Prag Büyükeçisi olarak atandığı kamuoyuna duyurulan Türkiye’nin eski Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış’ın ABD’de görülen Reza Zarrab davası kapsamında bu ülkeye iade edilme ihtimalinin olduğu iddia edildi.
Nordic Haber sitesinde Abdullah Bozkurt imzalı habere göre diplomatik misyonlara ait çalışanların (ajanların) dokunulmazlığını düzenleyen ve Türkiye’nin altına imza attığı Viyana Sözleşmesi’nde Egemen Bağış’ın canını sıkacak maddeler bulunuyor.
Habere göre Reza Zarrab’ın ABD’de yargılandığı davada dile getirdiği itiraflarından sonra ABD’nin New York Savcılığı’nın yeni bir soruşturma kapsamında Egemen Bağış hakkında da bir yakalama kararı çıkarması mümkün.
Buna göre New York Savcılığı, İran rejimine yönelik yaptırımları Türk bankalarını fon taşımak için kullanarak İran rejimine yardım etmek, yaptırımları delenlere Schengen vizesi almaları için yardım etmek ve devlet otoritesini kötüye kullanarak bu kişilerin sorunlarını çözmek için bir buçuk milyon dolar nakit rüşvet almak suçlamaları ile ilgili Egemen Bağış hakkında yakalama kararı çıkarabilir.
Viyana Sözleşmesi’nin 31’inci maddesi
Nordic Monitor’ün haberine göre Viyana Sözleşmesi’nin 31. Maddesi’nde diplomatik dokunulmazlığın geçerli olmadığı alanlar belirtiliyor. Maddenin C bendine göre diplomatik ajanı kabul eden devlet dahilinde resmi görevleri dışında icra ettiği herhangi bir mesleki veya ticari faaliyet ile ilgili bir davadan dolayı bir dokunulmazlığa sahip olamıyor.
Uzmanlar, Bağış ile ilgili olası iade talebinde bulunacak olanın üçüncü bir ülke olması, bu ülkenin de ABD olması durumunda Viyana Sözleşmesi’nin ilgili maddesinin kendisi hakkında uygulanabileceğini belirtiyor.
29 Kasım 2017 tarihinde ABD’de devam eden duruşmasında Reza Zarrab’a eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın fotoğrafı gösterilmiş, Zarrab da Bağış’ı tanıdığını itiraf etmişti.
Zarrab, İran rejimi Merkez Bankası ve Türk Aktif bank ilişkisini itiraf etmişti
Zarrab, Türkiye’de ticari faaliyet yürüten Aktif Bank’ta hesap açmak için ilk girişiminin başarısız olmasının ardından Egemen Bağış’ın aracı olarak bankanın CEO’su ile kendisi arasında görüşme ayarladığını ayrıntılı olarak anlatmıştı. Zarrab, Aktif Bank ile başlayan İran rejimine para gönderimini daha sonra başka kişi ve İran rejimi Merkez Bankası gibi kurumlarla sürdürdüğünü belirtmişti.
Prag’a büyükelçi olarak atandığı henüz resmi gazetede yayınlanmayan Bağış’ın Çekya Cumhuriyeti Başbakanı Andrej Babis’in Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 4 Eylül’deki görüşmesine katılması ve konuk başbakana eşlik etmesi resmi açıklamanın yakın zamanda yapılacağı şeklinde yorumlanmıştı. Erdoğan, Babis’i sarayında görkemli bir şekilde karşılaması ve Bağış’ın 4 Eylül’deki ziyaret programı kapsamında Babis’e eşlik etmesi, Erdoğan ile Babis’in Egemen Bağış konusunda anlaşmaya vardıkları şeklinde yorumlanmıştı.
Zaten akabinde Çekya Cumhuriyeti’nin, Türkiye’nin Bağış’ı büyükelçi atamak için yaptığı agreman talebine jest yaparak Başbakan Babis’in ziyareti esnasında Türkiye’nin Prag Büyükelçiliği’ne resmi bir nota ile olumlu cevap ilettiği medyaya yansımıştı.
Erdoğan’ın yolsuzluk ağında önemli bir rol üstlenmişti
O dönemde Türkiye'nin AB Bakanı ve Baş Müzakereci görevlerine ek olarak Erdoğan’ın yolsuzluk ağında önemli bir rol üstlenen Egemen Bağış, Avrupa'daki yolsuzlukları ve Erdoğan ailesinin denizaşırı kirli ticari faaliyetlerini diplomatik dokunulmazlığın yardımı ile gerçekleştiriyordu.
Bağış, 17 Aralık ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde Erdoğan’ın da dahil olduğu iki yolsuzluk soruşturmasının açıklanmasından sonra, Erdoğan tarafından 25 Aralık 2013'te istifaya zorlanan dört bakandan biriydi.
Bağış, ABD’deki soruşturmada Reza Zarrab’tan rüşvet almak, bir Türk devlet bankası olan Halkbank üzerinden ABD’nin İran rejimine yönelik yaptırımlarını atlatmaktan, bu kapsamda Zarrab’tan 1,5 milyon dolar para almak ve Zarrab’ın babasına Ankara’daki İtalyan Büyükelçiliği’nden Schengen vizesi almaktan suçlandı.
Ayakkabı kutusunda milyon dolarlar
Bağış ile Zarrab arasında gerçekleşen telefon görüşmeleri basına sızmıştı. Bu görüşmelerde Bağış’ın Zarrab’tan biri ayakkabı kutuları, ikincisi erkek giysileri, üçüncüsü ise çikolata kutuları içerisinde üç parti şeklinde 1,5 milyon dolar para aldığı deşifre edilmişti.