ABD Başkanı IŞİD ile Mücadele eski Temsilcisi Brett McGurk, Ankara’nın IŞİD ile ilişkisini eleştirmiş Ankara’nın IŞİD’e karşı izlediği tutumu netleştirmesi gerektiğini açıklamıştı. McGurk, Türkiye’nin radikal cihatçı guruplara destek verdiğini söylemişti.
22 Nisan 2013’te Suriye’de kaçırılan Halep Süryani Ortodoks Metropoliti Yuhhana İbrahim ile Halep ve İskenderun Rum Ortodoks Metropoliti Pavlus Yazıcı’yı Mequmed Zakiroviç Abdurahmanof isimli IŞİD üyesi Türkiye emniyet güçleri tarafından yakalandı. Hakim karşısına çıkarılan ve “terör örgütü üyesi olmak” suçuyla yargılanan Abdulrahmanof 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. MİT ile ilişkisi bulunan Abdurahmanof örgüt içerisinde (Ebu Benat) ismiyle biliniyor.
Ebu Banat’ın 2012 yılında Türkiye üzerinden Türkiye pasaportu ile Suriye’ye geçtiği belirlendi. Ebu Banat’ın IŞİD ve MİT arasında para silah akışını sağladığı ifade edildi. Banat’ın 22 Nisan 2013’te 2 papazı katlettiği de biliniyor. ABD Dışişleri Bakanlığı 29 Ekim 2015’te Ebu Banat’ı aranan uluslararası bir terörist olduğunu duyurmuştu.
Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) İstihbarat Teşkilatı da 2 Ekim 2015’ten bu yana Ebu Banat’ın terörist olduğunu ve hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. ABD ve BM’nin terör listesine aldığı Ebu Banat şu anda Türkiye’de cezaevinde bulunuyor. Türkiye yargısı Suriye’de dünyanın gözü önünde 2 papazı katleden Ebu Banat’ı sadece “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla yargıladı ve 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
Ebu Banat 2013 yılında 06 BİF 96 49 plakalı araçta Konya’nın Cihanbeyli kentinde seyir halindeyken polis güvenlik noktasında gözaltına alınıyor. Ayrıca araçta bulunan Fransa doğumlu Ahmed Ramzanof ile Suriye doğumlu Fatima Midin’de gözaltına alınıyor.
Ebu Banat, Ahmed Ramazanof ve Fatim Midin isimli IŞİD üyelerinin El Kaide’nin Hatay Sorumlusu Mevlüt Kuşman tarafından Konya’nın Cihanbeyli ilçesine gönderildiği bildirildi. Cihanbeyli’nde yakalanan örgüt üyeleri Konya Emniyet Müdürlüğü Yabancı Şube’ye sevk ediliyor. Konya Yabancı Şube Müdürlüğü’ndeki ifadelerinin ardından mülteci formu dolduran Ebu Banat ve Fatima Midin, Ahmed Ramazanof serbest bırakılıyor. Konya’dan ayrılan Ebu Banat, Fatima Midin, Ahmed Ramazanof soluğu İstanbul’da alıyor.
Konya Emniyet Müdürlüğü yetkilileri Cihanbeyli’nde yakalanan Ebu Banat’ın 22 Nisan 2013’te Suriye’de kaçırılan Halep Süryani Ortodoks Metropoliti Yuhhana İbrahim ile Halep ve İskenderun Rum Ortodoks Metropoliti Pavlus Yazıcı’yı isimli papazların katili olduğunu bilmiyor. El Cezire’nin 2 papazın katledilmesine ilişkin yayınladığı videonun ardından Konya Emniyet Müdürlüğü iki papazı katleden Ebu Banat’ın serbest bıraktıklarının farkına varıyor.
Konya Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, İstanbul polisi ile temas kurup Ebu Banat ve Fatima Midin ve Ahmed Ramazanof’a ilişkin bilgi veriyor. İstanbul polisi 4 Eylül 2013’te Ebu Banat, Fatima Midin, Ahmed Ramazanof’u El – Kaide Sorumlusu Mevlüt Kuşman’ın İstanbul’daki evine baskın düzenleyerek gözaltına alıyor. Terör ile mücadele ekipleri baskın yapılan evde, 4 kaleşnikof uzun namlulu silah, yüzlerce mermi, çok sayıda el bombası, bir adet kamera ve örgüte ait çok sayıda dokümana el koyuyor.
Öte yandan Rusya vatandaşı Suslan Fiyapisf adlı bir kadında Ebu Banat, Fatima Midin, Ahmed Ramazanof’un iddianamesine ekleniyor.
Mahkemeye çıkarılan Ebu Banat, Fatima Midin, Ahmed Ramazanof yakalanırken ifadelerin ardından Mevlüt Kuşman’ın kardeşi Seyit Alp Kuşman serbest bırakılıyor.
Ebu Banat mahkeme ifadesinde Türkiye’de faaliyet yürütme emirlerini Ebu Cafer isimli bir örgüt üyesinden adlığını açıkladı. Türkiye’ye tedavi olmak için yakalandığı evde ele geçirilen el bombası ve silahlarla ilgisi olmadığını savundu.
Türkiye istihbaratının kendisine yardım ettiğini söyleyen Ebu Benat, şunları söyledi; “Ben El Kaide üyesi olsam Türk istihbaratı bana yardım etmezdi. Suriye’deyken Türk istihbaratı ile yardımlaştık. Cezaevinde girdikten sonra istihbarata yazılar yazdım ancak hiçbir cevap alamadım. Biz Suriye’deyken Türkiye’den bize silah, araba ve para yardımı yapılıyordu. Türk istihbaratı ile devamlı irtibat halindeydik. Ancak daha sonra kendilerine yazdığım halde kendilerinden bir cevap alamadım. Biz Esad’ın askerleriyle savaştığımız için Türkiye bizzat yardım ediyordu. Hıristiyan din adamları ile savaşırsak Türkiye istihbaratı bize yardım eder miydi. Türkiye’de yasadışı bir şey yapmadım, Türkiye’nin iyiliğinden başka bir şey yapmadım. Ben kurtarılmış bölgede kaldığımda zaman zaman sınıra gidip Türk istihbaratından yardım alıyordum. Elime ne silah geçirdiysem ailemi korudum. Esad’ın askerlerine karşı savaştım.”
Ahmed Ramazanof ise Ebu Banat’ın Yuhanna İbrahim isimli papazın katlettiğini diğerinin katledilmesi içinde örgüt üyelerine yardı ettiğini ifade ediyor.
Emniyet yetkililerinin kriminal soruşturması soncunda Ebu Banat’ın papazı öldüren şahıs olduğunu tespit ediyor. Ebu Banat’ın papazın kafasını kestiği bıçak Mevlüt Kuşman’ın evine yapılan baskında da polis tarafından el konulduğu belirleniyor.
Dosya savcısı Ebu Banat hakkında “insanlık suçu” gerekçesini ilk başta dosyaya eklerken dönemin devlet yetkilileri söz konusu örgüt işle ilişkilerinin açıklanması kaygısı ile bu gerekçenin çıkarılması girişiminde bulunuyor. Ebu Banat’ın Ekim 20013’te katlettiği papazlar “Suriye’nin iç meselesi” olarak kaydedildi.
Dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türk Süryani Kadim Kilisesi Metropoliti Yusuf Çetin ile görüşerek Suriye’deki Süryani papazlar katleden teröristlerin gerekli cezaları alacaklarını açıklamasına rağmen aradan geçen iki hafta sonra Davutoğlu Ebu Banat’ın yapılan inceleme ve araştırmalar sonrasında katledilen Süryani papazlar ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını iddia etti.
Süryani cemaati ve basın kuruluşlarının tüm baskılarına rağmen 26 Ağustos 2016’da görülen davada Ebu Banat’a öldürdükleri papazlar ile ilgili herhangi bir suçlama yapıladı. Mahkeme sürecinde akıllı hareket eden Ebu Banat başından beri MİT ile beraber hareket ettiklerini söyledi. MİT’in ve Türk yetkililerinin baskısının ardından Ebu Banat video da yer alan ve papazın kafasını kesen şahısın kendisi olmadığını iddia etti.
Muhalefetin baskısı ve medyada yer alan haberlerin ardından dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Meclis Adalet Komisyonu'nda yaptığı açıklamada, "Türkiye El Kaide örgütüne hiçbir şekilde destek vermemiştir" diyen Bozdağ, Türkiye'de El Kaide'ye yönelik 64 soruşturmanın sürdüğünü, 16 tane de kovuşturmanın da yargıda devam ettiğini söyledi.
En nihayetinde, Temmuz 2015 yılında Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Ebu Benat’a sadece örgüt üyeliğinden 7 yıl altı ay cezaya mahküm etti. Bu durumda, her ikisi de Mayıs ayında denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilmeleri bekleniyor. Böylelikle, AKP MİT’in terör örgütleri ile irtibatı konusunda açık rolünün deşifre edildiği bir yargı dosyası daha şimdilik sümenaltı edilmiş oldu. Ancak, tüm bunlar kayıt altına alınabildiği için, AKP ve MİT’in daha sonra uluslararası cezai soruşturma ve kovuşturmaların hedefi haline gelme olasılığı hala çok güçlü bir seçenek olarak ortada duruyor
Ahmad Ramazanof ve Mevlüt Kuşman’da Ebu Banat gibi 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. ABD ve Rusya’nın takip ettiği davalar mahkeme mahkeme dolaştırılıyor. Söz konusu örgüt ile ilişkisinin tespit edilmesini istemeyen ve uluslararası mahkemelerde savunma yapmak zorunda kalabilecek olan Türk yetkililer panik halinde.
Süryani iki papazı kaçıran ve katleden bölgenin El Kaide’nin Kazak ve Çeçen militanların kontrolü altında bulunduğu belirtilmişti. Söz konusu militanların El Kaide’nin Cündül Halife ve El Muhacirin koluna bağlı oldukları ifade edilmişti. Söz konusu El Kai’de gurubana Hüseuin Lari isimli bir militanın komutasında yer aldığı biliniyor. Suriyeli kaynaklar Ebu Benat’ın Cündül Halife örgütünün yabancı militanların sorumluluğunu üstlendiği ve Hüseyin Lari’nin yardımcılığını yürüttüklerini yazmıştı. Hüseyin Lari ve Ebu Banat’ın da El – Kaide içinde yer alan Ebu Omer Çeçeni isminde bir Çeçen militana bağlı oldukları belirtiliyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gönderilen aşağıdaki belgelerde söz konusu papazların El Muhacirin gurubu tarafından kaçırıldıkları ifade edilmişti. ABD’nin, Türkiye’nin cihatçı guruplarla olan desteği nedeniyle baskı yapacağı ifade ediliyor
