Adana Mutabakatı, 23 Ocak 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşmeden sonra konuşulmaya başlandı. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Putin, Adana Mutabakat’ından bahsederek anlaşmayı yeniden gündeme getirdi.
Putin, kendisine Türkiye ve ABD arasındaki güvenli bölge görüşmeleri sorulduktan sonra, Türkiye’nin YPG’ye ilişkin kaygılarından bahsetti ve mutabakatı hatırlattı.
Ardından Erdoğan, 24 Ocak 2019’da Kara Harp Okulu’nda katıldığı törende “Adana Mutabakatı’nın yeniden gündeme gelmesi gerektiğini çok iyi anlıyoruz” dedi. Ardından Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’da Şam yetkilileri ile “dolaylı yollardan görüşüyoruz” demişti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Ankara’nın Şam ile diyalog kurması gerektiğini ve Suriye’nin geleceği için tarafların temas kurmasının önemli olduğunu ifade etmişti.
Ankara, Şam, Moskova’nın gündeme getirdiği 20 Ekim 1998’de Adana’da Türkiye ve Suriye arasında imzalanan mutabakat neler içeriyor?
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’de faaliyet göstermesinden rahatsızlık duyan Türkiye, nota vererek ve sert açıklamalar yaparak Suriye’yi uyarıyordu. Türkiye’deki PKK saldırılarından sonra Suriye’ye yüklenen hükümet, ülkede PKK kamplarının kapatılmasını istiyordu.
Olası bir çatışmadan kaçınan Mısır ve İran’ın arabuluculuğu sonucunda iki ülke 19-20 Ekim 1998’de Adana’da bir görüşme yaptı. Görüşme sonucunda Adana Mutabakatı adı verilen anlaşma, Türkiye adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Uğur Ziyal ve Suriye adına Tümgeneral Adnan Badr al-Hasan tarafından imzalandı.
Mutabakat imzalandığında Türkiye’de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’di.İktidarda Anavatan Partisi (ANAP), Demokratik Sol Parti (DSP) ve Doğru Yol Partisi’nden ayrılan Hüsamettin Cindoruk liderliğindeki Demokrat Türkiye Partisi (DTP) vardı.
Mesut Yılmaz Başbakanlığı’ndaki hükümeti Cumhuriyet Halk Partisi de (CHP) dışardan destekliyordu. Suriye Devlet Başkanı ise Hafız Esad’dı.
Anlaşmada neler var?
Adana Mutabakatı’na göre Suriye, ülkesindeki tüm PKK kamplarını kapattıracak, faaliyetleri sonlandıracak ve Türkiye ile ‘terörle mücadele’ için uzlaşı sağlayacaktı. Adana Mutabakatı’nda üzerinde anlaşılan maddeler şöyle:
1) PKK lideri Abdullah Öcalan mutabakata varıldığı tarih itibariyle Suriye’de değildir ve Suriye’ye girmesine izin verilmeyecektir.
2) Suriye’de olduğu söylenen PKK kampları mutabakata varıldığı tarihten itibaren faaliyette değildir ve faaliyete geçmelerine izin verilmeyecektir. Birçok PKK üyesi tutuklanmış ve isimleri Türk tarafına iletilmiştir.
3) Suriye yönetimi ülke toprakları üzerinde PKK’nin askeri, ekonomik ve siyasal faaliyetlerinin hiçbirine izin vermeyecek, örgüt propagandasına müsaade etmeyecektir.
4) Suriye yönetimi PKK’nin “terörist bir örgüt” olduğunu kabul etmiştir.
5) Suriye yönetimi, ülke topraklarında PKK’nin eğitim ve barınma amaçlı kamp ve diğer tesisler oluşturmasına ve ticari faaliyetlerine izin vermeyecektir. PKK üyelerinin üçüncü bir ülkeye geçişleri için Suriye topraklarının kullanmasına müsaade etmeyecektir.
6) Suriye yönetimi, Abdullah Öcalan’ın tekrar Suriye topraklarına girmemesi için her türlü tedbiri alacak ve sınır kapılarına bu doğrultuda talimat verecektir.
Mutabakatla birlikte taahhütlerin uygulanmasını sağlamak için gerekli şartların oluşturulması için de birtakım önlemler alınacağı belirtildi. Buna göre yetkililer arasında doğrudan telefon hattı kurulması gibi birkaç taahhüt vardı.
2010 yılında mutabakat revize edildi
Türkiye ile Suriye arasında, 21 Aralık 2010’da “Terör ve terör örgütlerine karşı ortak işbirliği anlaşması” imzalandı. Ankara’da imzalanan anlaşmada dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Suriye Dışişleri Bakanı Walid Muallim’in imzaları bulunuyor.
Anlaşma 6 Nisan 2011’de TBMM’de kabul edildi ve cumhurbaşkanı onayının ardından 26 Nisan 2011’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
22 maddeden oluşan anlaşmada Adana Mutabakatı’na da atıf yapıldı. Anlaşma mutabakatı daha geniş ve etkin kılmayı amaçlarken, terörle mücadele konusunda işbirliğinin ve istihbarat paylaşımının artırılması amacını taşıyor.
Neden gündemde?
Adana Mutabakatı’nın 23 Ocak 2019’da Putin tarafından gündeme getirilmesinden sonra Erdoğan’ın da mutabakattan bahsetmesi, Türkiye-Suriye diyalogunun yeniden başlama ihtimalini akıllara getirdi.
Erdoğan’ın konuyu kendisinin de gündeme getirmesi, Putin’in çağrısını olumlu olarak kabul ettiği şeklinde yorumlanırken, Dışişleri Mevlüt Çavuşoğlu da “Putin’in ‘Türkiye müdahale edebilir’ anlamında söylediğini düşünüyorum, bu da olumlu” şeklinde konuştu.
Ayrıca, Putin’in Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesini ile ABD yakınlaşmasını önlemeye çalıştığı ve Suriye’yi de bu mutabakat maddeleri zemininde uyardığı konuşuluyor.