İran Meclisi Ekonomi Komisyonu Üyesi Nasır Musevi Largani, İran'da yoksulluk sınırının her aile için 3 milyon 455 bin tümen olarak belirlendiğini ancak ailelerin %55'i için gelirin 3 milyon 455 binin altına düştüğünü söyledi.
Meclis Araştırma Merkezi ise daha önce 2 milyon 500 bin tümeni göz önünde bulundurarak bu ailelerin yüzdesini % 40 olarak vermişti, ayni zamanda yokçuluktan dolayı sosyal hasar ve sorunlara da dikkat çekilmişti.
Haneyi Millet Haber Ajansı'da yer alan habere göre Largani İran'daki ekonomik krizin aileler üzerinde yaratığı olumsuz etkiye dikkat çekerek şunları söyledi:
Bir çok aile şu an akraba, ahbaplarının yada İran Acil Yardım Kurumu üzerinde geçimlerini sağlıyorlar. Tabiî ki bu bir kısmıdır başka bir kısım aile var ki ne Acil Yardım Kurumunun nede sağlık komitesinin desteğini ala biliyorlar. Bunun nedeni de bu kurumların yardım etme ölçülerine bağlıdır. Çünkü sadece yaş olarak 60'in üstünde, öksüz ve yetim olması yada belgelere dayanarak hiç bir çalışma koşulu olmayanlara yardım ediyorlar.
Tahran Kent Meclisi Başkanı Muhsin Haşimi, 14 Agustus 2018 tarihli istatistiklere dayanarak şöyle bir açıklamada bulunmuştu: "İran halkının üçte biri yoksulluk sınırı altında yaşarken onda biride geçinememekten yakınıyor"
Ekonomist olan Hüseyin Rağfar şehirde oturan dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırını 4 milyon tümen olarak belirlendiğinin altını çizerek buna göre de İran halkının şehirde oturanlarının %33'ü yoksul ve %6'sı da açlık sınırı altında yaşadığını söyledi.
İran devlet yetkilileri de İran halkının beşte birinin kendine yiyecek temin etmekten yoksun olduğu itiraf ediyorlar.
İran'da yoksulluk ve açlık sınırı hakkında yapılan araştırmalar farklı istatistikler vermekteler. Öyle ki bazen zıt bile çıkabiliyorlar. İran devletinin ise en büyük çabası bu gerçekleri saklamak olduğu için İran'daki yoksulluk hakkında gerçek istatistiki bilgileri vermiyor. Parlamenter Şehab Nadiri geçen yılın Şubat ayında İran halkının %9'unun yoksulluk sınırı altında yaşadığını açıklamıştı. Ekonomist Feriburz Reys Dane ise işçilerin %70 aldığı maşının yükselen hayat pahalılığıyla karşılaştırıldığında hepsi yoksulluk sınırı altında yaşamaktalar" dedi.
Parlamento Araştırma Merkezi daha önce yoksulluktan dolayı meydana gelen sosyal hasar ve sorunlara da dikkat çekmişti. Çünkü bu durumlar mahkemelerde olumsuz dosyaların artmasına neden olmuştu.
İran Yargı Erki Sözcüsü Gulam Hüseyin Ejei de önceki gün yaptığı açıklamada ekonomik sorununa bağlı mahkemelerde çıkan sorunların giderek artığını belirterek "Öyleki şu anki hakim ve savcılarımızı iki kata çıkarsak bile yine dosyaların ertelenmesi sos konusu olur" dedi.
Böylece İran'daki 40 yılık İslami iktidar İran halkına yoksulluk, sorunlar, ekonomik ve sosyal krizden başka bir şey getirmemiştir. Bu sosyal hasarları aşmak için ekonomik durumların düzelmesi lazım, bunun içinde İran'ın ambargodan kurtulması ve kavgadan uzak dünya ticaret ve pazarına geri dönmesi gerekiyor. Bunun başarılması da İran İslam rejiminin yıkılmasından geçiyor.