre sonra serbest bırakıldı.
‘Polis beyaz tülbendimi çiğnedi’
Gözaltında yaşadıklarını anlatan Yıldırım, polisin kendisini darp ettikten sonra tehdit ettiğini söyledi. Gördüğü işkencelerden dolayı kolunda ve bacağında morluklar oluşan Yıldırım, dün evine döndüğü sırada, 3 sivil polis tarafından önünün kesildiğini söyledi. Polisin kendisine, “Sen oturma eylemine kavga için geliyorsun” dediğini belirten Yıldırım, “Ben polise ‘oğlum açlık grevinde o yüzden geliyorum’ dedim. Beni yerde sürükleyip zorla arabaya bindirdiler. Beni tekmeleyerek dövdüler. Beyaz tülbendim başımdaydı. O itiş kalkış esnasında tülbendim başımdan yere düştü. Polis beyaz tülbendime ayaklarıyla bastı. Ben de, ‘Tülbendimi ver basma’ diye bağırdım. Beni arabaya bindirdikten sonra onlara telefon geldi, beni Batıkent Kavşağı’nda bıraktılar” şeklinde konuştu.
‘Darp edildikten sonra yürüyemedim’
Aldığı darbelerden sonra yürüyemez duruma geldiğini dile getiren Yıldırım, şunları söyledi: “Sırtım ve her yerim ağrıyordu. Milletvekili bana, ‘darp etiler mi?’ diye sordu. Ben de, olay çıkmasın diye ‘hayır’ dedim ve sustum. Ama baktım sonra polisler evimin oraya gelmiş, benden zorla kimlik istiyor. Beni zorla arabaya bindirmek istiyorlar. Polis bana ‘kimliğini ver, ismin ne ve yaşın kaç?’ diye sürekli soru sordu. Ben de bilmiyorum deyince ‘bin arabaya, seni doktora götürelim darp edilmişsindir’ dedi. Ben de ‘beni neden rahat bırakmıyorsunuz, gidin sizden bir şey istemiyorum’ dedim. Polise, ‘tecrit kalksın, çocuklar ölmesin ben ölüme razıyım’ dedim. Bir süre bekledikten sonra yanımdan gittiler. 'Biz yine geleceğiz' dedi. Polisin tehdit ve takipleri devam ederse ben de gerekli yerlere başvuracağım.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı
