Ana içeriğe atla

Ölümünün 6. yılında Şêrko Bêkes’in Halkına vasiyeti

Ölümünün 6. yılında Şêrko Bêkes’in Halkına vasiyeti
Şiirleri, doğa, direniş, rüzgarın, özgürlüğün, umut ve başkaldırı kokan büyük Kürt şair Şêrko Bêkes altı yıl önce bugün, ardında Kürt çocuklarının yüreklerine Kürtlük aşkı serpiştirecek büyük bir külliye bırakarak aramızdan ayrıldı.
posted onAugust 4, 2019
noyorum

Şiirleri, doğa, direniş, rüzgarın, özgürlüğün, umut ve başkaldırı kokan büyük Kürt şair Şêrko Bêkes altı yıl önce bugün, ardında Kürt çocuklarının yüreklerine Kürtlük aşkı serpiştirecek büyük bir külliye bırakarak aramızdan ayrıldı.

Bir diğer büyük Kürt şair Fayeq Bêkes’in oğlu olan Şêrko Bêkes 1940 yılında Süleymaniye de hayata gözlerini açtı.

İnanılmaz sayıda şiir yazan Şêrko Bêkes’in şiirleri bir çok Avrupa ve dünya diline çevrildi. Bêkes’in şiirleri Türkçeye de kazandırıldı.

En önemli toplumsal gerçekçi Kürt şairi olan Şêrko Bêkes, 1987 yılında İsveç Peni tarafından TOCHOLSKI ödülünün yanı sıra Kürdistan’da diğer büyük Kürt şair Piremêrd adına tahsis edilen ödüle de layık görüldü.

31 adet yayımlanmış kitabı bulunan büyük şair, 1993’te bir yıl süre ile Kürdistan Bölgesi Kültür Bakanlığı da yaptı ancak hükümetin anti demokratik kimi uygulamalarına tahammül etmeyerek kabineden ayrıldı ve bir daha benzer görevler almadı.

Kürt şiirindeki kısa şiir geleneğinin öncüsü olan şair, Abdullah Goran’dan sonra çağdaş Kürt şiirinin en önemli ismi olarak kabul edilir.

Henüz hayatta iken Kürt yönetmen Sirwan Rehim tarafından hayatı filme anılarak bir belgesel haline getirilen Şêrko Bêkes, şiirleriyle ilgili bir söyleşisinde şu ifadeleri dillendiriyor:

“Şiirlerimi ve kendimi fazla övecek değilim. Eğer halk böyle takdir etmişse insanlar böyle görüyorsa bir bildikleri vardır ama belirtmek isterim ki halkla aynı görüşte değilim.”

“Benim rüyamdı bir gün Kuzey Kürdistan’da, Amed gibi önemli bir kentte sahneye çıkıp Kürdçe şiir okumak.” Diyen Şêrko Bêkes bu rüyasını gerçekleştirmişti. Bêkes, 2005’te Amed’de dözenlenen Edebiyat Günleri etkinliğinde sarf etmişti bu sözleri.


          SIZI

Ben uzun boylu bir sızıyım
Başka bir acının 
omzuna konmadan
Yaralar nerede ise 
Beni bulur, yoksullar nerede ise 
Ben onları bulurum.



Kürt siyasetçi Osman Baydemir’in dediği gibi, “Her ne kadar Şêrko’nun soy ismi ‘Bêkes’ (Kimsesiz) olsa da Şêrko Bêkes kimsesiz değildir. Kırk milyon Kürt, onun kardeşidir.

Image removed. UMUT
Eğer sevdan bir yağmursa
İşte altında duruyorum.
Eğer ateşse sevdan 
Bak ortasında duruyorum.
Ey ülkemin sevdası
Benim şiirim der ki ;
Yağmur ve ateş olduğu sürece Bende olurum.

avatoday

 

Kürt şiiri ile ilgili değerlendirmesinde Bêkes şunları söylemişti:

“Roman ve diğer edebi türlere göre Kürt şiiri çok ileri bir aşamada. Çok sayıda şair yetişti bu topraklarda ama her döneme damgasını vuran ve o dönemi sembolize eden bazı şairler var. Kürt şiirinin çok daha eskiye dayanan bir geçmişi de var aynı zamanda. Mevlevi, Nali, Ehmedê Xani dönemlerinde Kürt şiiri çok öneli aşamalar kaydetti. Kürt şiirinin klasik dokusunun yanı sıra bugün artık çok sayıda genç şairi var. Özellikle bizim jenerasyonumuzdan sonra Kürt şiiri hızla gelişiyor. Önemli bir genç kuşak yetişti ve bunlar ümit vaat eden şairlerdir. Kürd şiiri adına önemli işler yapıyorlar. Bunların içinden özellikle üç isim, Cemal Xembar, Dilaver Qeredaği ve Kerim Deşti ön plana çıkıyor. Bu üç şair çok önemli bir aşamaya getirdiler Kürt şiirini. Son yirmi yılda hatırı sayılır genç kadın şair de yetişti.”

 

Kürt edebiyatı ile ilgili ise şu değerlendirmelerde bulunmuştu Şêrko Bêkes:

“Kürdler çok yaygın bir coğrafyada yaşıyorlar ve farklı koşullarda hayatlarını sürdürdükleri için bir bütün halinde Kürd edebiyatının durumunu ele almak çok sıkıntılı ve zahmetli bir iş. Ama parça parça bunu ele alıp bir takım bilgiler verirsek şu ayrımı yapmadan geçemeyeceğim. Kuzey ve Batılı Kürtlerin durumu, Doğu ve Güney’e nazaran biraz farklı çünkü Irak ve İran da hiçbir zaman Kürtçe yasaklanmadı. Dil özgür olduğu zaman edebiyatın gelişme şansı daha büyük oluyor. Suriye ve Türkiye de ise Kürdçe yasaklı olduğu için edebiyat daha çok sürgünde şekillendi. Dolayısıyla dil yasaklı olduğu için edebiyat gelişemedi. Baban beyliği ve Erdelan Beyliği sırasında Kürd edebiyatı önemli bir gelişme kaydetmiştir. Bu beyliklerin hepsi kendi çatısı altında önemli şairler ve yazarları bir araya getirmiştir. Örneğin Cizre Beyliği sırasında Ehmedê Xani, Melayê Cızıri, Feqiyê Teyran gibi şairler varken, Baban beyliğinin çok önemli üç şairi, Nali ,Salim ve Kurdi nin Kürd edebiyatına çok büyük bir nefes kattıklarını söyleyebiliriz.”
 

Şêrko Bêkes’in yaşamı, sanatsal üretimi ve de özellikle şiiri, onun sadece kendisi için ‘Bêkes’ (Kimsesiz) olduğunu ama halkı ve ulusu için en büyük ‘Sahip’ olduğunun kanıtı ve delilidir. Zira Bêkes ulusunun niçin özgürlüğüne kavuşmadığını, dağa, taşa, ağaçlara, ovalara, gökyüzüne, gökyüzündekilere, işgalcilere, dünyaya ve de halkına şiirleri ile sormuştur.

Şêrko Bêkes, vasiyetnamesinde cenazesinin Süleymaniye’deki Özgürlük Parkına gömülmesini salık vermiştir ve şunu demiştir: “Beni oraya gömün ki ölümümde bile halkımı, müziği, halayları ve çocukların oyun bağrışmalarını duyabileyim.”