Suriye’de hem uluslararası hem de bölgesel güçlerin dahil olduğu 9 yıllık iç savaştan sonra siyasi ve askeri çelişkiler halen devam etmesine rağmen yeni dengelerin işaretleri görülmeye başladı.
ABD ve Fransa’nın çabalarıyla Batı Kürdistan’da (Rojava) Kürtler arasındaki ulusal birlik çalışmalarının sürdüğü bir süreçte Rojava Özerk Yönetimi Eşbaşkan Yardımcısı Bedran Çiya Kurd’den önemli açıklamalar geldi.
Gelişmelerle ilgili Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulunan Çiya Kurd, ABD ve Rusya’nın Suriye ve Rojava ile ilgili bazı konularda anlaştığını ve kimi gelişmelerin yaşanacağını söyledi.
Kürt yetkili Bedran Çiya Kurd, Kürtlere, “diyalogda ikinci aşama” ve “ulusal birlik” çağrısı yaptı.
“Kürtlerin geleceği için ulusal birlik garantördür”
İlk olarak Kürtler arasındaki ulusal birlik çalışmalarına değinen Çiya Kurd, Kürtlerin kazanımlarını ve geleceğini garanti altına alabilmek için ulusal birliğin garantör olduğunu kaydetti.
Ulusal çıkarların birliği gerektirdiğine dikkati çeken Çiya Kurd, Kürt sorununun çözümü için Rojava ve Suriye’de yeni koşulların oluştuğunu, Kuzey Kürdistan (Bakur) için de çözümün söz konusu olduğunu belirtti.
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarı ve blok kurduğu güçlerin çıkmazda olduğunu kaydeden Bedran Çiya Kurd, Türkiye’de var olan rejimin değiştirilmesinin gündeme geldiğine işaret ederek, Bakur’da da Kürtler yine devreye girdiğini söyledi.
“Rojhelat’ın durumu Kürt sorununun çözümünü gerektiriyor”
Doğu Kürdistan’da (Rojhelat) var olan durumun da Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini gösterdiğini vurgulayan Çiya Kurd, “Bu gün içinde bulunduğumuz durum ve DAİŞ başta olmak üzere teröre karşı verdiğimiz mücadele tüm dünyanın gündeminde. Bu bizim uluslararası ve bölgesel arenada ilişkilerimizi ve pozisyonumuzu da etkiliyor. Yine bölgedeki savaş ve krize baktığımızda Kürdistani tüm güçlerin buna karşı bir tutum belirlemesi gerekiyor. Bu tarihi bir fırsattır. Bu tarihi fırsatı elimizden bırakmamalıyız. Şu an Rojava ve Suriye’de oluşan şartlar bunun için çok elverişli ve kazanımlarını korumaya dönüktür. Bu durum Suriye’nin siyasi geleceğinin belirlenmesinde de bize rol verecektir. Burada elde edeceğimiz başarı, Bakur, Başûr ve Rojhelat için de çok büyük bir başarı olacaktır” diye konuştu.
Rojava’daki ulusal birlik görüşmelerinin ilerleyeceğini ve bu görüşmelerin başarı şansının çok yüksek olduğunu vurgulayan Rojavalı yetkili Çiya Kurd, “Gelişmesi için bizim tarafımızdan herhangi bir engel olmayacak, buna izin vermeyeceğiz. Tüm imkanlarımızı bunun için kullanacağız. Çünkü biz bunu hem ulusal hem de tarihi olarak ele alıyoruz” mesajı verdi.
“Diyalog ikinci aşamaya geçmeli”
Her şeye rağmen Kürtler arasında gelişecek olan diyalog sürecinin kolay olmayacağına dikkat çeken Kurd, birliğin sağlanmaması için çeşitli engeller çıkabileceği uyarısında bulundu. Kürt güçlerinin farklı siyasetler içinde yer aldığına değinen Kurd, şunları söyledi:
“Her güç farklı bir kulvarda siyaset yürütüyor. Hepimiz bu yer için birlikte bir idare oluşturmaya çalışıyorduk, ancak sonradan ENKS (Suriye Kürt Ulusal Konseyi) farklı bir projeye dahil oldu. O da Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’na (SMDK) dahil oldu. Bu projenin yapısı ve içeriğini herkes biliyor. Birincisi; kendisini siyasal İslam üzerinden örgütlüyor ve Kürt mücadelesine bakışları şoven bir bakıştır. Tamamen inkarcı bir anlayıştır. İkincisi; bu koalisyon Türk devletinin güdümünde hareket ediyor. Onun için ENKS’nin burada yer alması bile sorun teşkil edebilir. Diyalogun önünde bir engel oluşturabilir. Ancak bu güne farklı görüşler ortaya çıksa da yürütülen diyalog ve çalışmalar pozitiftir. Biz birinci aşama olarak siyasi anlamda bir görüş birliğinin olduğunu söyleyebiliriz. Bu çerçevede bizim ve onların görüşleri birbirine yakınlaştı diyebiliriz. Bu diyalogun ikinci aşamaya geçmesi gerekiyor. Bazı somut konular tartışılmalıdır. O da yönetim, askeri ve güvenlik alanlarıdır ve şeffaf bir şekilde tartışılması gerekiyor.
İkinci aşamada sadece ENKS ve PYD’nin değil, diğer Kürt siyasi partilerinin de yer alması gerektiğini söyleyen Bedran Çiya Kurd, “Sadece bu iki güç burada yer almıyor. Onların katılması önemlidir. Sorun sadece ENKS ve PYD arasında değildir. Eğer bu şekilde ele alınırsa eksik ve sorunlu olur. Bir kez daha birliği gerçekleştirmemiş oluruz. Onun için bizim istediğimiz bunun bir anlaşma ve sonuca gitmesidir” dedi.
“ENKS, Türk devletinden uzaklaşırsa diyalog başarılı olur”
Bu konuda PYD’nin irade sahibi olduğunu belirten Kurd, ENKS’nin ise yapısı gereği bu sorunları aşması gerektiğini, tüm süreçlerde Kürtler arasındaki birliğe karşı çıkan gücün Türk devleti olduğunun görülmesi gerektiğini kaydetti. Kurd, “Türk devleti her zaman parçalanmış bir Kürt siyaseti yarattı. Suriye ve İran rejimleri de bu yaklaşımdan uzak değiller. Ancak her zaman başat rol oynayan, hatta kendisi ile birlikte Suriye ve İran rejimini de harekete geçiren Türk devletidir. Onlar Kürtleri Kürtlerle yok etme siyaseti izliyorlar. Onun için ENKS’nin bu etkiden uzak durması gerekiyor. Uzak durulması halinde bu diyalog ve süreç başarıya gider. Bu süreçte ENKS içinde de farklı görüşler var. Bu onları ilgilendiren bir durumdur. Ancak şu anlaşılıyor ki Türk devleti bu görüşmelerden rahatsızdır. SMDK içindekiler de bundan rahatsız ve bunu dile getiriyorlar. Hatta bazı yeni grupları da SMDK’ye dahil ediyorlar. İşte ENKS’nin alternatifini oluşturmak adına. Bağımsız Suriye Kürt Birliği şeklinde adlandırılıyorlar. Bu da Türkiye ve SMDK’nin bu diyalogu yıkmak için devreye girdiğini gösteriyor. ENKS içinde de farklı görüş ve sesler birlik için yürütülen çalışmaların önünü tıkamamalı. Herkes sorumlu davranmalıdır” çağrısı yaptı.
Rusya ile ilişkileri
Rusya başta olmak üzere Suriye’de bulunan birçok güç ile ilişkide olduklarını ifade eden Rojava Özerk Yönetimi Eşbaşkan Yardımcısı Bedran Çiya Kurd, Rusya ile ilişkilerinin Afrin sürecinde soğuduğunu, ancak ilişkilerinin sürdüğünü söyledi. Çiya Kurd, bu ilişkiler kapsamında ise Rusya’ya şu çağrıyı yaptı:
“Rusya’nın bazı yerlerde devreye girip, rol oynaması gerekiyor. Şam hükümeti ile Özerk Yönetim diyalogu için garantör olmalıdır. Onlar bu konudaki ağırlıklarını ortaya koymadılar. Rusya’dan istediğimiz budur. İkincisi Afrin, Serêkaniyê ve Grê Spi’de yapılan uygulamalara karşı çıkmalı ve Türk devletinin işgal politikasına karşı tutum almalıdır. Çünkü bu alanlarımızda yok etmek siyaseti izleniyor.”
ABD ve Koalisyon
ABD ve DAİŞ’e karşı Uluslararası Koalisyon güçleriyle de ilişkilerinin olduğunu belirten Kurd, bu ilişkinin DAİŞ ve teröre karşı verilen mücadele tarzında yürüdüğünü belirtti. Bu ilişkinin Türk devletinin Serêkaniyê ve Grê Spi’ye yaptığı saldırılar döneminde sarsıldığını anımsatan Kurd, “Bu aramızda tartışmaya da yol açtı. Tüm güçlerini Suriye’den çekeklerini belirtiyorlardı, ancak gelişen farklı dengelerde şu an bunu durdurdular. Hem DAİŞ hem de İran ve Suriye rejimleri çıkmayana kadar çıkmayacakları mesajını da veriyorlar. Bu, onları ilgilendiren bir durumdur. Fakat DAİŞ’e karşı verilen mücadele temelinde ilişkimiz devam ediyor. Rusya için belirttiğimiz durumlar ABD için de geçerlidir. Siyasi süreç için rol alıp MSD’nin (Rojava Özerk Yönetimi’ne bağlı Demokratik Suriye Meclisi) Suriye’nin geleceği için yürütülen çalışmalara dahil olmasını sağlamalılar. Onlar da bu konuda rol oynayabilir. Yine Türk devletinin işgal politikasına karşı da durmalılar. Çünkü işgal edilen yerler ABD ve Rusya onayı ile gerçekleşti. Biz onları bu konuda ortak ve sorumlu buluyoruz” şeklinde konuştu.
“ABD ve Rusya Tel Aviv’de anlaştı”
Önümüzdeki günlerde Suriye’nin yeni gelişmelere ve anlaşmalara gebe olduğuna işaret eden Çiya Kurd, bu duruma dair ise şunları söyledi:
“Bunun temeli 1 yıl önce İsrail’de atıldı. 25 Haziran 2019’da ABD ve Rusya İsrail’in Tel Aviv kentinde bir araya gelerek bu konuda anlaştılar. Biz bu konuda stratejik kararların alındığını düşünüyoruz. Şimdi ise pratikte uygulanıyor. Rusya ve ABD Suriye’de bazı konularda anlaşmış durumda. Bu, ABD temsilcisi Jeffrey’in açıklamalarından da anlaşılıyor. İşte Rusya hariç tüm güçlerin Suriye’den çıkacağını söylüyorlar. Bu da Rusya lehine bir itiraftır. Ancak bu neye karşılık kabul edildi? Her iki güç de birbirlerinin çıkarları gereği bazı konularda geri adım atmış.”
“İran rejimi çıkacak, Esad gidecek”
Kürt yetkili Çiya Kurd, söz konusu anlaşmanın içeriğine dair ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kanaatimizce; Rusya İran rejiminin Suriye’den çıkarılması gerektiğini kabul etmiş durumda. İkincisi; Beşar Esad’ın değiştirilmesini de kabul etmişler. Esad, Rusya için kırmızı bir çizgi değil. Üçüncüsü; ise Rusya İdlib’in Türk devleti denetiminde kalmasını onaylamış. Heyet Tehrir El Şam (HTŞ/El Nusra) hariç diğer grupların denetiminde olmasına evet demiş. Türk devletinin varlığı ve bulundurduğu askeri noktaların da orada kalmasını kabul etmiş durumdalar. Bu da ABD ve NATO’nun isteğidir. İki gücün de anlaştığını gösteriyor.”
“Siyasi gelişmeler yaşanabilir”
Gelişmelerin, Suriye’nin siyasi geleceğinin nasıl şekilleneceğine dair ipuçları verdiğini dile getiren Çiya Kurd, Rusya ve ABD arasında ortak bazı adımların atılabileceğine işaret etti. Rusya’nın Soçi ve benzeri bazı siyasi girişimlerinin de ABD ve batılı ülkeler tarafından desteklendiğini hatırlatan Kurd, “Suriye için bazı konularda görüş birliği sağlanıyor. Önümüzdeki günlerde bu konular biraz daha netleşir. Rusya da batılı güçler, Birleşmiş Milletler (BM) ve koalisyon güçleri olmadan Suriye’de siyasi çözümün gelişmeyeceğini gördü. Bunlar sadece Şam ve Tahran ile başarıya ulaşamaz. İkincisi; Suriye krizinin askeri yollarla çözülmeyeceğini de anladı. Bu konuda adım atıp bazı yerleri aldı. Belli bir başarı da elde etti. Ancak bazı yerlerin NATO, ABD ve Avrupalı güçler için kırmızıçizgi olduğunu fark etti” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin de Rusya’sız Suriye’de başarıya ulaşamayacağını anladığını ifade eden Kurd, “Onlarsız Şam’da bir değişiklik yapamaz. Rusya’sız İran rejimi gibi bir gücü de Suriye’den çıkaramaz. Bunlar stratejik konulardır. Bu durumda ikisinin çıkarı gereği Suriye’de yeni anlaşma ve ortaklıklar gelişti” ifadelerini kullandı.
Çiya Kurd, bu anlaşma ve ortaklıkların İdlib konusunda net olduğunu, ancak Rojava ve Suriye hakkında “suyun bulanık” olduğunu belirtti. Kuzey ve Doğu Suriye için nelerin düşünüldüğünü, bölge hakkında gelecek siyasetlerinin ve nasıl hareket edeceklerini bilmediklerine vurgu yapan Kurd, hem Rusya hem de ABD’nin bir planı olduğunu ve bunun temelinde bölgeden nasıl yararlanacaklarını düşündüklerini söyledi.
Caesar Yasası ve gelişmeler
ABD’nin Suriye rejimine karşı devreye koyacağı ve “Caesar Yasası” olarak adlandırılan ekonomik yaptırımlara da değinen Kurd, buna yönelik hazırlıkların olduğunu kaydetti. Ekonomik yaptırımların Haziran ayı ile birlikte yürürlüğe gireceğini ifade eden Kurd, şöyle devam etti:
“ABD’nin siyasetlerinden biri de askeri açıdan çok ekonomik olarak savaşmaktır. Değiştirmek istediği rejimlere karşı böyle mücadele ediyor. Caesar olarak adlandırılan ekonomik yaptırımların Şam için faturası ağır olacak. Bu durum bizim bölgelerimizi de etkileyecek. Çünkü biz de Suriye’nin bir parçasıyız. Bölgelerimizde Suriye parası kullanılıyor. Biz bunu ABD ile de görüştük. Böylesi bir siyasetin Rojava'yı da etkileyeceğini söyledik. Bu bölgenin zarar görmemesi için neler yapabiliriz temelinde oldu.”
‘Caesar Yasası’na karşı tedbirler
Kendilerinin de bu noktada neler yapabilecekleri noktasında tartışma yürüttüklerine değinen Kurd, tedbirler noktasında ise şunları paylaştı:
“Doların dışarıya çıkmaması ve iç piyasada durmasına karar verdik. İkincisi kooperatiflerimizin ürünlerini pazara getirerek, fiyat pahalılığını önleyeceğiz. Bu şekilde pazarı da fiyat aralığını da dengelemeye çalışacağız. Üçüncüsü pazarlarda sıkı kontroller gerçekleştirilecek. Dördüncüsü ise yönetim tarafından halka verilen temel ihtiyaçlar olan su, ekmek, petrol ve diğer esas ihtiyaçların var olan cüzi fiyatlarında bir değişiklik olmayacak. Bu tedbirleri aldık ve bunları genişleteceğiz.”