Ana içeriğe atla

BM: Dini azınlıklara yönelik baskılar, zulüm suçlarını artırabilir

BM: Dini azınlıklara yönelik baskılar, zulüm suçlarını artırabilir
BM Dini Özgürlükler Özel Raportörü Ahmed Şahid, İran rejimi, Rusya, Tacikistan, Afganistan ve Moldova’yı örnek göstererek, marjinalleştirme ve kimliklere yönelik saldırılara karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmadaki başarısızlığın şiddet ve hatta zulüm suçlarını artırabileceği uyarısında bulundu.
posted onDecember 1, 2020
noyorum

Birleşmiş Milletler (BM) Dini Özgürlükler Özel Raportörü Ahmed Şahid, aralarında İran İslam Cumhuriyeti ve Rusya’nın da bulunduğu bazı ülkeleri, azınlıkların ibadet ve inançlarını sürdürme haklarını ihlal eden yasaları kaldırmaya çağırdı. Şahid, dini azınlıklara karşı olumsuz bir tabloya sahip ülkeler olarak İran rejimi, Tacikistan, Afganistan, Rusya ve Moldova'yı gösterdi.

“Dini kimliklere yönelik siyasi marjinalleştirme ve milliyetçi saldırılara karşı girişimleri ortadan kaldırmadaki başarısızlığın şiddeti ve hatta zulüm suçlarını artırabileceğine vurgu yapan BM raportörü Ahmed Şahid, Hükümetleri, insan haklarının temel dayanağı olan inanç özgürlüğünü tehdit eden tüm yasaları kaldırmaya ve geniş kapsamlı ayrımcılık karşıtı yasalar çıkarmaya çağırdı.

Dünyada halen 21’e yakın devletin dinden vazgeçmeyi suç olarak gördüğünü hatırlatan Şahid, İran rejimi ve Afganistan da dahil olmak üzere 12 ülkede dinden vazgeçenlerin ölümle cezalandırılmaya devam ettiğini söyledi.

Şahid, ayrıca terörizm suçlamalarının dini azınlıklara karşı orantısız bir şekilde kullanıldığına dikkati çekerek, “dünyanın hemen hemen her bölgesinde, dini azınlıklar, 'terörist gruplar' olarak etiketlendiriliyor. Bu dini azınlık mensupları 'aşırılık' veya 'yasadışı faaliyet' suçlamalarıyla tutuklanma riskiyle karşı karşıya gibi görünüyor” dedi.

İran rejimi ve Bahailere yönelik baskılar

İran’da Şah rejimi döneminde bir nebze de olsa yaşam şansı bulan Bahailik inancı, İran’da mollaların gerçekleştirdiği devrim ve ardından kurulan İran İslam Cumhuriyeti’nin düşmanca uygulamaları ile büyük baskılara maruz kaldı.

Ayetullah Humeyni liderliğinde gerçekleşen devrim ardından Bahailere yönelik baskının dozajı arttı. Humeyni, iktidara geldikten sonra İslam’ı, Hristiyanlığı, Zerdüştiliği resmi olarak din kabul etmiş ancak Bahailiği bu kategoriye koymayarak Bahailere karşı başlayacak asimilasyon furyasının başladığını ilan etmişti. Bu yeni durum, milyonlarca inananı olan Bahailiğin geleceğini tehlikeye atmıştı.

Kürtlere karşı vahşi uygulamalara yönelen İran rejimi, Bahailerin inançlarını serbestçe yaşamalarına karşı da planlı bir baskı politikası uyguluyor. Bahailerin İran rejiminin bu baskı politikalarına karşı seslerini duyurabilmeleri için herhangi bir mekanizma olmamakla birlikte, uluslararası ve İran merkezli bazı kuruluşların hazırladıkları raporlar, yaşanan baskıları bir nebze de olsa gözler önüne seriyor.

İran rejimi en son Tahran, Kerec, Kerman, İsfahan ve Meşhed kentlerinde yaşayan Bahai inancı mensubu insanların evlerine baskınlar düzenleyerek bir çok Bahaiyi gözaltına aldı. 50’ye Bahai’nin evlerine baskın düzenleyen rejim güçleri, baskın yaptığı evlerde birçok Bahai inancı mensubu insanı gözaltına aldı, kişisel eşyalara el koyarak gasp etti.

24 Kasım’da gerçekleşen bu baskın furyasıyla ilgili İran medyası suskun kalırken İran rejim yetkilileri de herhangi bir açıklama yapmadı.