İran İslam Cumhuriyeti güvenlik güçlerinin Tahran, Kerec, Kerman, İsfahan ve Meşhed kentlerinde yaşayan Bahai inancı mensubu insanların evlerine baskınlar düzenleyerek bir çok Bahaiyi gözaltına aldığı bildirildi.
50’ye yakın eve baskın düzenlendiğini aktaran yerel kaynaklar, rejim güçlerinin baskın yaptığı evlerde Bahai inancı mensubu insanların kişisel eşyalara el koyarak gasp ettiğini belirtti.
İran rejiminin iki gün önce başlattığı baskın furyasıyla ilgili İran medyası suskun kalırken İran rejim yetkilileri de herhangi bir açıklama yapmadı.
İran rejiminin Bahailere yönelik başlattığı baskın furyasıyla ilgili BBC’ye açıklamalarda bulunan Uluslararası Bahai Topluluğu Sözcüsü Simin Fahandej, Tahran, Kerec, Kerman, İsfahan ve Meşhed şehirlerinde en az 20 Bahainin evinin baskına maruz kaldığını söyledi.
ABD merkezli İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı (HRANA) ise 50’ye yakın Bahai evine baskınlar düzenlendiğini bildirdi.
HRANA, İran rejim güçlerinin baskınlar sırasında kişilerin cep telefonlarına, dizüstü bilgisayarlarına ve dini kitaplarına el koyduğunu belirtti.
Baskınlarda gözaltına alınanların da olduğu aktarılırken gözaltı veya tutuklama sayısı netleştirilemedi.
HRANA evleri basılan birçok Bahainin ismini yayınlarken, bunlar arasında İran rejiminin daha önce tutuklayıp hapis cezasına çarptırdığı Bahailerin de olduğunu kaydetti.
Son aylarda İran rejiminin Bahailer üzerindeki baskısını artırdığına dikkati çeken Uluslararası Bahai Topluluğu Sözcüsü Simin Fahandej, “Halkın sorunlarını ele almak ve Coronavirüs krizini kontrol altına almak yerine, Bahailere daha fazla zulmetmeye çalışıyorlar” dedi.
İran rejimi anayasasında inançları resmi olarak tanınmayan Bahailer, Kürtlerin yanı sıra İran rejiminin zulmü ve tacizine maruz kalan en önemli toplum.
Geçtiğimiz yıllarda, çok sayıda Bahai, İran rejim güçleri tarafından gözaltına alındı ve taciz edildi.
18 Kasım'da, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun bir alt komitesi olan İnsan Hakları Komisyonu, Bahai inancına mensup kişilere yönelik olanlar da dahil olmak üzere İran'daki insan hakları ihlalleri konusunda endişelerini dile getiren bir kararı kabul etti.
Karar, İran'ı, ekonomik kısıtlamalar da dahil olmak üzere düşünce, vicdan, din ve inanç temelli tüm ayrımcılık biçimlerini yasal ve pratikte ortadan kaldırmaya, Bahai inancına sahip kişiler de dahil olmak üzere eğitime erişimin reddi veya eğitimin kısıtlanmasına son vermesi çağrısında bulundu.
1979’da gerçekleşen İslam devrimi ve İran İslam Cumhuriyeti’nin kurulması ardından İran’daki Bahailere yönelik baskı ve tehditler günden güne arttı.
İran rejimi Kürtler ile birlikte Bahaileri de çeşitli yollarla kamusal alandan dışlıyor, inançlarını ifade etmelerini engelliyor, ekonomik olarak yoksullaştırıyor, entelektüel gelişimlerini baltalayıp tarihi ve kültürel bilgi ve birikimlerini yok etmek için çaba sarf ediyor.
