ABD Başkanı Donald Trump’ın petrol sahalarını güvence altına almak için Batı Kürdistan’da (Rojava) askeri güç bulundurmaya devam edecekleri kararına istinaden 13 araçtan oluşan Amerikan askeri konvoyunun Rojava’ya geçerek petrol bölgesi Rimelan’a ulaştığı bildirildi.
Türk devletinin Rojava’yı işgal harekatına başlayacağı tehditleri ardından ABD Başkanı Donald Trump, Ekim ayının ilk haftasında, Askerlerini Rojava’dan çekeceklerini ancak Türk devletinin işgal harekatına destek vermeyeceklerini açıklaması ardından Türk ordusu ve ona bağlı cihatçı çetelerle birlikte Rojava’ya işgal saldırılarına başlamıştı.
ABD askerlerini taşıyan konvoyun Rojava’nın Rimelan bölgesine geçtiği belirtilirken bu askerlerin Rojava Özerk Yönetimi kontrolündeki petrol kuyularının güvenliğini arttırmak amacıyla Rimelan’a konumlandığı bildirildi. Rûdaw, bugün 13 araçtan oluşan ABD askeri konvoyunun Rojava’ya geçerek petrol bölgesi Rimelan’a ulaştığı bilgisini paylaştı.
Haseki’nin kuzeyine düşen Rimelan’da bin 322 petrol kuyusunun bulunduğu belirtilirken, ABD askerlerinin Ammar, Telef, Conoco gibi stratejik rafinerilerin bulunduğu Deyrezor’daki askerlerinin sayısını artıracağını aktardı.
ABD’nin 500 asker ve 30 Abrams tankı göndereceği planı
ABD basınına konuşan Amerikalı yetkili, Washington'un Rojava’ya 500 asker ile 30 Abrams tankının gönderilmesini öngören bir plan üzerinde çalıştığını duyurmuştu.
Newsweek'e konuşan ABD Savunma Bakanlığı'ndan bir üst düzey yetkili, Washington'un yaklaşık 30 Abrams tankını askeri personelle birlikte ABD öncülüğündeki DAİŞ'le mücadelede yer alan Kürt güçlerin kontrol ettiği, verimli petrol sahalarının bulunduğu Suriye'nin doğusuna göndermeyi planladığını, bunun için Beyaz Saray'ın onayının beklendiğini belirtmişti.
Rusya karşı çıktı: Uluslararası bir devlet haydutluğu
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov da ABD Savunma Bakanı Mark Esper'in, "petrol sahalarını DAİŞ'e karşı korumak için" ABD askerlerinin Suriye'nin doğusunda kalması gerektiği yönündeki açıklamasını hatırlatarak, bu açıklamalara şaşırmadıklarını söyledi.
Suriye'nin topraklarındaki tüm petrol ve diğer yeraltı kaynaklarının DAİŞ veya ABD'ye değil, tamamen Suriye'ye ait olduğunu söyleyen Konaşenkov, "Uluslararası hukuk ya da Amerikan kanunları olsun hiçbir yerde, Suriye'deki petrol yataklarını Suriye ve halkından koruma ve savunma gibi ABD askerlerine meşru görev belirtilmedi ve böyle bir şey olamaz. Bu yüzden halihazırda Washington'un yaptıkları, Suriye'nin doğusundaki petrol sahalarının işgali ve silahlı kontrol altında tutulması, basitçe söylemek gerekirse, uluslararası bir devlet haydutluğu" ifadelerini kullandı.