Skip to main content

Siyaset bilimciler: Erdoğan ile Türkiye’de siyasi ahlak çökmüştür

Siyaset bilimciler: Erdoğan ile Türkiye’de siyasi ahlak çökmüştür
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisi AKP vekillerinin üzerinde Erdoğan’ın imzası bulunan ‘filtresiz termik santral yasasını mecliste onaylatmaları, ardından da Erdoğan tarafından veto edilmesiyle ilgili Türkiyeli hukukçu ve siyaset bilimciler bu durumu, Türkiye siyasetinde “aşırı dozda çürüme” olarak değerlendirdi.
posted onDecember 8, 2019
nocomment

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın lideri olduğu AKP vekillerinin üzerinde Erdoğan’ın imzası bulunan ‘filtresiz termik santral’ yasa tasarısını Türkiye Meclisi’nde onaylatmaları, ardından da bu yasanın yine Erdoğan tarafından veto edilmesiyle ilgili Türkiyeli hukukçu ve siyaset bilimciler bu durumu, Türkiye siyasetinde “aşırı dozda çürüme” olarak değerlendirdi.

Filtresiz termik santral yasasını hazırlayıp Erdoğan’ın imzası ile meclise sunan ve yasanın mecliste kabul edilmesini sağlayan AKP’liler, yasayı veto eden Erdoğan’a teşekkür etmiş ve bunun "normal" olduğunu savunmuştu. Türkiyeli Hukukçu ve siyaset bilimciler, bu durumla ilgili politika için "aşırı dozda çürüme" uyarısı yaptı.

Kendi kendini veto eden adam: Erdoğan

Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduğundan beri ilk veto hakkını, Dijital Hizmet Vergisi Yasası’nın termik santrallere filtre takılması zorunluluğunu iki buçuk yıl erteleyen maddesi için kullandı.

Parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle birlikte hem partisi AKP’nin genel başkanlığı hem de cumhurbaşkanlığı görevini birlikte yürütme yetkisi olan Erdoğan, veto kararıyla ilk kez kendi kendisini de veto etmiş oldu. Çünkü yasa tasarısı meclise AKP genel başkanı olarak Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayıyla iktidar partisi AKP tarafından sunulmuştu.

Erdoğan’ın veto kararından öte bu vetoya aralarında AKP Maraş Milletvekili ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın da olduğu çok sayıda AKP milletvekilinin Twitter hesaplarından teşekkür mesajlarıyla yanıt vermesi, Türkiye’de büyük tartışma yarattı. Öyle ki termik santrallere filtre takma zorunluluğunun iki buçuk yıl ertelenmesine ilişkin düzenlemeyi Mahir Ünal’ın da dahil olduğu AKP’liler hararetle savunmuş, düzenleme 203’ü AKP ve 14’ü MHP’li olmak üzere 217 vekilin onayıyla Türkiye Meclisi’nde yasalaşmıştı.

Türk siyasetinde ahlak nerede başlayıp nerede bitiyor?

AKP'li vekillerin yasa tasarısını hararetle savunup, meclisten geçirmelerine karşın Erdoğan’ın vetosu sonrasında Erdoğan’a teşekkür eden mesajlar paylaşması muhalefet cephesinde "omurga yetmezliği" olarak değerlendirildi. AKP’li vekiller ise kendilerini "Erdoğan’ın yanında durmak suç mu?" sözleriyle savunmaktan geri durmuyor. Hatta aralarında "Hatamız olur, Erdoğan düzeltir. Bu da gayet normaldir" yorumu yapanlar olduğu da siyaset kulislerine yansımış durumda.

Vekillerin bu tavrı ise Türk siyasetinde ahlakın nerede başlayıp nerede bittiğine, siyasette nasıl bir yapının hakim olduğuna ve bu yapıdan kimin sorumlu olduğuna dair tartışmaları alevlendirdi.

Anayasa hukukçusu Ergun Özbudun: Siyasi garabet

Ergun özbudun

 

Anayasa hukukçusu Prof. Ergun Özbudun, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı, yani kendi kendini veto etmesinde aslında hukuken çok da sorun olmadığı değerlendirmesinde bulunarak şöyle devam ediyor:

"Böylesi vetolar başkanlık sisteminde de var. Buradaki en büyük sıkıntı, siyaseten yaşanan çelişkidir. Tam bir siyasi garabet örneği ile karşı karşıyayız. Liderin dediği her söze, yaptığı her harekete onay veren, eleştiri getirmekten ya da karşı duruş sergilemekten uzak duran vekillerin bundan sonraki süreçte halkın karşısına çıkma hakkı yoktur. Sergiledikleri tavrın normal ve makul bir tarafı yok. Halkın da bu aşırı dozdaki siyasi çürümeyi görmesi, eleştirmesi kaçınılmazdır."

Hukukçu Coşar: Lidere bu denli etik dışı bağlılık siyaseti yozlaştırmıştır

"Hukuk, Adalet, Etik ve Siyaset" kitabı başta olmak üzere çok sayıda kitabıyla siyaset ve ahlak sorununu gündemde tutmuş, bir dönem Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı görevinde de bulunmuş hukukçu Vedat Ahsen Coşar, AKP’li vekillerin Erdoğan’ın vetosunu alkışlamasını Türkiye’de "siyasetin çürümesine açık örnek" olarak değerlendiriyor.

Bu çürümede doğrudan milletvekillerinin rol oynadığını vurgulayan Coşar, "İnsanlar hata yapabilir, siyasette de hata olabilir. Neden hatalarını kabul etmiyorlar da, yasayı veto eden cumhurbaşkanını alkışlıyorlar? Bu yasayı meclisten geçirenin onlar olduğunu bilmiyor muyuz?" sorularını soruyor.

Milletvekilliğinin toplumda bir karşılığı olduğunu, halkın onları "rol model" olarak gördüğünü söyleyen Coşar, "Tabii normal bir milletvekilliğinden söz ediyorsak bu rol modelliği geçerlidir. Lidere bu denli etik dışı bağlılık Türkiye’de siyaseti yozlaştırmıştır. Türkiye bu yozlaşmanın sıkıntısını daha çok yaşayacaktır" diyor.

Siyaset Bilimci Baskın Oran: Siyasi ahlak çökmüştür

Baskın Oran

 

Siyaset bilimci Baskın Oran ise Erdoğan gibi milletvekillerinin de temel derdinin halktan oy toplamak olduğunu, bunu yaparken de kendi partileri AKP’ye zarar verdiklerini bile düşünemeyecek kadar "zayıflık sergilediklerini” söylüyor.

Oran, "Erdoğan filtre takma zorunluluğu süresini uzatıp yandaş sermayeyi biraz daha semirtme derdindeydi ama halkı iki buçuk yıl daha zehirlerse oy kaybedebileceğini farketti. Halk sağlığı gibi bir derdi olmadığını, kurduğu otokraside oy toplayıp gücünü koruma derdinde olduğunu herkes biliyor" diyor. Erdoğan’ın milletvekillerini de kendine destek için AKP’de tuttuğunu yoksa kimsenin yeteneğini ya da liyakatını ciddiye almadığını söyleyen Oran, "Vekiller de Erdoğan’a göre hareket ediyor. Siyasetteki çürüme, kokuşmuşluk zaten umurlarında değil. Bu kokuşmaya, çürümeye kimsenin şaşırması da söz konusu olamaz artık. Siyasi ahlak da, siyasi yapı da çökmüştür" değerlendirmesi yapıyor.

Siyaset bilimci Özpek: Erdoğan’ın ahlaklı ve erdemli vekillere ihtiyacı yok

TOBB Üniversitesi'nden siyaset bilimci Burak Bilgehan Özpek milletvekillerine çok da yüklenilmemesini istiyor. Özpek neden böyle düşündüğünü, "Bu tarz milletvekilleri dünyanın her yerinde var. Ama oralarda öyle siyasi yapılar var ki, vekilleri daha ahlaklı olmaya, erdemli olmaya itiyor. Türkiye’de ise siyasi lidere bağlı bir yapı var" sözleriyle açıklıyor.

Özpek, Türkiye’de milletvekillerinin tekrar seçilebilme, görevlerinde kalma şansının sadece genel başkana sadakatle doğrudan bağlantılı olduğunu anlatıyor. Özpek, "Erdoğan’ın ahlaklı, erdemli milletvekili profiline ihtiyacı yok. Kendi ne derse, onu yapacak vekile ihtiyacı var. Vekiller halkı değil, Erdoğan’ı temsil ediyorlar. Erdoğan için siyaset yapıyorlar. Burada tutarsızlık; Erdoğan’ın hem cumhurbaşkanı hem de AKP genel başkanı olmasıdır. Siyasette aşırı dozdaki çöküntünün de asıl nedeni budur" diyor.

 

Kaynak: Deutsche Welle