Al-Monitor’dan Amberin Zaman’a konuşan Batı Kürdistan’daki (Rojava) Demokratik Suriye Güçleri Komutanı General Mazlum Kobani, Türk devletinin sınır boyunca HSD’nin varlığını “ulusal güvenliğine bir tehdit” olarak gösterdiğini ancak bu argümanın artık öldüğünü belirterek, “Artık bizi Suriye'yi parçalamak, Suriye'den kopmak istemekle suçlayamazlar” dedi.
“Trump ve Pence beni aradılar”
Dünyanın dört bir yanından Kürtlere büyük bir destek verildiğini belirten General Mazlum, ABD güçlerinin Rojava’dan çekilmesi kararından sonra ABD Başkanı Donald Trump ve yardımcısı Mike Pence’nin de kendisini aradığını söyledi.
HSD Komutanı, “Bütün dünya Kürtlerin kim olduğunu biliyor ve bize sempati duyuyor. Türk devletinin aksine, kendimizi korumak için lobi faaliyetlerine milyonlarca dolar harcamamız gerekmiyor. Çünkü adil bir nedenimiz var” diye konuştu.
“Türk devletinin Kobani’yi işgal etme tehdidini ciddiye alıyoruz”
Türk devletinin kendisine bağlı cihatçı çetelerle Kobani’yi de kontrol etmek istediğini vurgulayan General Mazlum, “Kobani'yi İdlib ile işgal ettiği alanları birbirine bağlamanın önünde bir engel olarak görüyor. Bu tehditlerin hiçbirini boş söylem olarak göz ardı etmiyoruz. Onları ciddiye alıyoruz. Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı konuşma sırasında hazırladığı haritayı uygulamak istiyor. Bu harita Rojava'ydı” ifadelerini kullandı.
Al-Monitor’un “Türkiye'yle veya daha kesin olarak Erdoğan'la bir tür diyaloğu sürdürme şansı olduğunu görüyor musunuz? Öcalan’ın bahsettiği “Eşme ruhu” yeniden canlandırılabilir mi?” şeklindeki sorusuna HSD Komutanı Kobani şöyle yanıt verdi:
“Neden olmasın? Türkiye'nin Süleyman Şah'ın kalıntılarını Kobani'ye iade etmek ve mezarını yeniden inşa etmek istediğini biliyoruz. Türkiye iyi niyetimizi suistimal etmezse, Türk ordusu ile koordinasyon içinde karşılıklı anlayışa dayanarak böyle bir operasyon yürütülmesine yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.”
Mazlum Abdi, “Türkiye ve Suriye'deki Kürt sorunu iç içedir. Irak'taki Kürtler de bu denklemin bir parçası. Onları ayıramayız. Türkiye’de barışa doğru atılan her adımın olumlu etkileri burada Rojava'da hissediliyor. Aynı şekilde, Türk devletinin Suriye Kürtlerine yönelik olumlu hareketlerinin Türkiye'deki Kürtler üzerinde olumlu bir etkisi vardır. Aynı şekilde, Türk devletinin düşmanca hamleleleri, sınırının her iki tarafını da olumsuz etkilemektedir” dedi.
“ABD, Türk devleti ile aramızda barış olmasını istiyor”
Mazlum Kobani şöyle konuştu:
“ABD'nin Türk devletiyle aramızda barış olmasını ve bunun için yardım etmeye istekli olduğunu biliyorum. Başkan Trump ilk telefon görüşmemizde bana sözünü verdi. ‘Erdoğan ile konuşacağım ve Suriye'deki sorunu düzeltmeliyiz’ dedi. ‘Tamam, lütfen yapın’ dedim. Türkiye ile olan farklılıklarımızı sona erdirmek istiyoruz. Eğer bunu yaparsak, bu kesinlikle Türkiye'deki Kürtlerin durumunu hafifletecek ve Türk kamuoyunun barış lehine değişmesine yardımcı olacaktır. Ona yazdığım mektupta Türkiye'nin Kürt sorununu kendi sınırları içinde ele alması gerektiğini vurguladım. Bize yardım etmek için ne gerekiyorsa yapmaya söz verdi. Tekrar ediyorum, Türkiye ile olan sorunlarımızı çözmek için elimizden gelenin en iyisini yaptık.
“Türk devletiyle doğrudan görüşmeler yaptık ve tekrar yapmaya hazırız”
HSD olarak, YPG olarak, geçmişte Türkiye ile doğrudan görüşmeler yaptık ve tekrar yapmaya hazırız. Barış istiyoruz. Bununla birlikte, bunların hiçbiri Türkiye'nin Suriye'nin Kürt sorununu çözmekten sorumlu olmadığı ya da Türkiye'nin Kürt sorununu düzeltmekten sorumlu olduğumuz anlamına gelmez. Türkiye içindeki çatışmaya taraf olmadığımızı defalarca söyledik. Buradaki Kürt sorunu Suriye'nin iç sorunudur. Ve şu anda Suriye - Türkiye'ye dahil olan tüm ülkelerin yardımıyla bu sorunun çözülmesine yardımcı olabiliriz. Ancak sonuçta bunun Şam'daki hükümetle müzakere edilmesi gerekiyor.”
“ENKS Rojava’da özgürce faaliyet yürütebilir”
Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin (ENKS) Rojava'da özgürce faaliyet yürütebileceğini belirten Mazlum Kobani, “Rojavalı Kürtler arasındaki sorunun çözümü için Kürdistan Bölgesi Başkanı kardeşim Neçirvan Barzani ile bu konu hakkında konuştum ve yardım etmeyi kabul etti. Başkan Barzani de bu konuda bazı olumlu açıklamalar yaptı. Ama gerçekten daha fazlasını yapabileceklerini düşünüyorum” dedi.
