تجاوز إلى المحتوى الرئيسي

ABD’de İran ile savaş için yetki tartışmaları

ABD’de İran ile savaş için yetki tartışmaları
Demokrat Partililerin çoğunlukta olduğu ABD Temsilciler Meclisi, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Kongre onay verinceye kadar Amerikan güçlerinin İran rejimiyle savaşa girmesini engellemek amacıyla hazırlanan tasarıyı bugün oylamaya hazırlanıyor.
posted onJanuary 9, 2020
noتعليق

Temsilciler Meclisi, Kongre onay verinceye kadar ABD güçlerinin İran İslam Cumhuriyeti ile savaşa girmesini engellemek amacıyla hazırlanan tasarıyı bugün oylamaya hazırlanıyor.

Oylama, ABD Başkanı Donald Trump'ın geçtiğimiz Cuma günü İran rejimi Devrim Muhafızları’na (Pasdaran) bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin öldürüldüğü hava saldırısı emrini vermesi, bölgesel gerginliklerin tırmanması ve çok sayıda Demokrat Partili Kongre üyesinin Süleymani'ye yönelik saldırının ABD ve İran rejimi arasında savaşın patlak vermesine yol açabileceği kaygılarını ifade etmesi üzerine yapılıyor.

ABD nasıl savaş ilan edebilir?

ABD Anayasası'nın Birinci Maddesi'ne göre savaş ilan etme yetkisi, Kongre'ye aittir. Anayasa'nın İkinci Maddesi ise başkana silahlı kuvvetlerin başkumandanı olma sorumluluğunu yükler. Anayasa'yı yazanların bu iki yetki alanını ABD hükümetinin erkleri arasında kasıtlı biçimde ayırması, savaşa yönelik düşüncesizce ve tek taraflı olarak atılacak adımları önlemeyi amaçlıyor.

Hükümetin yasama ve yürütme erkleri, ABD tarihi boyunca bu yetkilerin Anayasa'da ifade ediliş şeklinin yorumu üzerinde çatışmalar yaşadı. Kore ve Vietnam dahil ABD’nin yabancı ülkelere yönelik askeri müdahaleleri arttıkça savaş ilan etme yetkisinin kime ait olduğunu tanımlamak zorlaşmaya başladı. Hatta bazı savaşlar, resmi karar olmadan ilan edildi. Amerikan Kongresi en son bundan 80 yıl önce, İkinci Dünya Savaşı sırasında resmi savaş ilanı kararı almıştı.

1973 Savaş Yetkisi Yasası savaş ilan etme yetkisi konusunda ne diyor?

Kongre, 1973'te, dönemin başkanı Richard Nixon'ın Kamboçya'da gizli bombardıman yürüttüğünün ortaya çıkması üzerine başkanların yabancı ülkelerde askeri eylemlerde bulunmasıyla ilgili tanımlamanın daha iyi yapılması için Savaş Yetkisi Yasası'nı çıkardı. Yasa, ABD başkanlarının yabancı bir ülkeye asker gönderdikten 48 saat içinde Kongre'yi bilgilendirmesini ve askeri müdahalenin gerekçelerini Kongre'ye açıklamasını öngörüyor.

Yasa uyarınca alınan bu önlemler, hem Kongre hem de Başkan'ın ortak hükmünün ABD askerlerinin yurtdışında konuşlandırılmasıyla ilgili kararlara uygulanmasını sağlıyor. Yasa aynı zamanda Kongre'nin resmi savaş ilanı tasarısını geçirmemesi durumunda başkanların yurtdışındaki askeri müdahaleleri 60 gün içinde sonlandırmasını öngörüyor.

Her iki partiden de başkanlar, Başkan Nixon'ın ”anayasaya aykırı ve tehlikeli” olarak tanımlamasından bu yana yasayı farklı şekillerde yorumladı.

2001 Askeri Güç Kullanma Yetkisi nedir? Şu anki tartışmalarla nasıl ilgili?

11 Eylül 2001 saldırılarını Amerika'ya yönelik ”savaş eylemleri” olarak tanımlayan Başkan George W. Bush, Kongre'yle işbirliği yaparak uluslararası terör tehditleriyle mücadele etmeye yönelik eylemlere yeşil ışık yakacak tasarıyı hazırladı.

2001 tarihli Askeri Güç Kullanma Yetkisi, tartışma yaratmaya devam ediyor. Bunun nedeni, Bush, Obama ve Donald Trump'ın yasanın sınırları belli olmayan, geniş kapsamlı terör tehdidi tanımlamasını yabancı ülkelerdeki askeri eylemlere gerekçe göstermek için kullanmaları. Askeri Güç Kullanma Yetkisi, belirli ülkelere ya da belirli noktalarda adı konmamış ülkelere savaş açmayı mümkün kılan diğer yasalardan farklı olarak örgütlere ya da kişilere yönelik müdahalelere de izin veriyor.

Terör tehditlerinin değişen yapısına yanıt vermek ve tehdit unsuru olan kişi ya da varlıkları daha net şekilde tanımlamak için Kongre'den yeni bir Askeri Güç Kullanma Yetkisi geçirme girişimleri şimdiye kadar başarısız oldu. Ancak Kongre, 2002'de ABD’nin Irak'ı işgal etmesinin önünü açacak ikinci bir Askeri Güç Kullanma Yetkisi geçirdi.

Trump bu yasaları nasıl yorumluyor?

Trump Yönetimi, Kasım Süleymani'ye yönelik hava saldırısına gerekçe olarak 2001 Askeri Güç Kullanma Yetkisi Yasası'na atıfta bulunmasa da Başkan Yardımcısı Mike Pence, Süleymani'nin 11 Eylül terör saldırılarını düzenleyen bazılarının seyahat etmesine destek verdiği şeklinde bir Twitter mesajı paylaştı. Başkan Yardımcılığı Dairesi'nden sonra yapılan açıklamada Pence'in İran rejiminin Afganistan'a giden bazı teröristlerin ülkeden transit geçiş yapmasına izin verdiğini kastettiği belirtildi.

Uzmanlar, Başkan Trump'ın Savaş Yetkileri Yasası altındaki yetkisini kullanarak Süleymani'nin öldürülmesi talimatını verdiğini söylüyor.

Fontenrose: Trump yönetimi Süleymani’yi vurmaya yetkisi vardı

Atlantik Konseyi'ndeki Scowcroft Ortadoğu Güvenlik Girişimi Direktörü Kirsten Fontenrose, ”Askeri güç kullanma yetkisi şu anda Ortadoğu'da DAİŞ ve ona bağlı örgütlere karşı mücadele etmek için kullanılıyor. Bu yetkiler, İran rejiminin tehdit ağını ve Kasım Süleymani gibilerini kapsayacak şekilde sürdürülüyor” şeklinde konuşuyor.

Kirsten Fontenrose, ”Trump Yönetimi, Kasım Süleymani'yi yabancı terörist kategorisine sokmak için çabaladı. Bu da terörle mücadele yetkisini Süleymani'ye uzatır. Böylelikle Trump Yönetimi'nin Kasım Süleymani'yi vurmak için yetkisi olduğunu söylemek mümkün” dedi.

Fontenrose şöyle devam etti: ”Gereken yetki vardı çünkü Trump Yönetimi'nin 2001 tarihli Askeri Güç Kullanma Yetkisi'ni kullanması gerekmiyordu. Başkan'a bir saldırıdan hemen sonra hızla karşılık verme yetkisi tanıyan Savaş Güçleri Yasası, yeterli oluyordu” diyor.

Trump Yönetimi, Kongre'yi, Süleymani'nin öldürüldüğü hava saldırısından Cumartesi günü haberdar etti. Suikasta gerekçe olarak Amerikalı personele yönelik planlı saldırıların yakında düzenleneceğine ilişkin istihbarat gösterildi.

Trump, Pazar günkü bir Twitter mesajında Savaş Güçleri Yasası'nın Kongre'yi bilgilendirmekle ilgili olarak getirdiği zorunluluklara değindi. Trump, Twitter mesajında, ”Bu medya paylaşımları ABD Kongresi'ni İran'ın herhangi bir Amerikalıyı ya da ABD hedefini vurması durumunda ABD’nin hızla ve tam olarak yanıt vereceği, hatta belki bunun orantısız olacağıyla ilgili bilgilendirme niteliğindedir. Bu tür bir hukuki bildiri zorunlu olmasa da yine de verilmiştir!” ifadelerini kullandı.

Kongre'deki liderler, Trump'ın sosyal medya paylaşımlarının bildiri niteliği taşıdığına ilişkin iddiası hakkında doğrudan açıklama yapmadı. Ancak Savaş Güçleri Yasası uyarınca bir Twitter mesajının resmi bildiri olarak kabul edilebileceği, şüpheli.

Kongre nasıl tepki veriyor?

Kongre'deki Demokrat Partililer, Süleymani'nin öldürülmesine ilişkin bazı kaygılarını dile getirdi. Bu kaygıların ilki, Trump Yönetimi'nin hava saldırısıyla ilgili olarak Kongre'yle iletişim kurmaması.

Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Kongre üyelerini oylamadan haberdar etmek için gönderdiği mektupta, ”Trump Yönetimi'nin bu hamleyi Kongre'ye danışmadan ve Kongre'ye Anayasa tarafından verilen savaş ilan etme yetkisine saygı göstermeden yapması bizi kaygılandırıyor. Bu yasa tasarısı, Kongre'nin uzun zaman önce getirilen denetim sorumluluklarını bir kez daha hatırlatıyor. Tasarı uyarınca Kongre harekete geçmediği takdirde yönetim, İran'a yönelik askeri eylemleri 30 gün içinde sona erdirecek,” ifadelerini kullandı.

Senato'daki Demokrat Partililer'in lideri Chuck Schumer ise Süleymani'nin öldürülmesinin İran'la çatışmaya yol açacak kadar ciddi olduğunu kaydetti.

Schumer, Senato'da yaptığı konuşmada, “Benim görüşüme göre Başkan'ın İran rejimiyle savaşma yetkisi yok. Daha uzun bir süre zarfında eğer asker sayısını arttırma ve olası çatışma içine girmeyi planlarsa Kongre'den ve ABD kamuoyundan onay alması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Demokrat Partili Senatör Tim Kaine ise Senato'yu savaş kararı alma konusunda oylama yapmaya zorlayacak bir savaş yetkisi tasarısı sundu. Tasarı metni, Trump Yönetimi'nin ne 2001 ne de 2002 tarihli Askeri Güç Kullanma Yetkisi yasalarının İran rejimine karşı askeri güç kullanma yetkisi sağladığını kabul ettiğini kaydediyor.

Tasarı metninde, “ABD güçlerinin İran'a karşı silahlı çatışmaya girip girmemesi gerektiği sorusu, sadece Kongre'nin ve Amerikan kamuoyunun tam olarak bilgilendirilmesi, Kongre'de kamuoyuna açık tartışmanın yapılması ve Anayasa'da belirtildiği gibi Kongre'de yapılacak oylama sonrası ele alınmalıdır” ifadesi yer alıyor.

Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi de Temsilciler Meclisi'nde oylanacak ek yasa tasarısının da benzer çizgide olacağını kaydetti. Tasarının içeriği henüz açıklanmadı.

 

Kaynak: VOA