Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eş Başkanı İlhan Ahmed beraberindeki heyetle, ABD Senatosunun etkin isimlerinden Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ve diğer bazı üst düzey Amerikalı yetkililerle görüştü.
İlhan Ahmed ABD yönetimin Batı Kürdistan’dan (Rojava) asker çekme kararı ardından Türk devletinin Rojava’ya işgal harekatına başlaması ardından yaşananlardan dolayı asker çekme kararını eleştirerek, Türk devletinin Kürtlere karşı soykırım gerçekleştirmesinin önüne geçilmesini istedi.
İlham Ahmed ise görüşmede, ABD yönetiminin Rojava’dan asker çekme kararının sonuçlarının çok kötü olduğunu vurgulayarak buna rağmen bu zor günlerde Rojava halkına verdiği destekten dolayı Amerikan halkına ve Kongreye teşekkür etti.
İlhan Ahmed şöyle konuştu:
“Zor ve acılı bir süreçten geçiyoruz. Benim Amerika’da bulunmamın sebebi, halkım ve MSD adına içinden geçtiğimiz bu zor süreci Amerikalı dostlarımıza anlatmak. ABD’nin askerlerini Rojava’dan çekmesinin bize yönelik çok olumsuz sonuçları oldu. Katliam riskiyle karşı karşıyayız. Türkiye bize saldırıyor ve Menbiç’ten Derik’e kadarki topraklarımızı işgal etmek istiyor. Türkiye, ‘güvenli bölge’ anlaşmasında belirlenen sınırır 32 kilometre güneyini de geçmek istiyor. Demokratik Suriye Güçleri (HSD), anlaşma (ateşkes) gereği Grê Sipi ve Serêkaniyê’den çekildi ancak Türk ordusu ateşkesin gereklerini yerine getirmeyerek saldırılarını aralıksız sürdürdü. HSD güçleri, Türk ordusunun işgal etmesi için değil sivillerin zarar görmemesi için bu alandan çekildi.
ABD’den talepler
MSD ve Rojava halkı adına Rojava’nin uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, Türkiye’nin saldırılarının durdurulması, sınır bölgesine uluslararası bir gücün yerleştirilmesi ve Türk devletinin Kürtlere karşı soykırım gerçekleştirme riskinin bertaraf edilmesini istiyoruz.
Biz her seferinde ABD’li yöneticilere soykırıma karşı dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulunduk, ABD yönetiminden talebimiz bu konuda verdiği sözlerini tutmasıdır. Ayrıca diğer bir talebimiz de ABD’nin topraklarımızda barış ve istikrarın sağlanmasına destek vermesidir.
Türk ordusunun saldırıları ile DAİŞ’in yeniden canlanması riski artmıştır. Türkiye’ye bağlı çetelerin DAİŞ’ten farkları yok ve gerçekte DAİŞ’tir. Açık bir şekilde çocuk, kadın, yaşlı ve siyasetçi farkı gözetmeksizin insanları öldürüyorlar. İnsanları kafalarını kesme ile tehdit ederek onlardan zorla para alıyor.
Graham: Sınıra uluslararası bir güç yerleştirilmeli
Görüşmede Rojava’da ABD ile HSD arasında DAİŞ’le mücadele kapsamında gerçekleşen ortaklığın devam etmesi gerektiğine vurgu yapyan Lindsey Graham ise şunları söyledi:
“Bizi endişelendiren en büyük risk, tutuklu bulunan 12 bine yakın DAİŞ’linin durumudur. Bu konuda en çok Türkiye’den şikayetçiyim. Türkiye’nin meşru olmayan saldırısı DAİŞ’le mücadele mücadeleyi aksatarak DAİŞ’in tekrar canlanması riskini doğurmuştur. Bu konu ABD’nin ulusal güvenliği için de çok önemli. Biz Türkiye’ye yaptırımlar uygulanması için yoğun çaba sarf ediyoruz. HSD güçleri ile Türkiye arasında askerden arındırılmış bir alanın oluşturulması ve bu alanın uluslararası bir güç tarafından doldurulması gerekiyor.
“DAİŞ konusunda Türkiye’ye yönelik endişelerim var”
DAİŞ’in yeniden canlanmasının önüne geçmek gerekiyor ve bu da HSD ile kurulan ittifak sürdürülerek yapılabilir. Türkiye’nin saldırıları DAİŞ’le mücadelenin önündeki en büyük engel. Bu mücadelenin sürdürülebilmesi için Türkiye’nin saldırılarının durdurulması gerekiyor. Başkan Donald Trump’ın bazı politika değişiklikleri yapması konusunda umutluyum. Türkiye’nin DAİŞ’lilerin tutulduğu hapishaneleri koruması konusunda endişelerim var ancak HSD’ye bu konuda güvencem tam. Türkiye’nin saldırıları yasal değil. Kongrenin (ABD Kongresi) bu konuda kararlar alması gerekiyor. HSD’nin çağrılarına cevap verilmesini çok önemsiyoruz.”