ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Eliot Engel ve Komisyon’un en kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Michael McCaul, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türk devletinin eylemlerinin NATO ittifakını, geniş ölçekte bölgeyi ve ülke içindeki demokrasi ile hukukun üstünlüğünü tehlikeye atmasından derin kaygı duyduklarını açıkladı.
İki Kongre üyesinin yayınladıkları açıklamada, “Türkiye’nin artan kışkırtıcı davranışlarının onlarca yıldır devam eden ikili ilişkilerimize, NATO ittifakına ve daha geniş ölçekte bölgeye yönelik oluşturduğu tehditten ciddi endişe duyuyoruz. ABD-Türkiye ilişkilerinin kuvvetli olmasına son derece önem versek de Türkiye’nin istikrar bozucu davranışlarına daha güçlü yanıt verilmeli. ABD, Avrupalı müttefikleri, NATO ve diğer ortaklarıyla birlikte çalışarak Türkiye’nin yön değiştirmesi için eldeki bütün imkânları kullanmalı” denildi.
“Erdoğan’ın S-400 satın alması NATO savunma ilkesini tehdit ediyor”
Açıklamada Türkiye’nin kaygı uyandıran eylemleri olarak şunlar sıralandı:
“Erdoğan’ın (Rusya’dan) S-400 füze savunma sistemi satın alması, Türkiye’nin NATO’yla birlikte çalışmasını tehlikeye atıyor, ittifakın ordularının ve silahlı kuvvetlerimizin Rusya’nın oluşturduğu tehdit karşısında birlikte çalışabilmesini öngören toplu savunma ilkesini tehdit ediyor. Bu durum ayrıca, Vladimir Putin’in ittifaka nifak tohumu ekmeyi sürdürmesine yarıyor.”
“Türk devletinin saldırıları ABD ve Kürt ortaklarının kazanımlarını baltalıyor”
Türk devletinin cihatçı haydut çetelerle Batı Kürdistan’a (Rojava) yönelik gerçekleştirdiği işgal saldırılarının ABD ve yerel ortağı olan Rojava’daki Kürt askeri gücünün DAİŞ terör örgütü ile sürdürdüğü mücadeledeki kritik kazanımları tehlikeye attığını ifade edildiği açıklamada, “Şimdi bile Suriye’nin kuzeyindeki Türkiye destekli gruplar ciddi insan hakları ihlalleriyle suçlanıyor” denildi.
“Erdoğan, terör örgütü Hamas ve ABD’nin terörist ilan ettiği kişilere ev sahipliği yaptı”
Açıklamada Türk devletinin bölge ve Akdeniz havzasındaki tehditkâr ve saldırgan askeri ve politik hamleleriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Libya ve Dağlık Karabağ’a Suriyeli paralı askerler gönderen Erdoğan, başka küresel çatışmaların da fitilini ateşledi. Türkiye, Doğu Akdeniz’de NATO üyesi Yunanistan ve Atlantik ötesi ittifakın kilit ortaklarından ve aynı zamanda da Avrupa Birliği (AB) üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hak iddia ettiği tartışmalı sularda doğalgaz kaynakları arıyor. Erdoğan açık şekilde Hamas terör örgütüne ve ABD’nin eylemleri nedeniyle terörist ilan ettiği kişilere ev sahipliği yaptı.
Erdoğan hükümeti ülke içindeyse yetkiyi tek elde toplayarak, yargısının bağımsızlığına gölge düşürerek, Türkiye halkının demokratik hak ve özgürlüklerini geri alarak ve ABD temsilciliklerinde istihdam edilen yerel çalışanları hedef alarak Türkiye’nin demokratik kurumlarına gölge düşürdü.”
