Ana içeriğe atla

HDP: Vekillerin tutuklanması Kürt halkının iradesine saldırıdır

HDP: Vekillerin tutuklanması Kürt halkının iradesine saldırıdır
Türk devleti tarafından HDP’li Kürt parlamenterlerinden Leyla Güven ve Musa Farisoğulları ile CHP’li Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin dürülüp tutuklanmasına Bakur, Türkiye  e dünyadan tepkiler artarak devam ediyor. HDP, olayı Kürt halkının iradesinin hedef alınması olarak değerlendirerek sert tepki gösterdi.
posted onJune 6, 2020
noyorum

Türk devletinin Halkların Demokrasi Partisi’nin (HDP) Kürt parlamenterlerinden Leyla Güven ve Musa Farisoğulları ile Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin dürülüp tutuklanmasına Kuzey Kürdistan (Bakur), Türkiye  e dünyadan tepkiler artarak devam ediyor.

HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları ile CHP'li Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesine sert tepki gösterdi.

CHP’li Enis Berberoğlu, daha sonra serbest bırakılmıştı.

HDP: Yaşananlar AKP’nin darbesidir

HDP genel merkezinde düzenledikleri basın toplantısında yaşananları ‘AKP darbesi’ olarak niteleyen eş başkanlar, bu darbeyle Kürt halkının iradesinin hedef alındığını vurguladı.

Eş Başkan Pervin Buldan, yaşananları "AKP’nin darbesi" olarak ele alarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu darbe süreci uzun süredir Türkiye’de devam edep yönetim şekli halini almıştır. AKP hükümeti seçimle elde edemediğini, kazanamadığını, baskıyla, zorla, darbelerle, muhalefetin elinden almaya çalışan bir zihniyet olmaya çalışıyor. AKP seçim dönemlerinde, yerel ve genel seçimlerde, muhalefetin, özellikle HDP’nin seçime girdiği her yerde büyük bir hezimet ve kayıp yaşamış, zorla ve hileyle iktidarını ayakta tutmaya çalışmıştır. Özellikle son dönemlerde iktidarın kazandığı hiçbir seçim meşru değildir. Her seçim binlerce hilenin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu yerel ve genel seçimler için geçerlidir.

“Kürt halkının iradesi hedefte”

Dün yapılan darbe, tıpkı 4 Kasım’la eşdeğerdir, 20 Temmuz OHAL darbesinden hiçbir farkı yoktur, 2 Mart DEP’li vekillere yapılan darbeden hiçbir farkı yoktur. Darbelere karşı çıkanlar, seçimle gelen seçimle gitmeyi esas alanlar, halkların iradesine darbe vurmuştur. Leyla Güven’in tutuklanması, Kürt halkı başta olmak üzere Hakkari halkının iradesine darbedir, Musa Farisoğulları’nın tutuklanması, Kürt halkı ve Diyarbakır halkının iradesine darbedir. Enis Berberoğlu’nu tutuklanması da Türkiye ve İstanbul haklının iradesine büyük bir darbedir.

Darbelerle, baskılarla, şiddet politikasıyla AKP istediğini elde edemeyecektir. Bizler Türkiye’de siyaset yapan demokrasi güçleri olarak, Türkiye’nin demokratikleşmesi, barışı, özgürlükler için mücadele eden partinin eş genel başkanları olarak, biz kazandığımız hiçbir mevziiyi AKP’ye terk etmeyeceğiz. TBMM’de (Türk Parlamentosu) tek bir kişi bile kalsak, bu mücadele devam edecek. Bu darbe sadece TBMM’ye değil, yerellerde seçilmiş olan belediye eşbaşkanlarımıza da uygulanıyor. Belediyelerimiz teker teker gasp edildi ama tek bir belediyemiz kalana kadar mücadelemiz devam edecek.”

Bakur barolarından tepki

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ile CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesinin ardından tutuklanmalarına ilişkin Bakurr’daki 14 kentin baroları yazılı açıklama yaptı.

Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Antep, Hakkâri, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli, Urfa ve Van Baroları tarafından yapılan açıklamada, Demokratik temsil ve halk iradesinin Meclis’e yansıması konusunda bir hukuksuzluğa daha tanıklık ettiklerini belirerek, Barolar, iktidarın hem yerel düzeyde hem de ulusal düzeyde yurttaşların iradesine karşı yargı eliyle bir mücadele başlattığını vurguladı.

Baroların açıklamasında, Mart 2019 yerel yönetimler seçiminden bu yana HDP’ye mensup 45 belediyeye kayyum atandığı, Türk devleti tarafından Bakur’da yerel düzeyde ortadan kaldırılan halk iradesinin son olarak iki milletvekilinin de milletvekilliklerinin düşürülmesi ile bir üst boyuta tırmandırıldığı ifade edildi.

Hiç kimsenin “suç işleme özgürlüğünün olmadığı” ilkesine sonuna kadar saygı duyduklarını ifade eden barolar, açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Ancak tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmiş Türkiye yargısının son dönemlerde vermiş olduğu kararların, uluslararası hukuk kurallarına ve AİHM içtihatlarına aykırılığının bu kadar su yüzüne çıktığı bir zamanda mahkeme kararları gerekçe gösterilerek üç milletvekilinin vekilliklerinin düşürülmesini kabul etmiyoruz. Özellikle politik aktörlere yönelik AİHM tarafından da tespit edilen hukuka aykırılıklar ve ayrımcı uygulamalar karşısında bu hukuksuz süreci ‘mahkeme kararı’ ile açıklamak bizler açısından kabul edilir bir durum değildir.”

Meclis’i, demokrasiye ve evrensel hukuk ilkelerine dönmeye davet eden barolar, “Bu adaletsiz, ayrımcı ve ötekileştirici uygulama geri alınarak TBMM’nin varlık sebebi olan halk iradesine saygı duyulmasını talep ediyoruz” çağrısında bulundular.

AvEG-Kon: Dokunulmazlıkların kaldırılmasında CHP’nin de payı var

Bakur ve Türkiye’deki Demokratik kurum ve kuruluşların yanı sıra Avrupa’daki birçok sivil toplum kuruluşu da Türk devletinin bu irade kırıcı uygulamasına sert tepki gösterdi.

Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon) ve Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK), Meclis'teki darbeye ilişkin yazılı açıklamalar yaptı.

AvEG-Kon, dokunulmazlıkların kaldırılmasında CHP'nin de payı olduğunu vurgulayarak, kayyum gasplarına da dikkat çekti.

Açıklamada, "Faşist, ırkçı, tekçi, barbar zulüm düzeni Türkiye’de başta Kürtler olmak üzere bu zulüm düzeninde en çok katliama uğrayan muhalif kadınlara, aydınlara, gazetecilere, adalet, demokrasi ve özgürlük talep edenlere yaşam hakkı tanımıyor" denildi.

Bunlar dışında Bakur, Türkiye ve Avrupa’dan birçok aydın sanatçı, kurum ve kuruluş da yaptıkları açıklamalarda Türk devletinin bu hukuk dışı uygulamasına sert tepki gösterdi.