Dünya Adalet Projesi (JWP) tarafından ülkelerin hukuk sistemlerini değerlendirmek amacıyla hazırlanan Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nin 2018 yılı raporuna göre 126 devlet arasında İran 102'inci sırada yer aldı.
Sekiz kategoride değerlendirme yapıldı
194 sayfalık raporda ülkeler, hukukun üstünlüğüyle bağlantılı sekiz kategoride performans değerlendirmesine tabi tutuldu.
Bu sekiz kategoride içler acısı olan İran'ın durumu ise şöyle:
1- Temel haklar: 126
2- Şeffaf devlet: 121
3- Hükümetin yetkileri üzerindeki kısıtlamalar: 109
4- Yasalarının uygulaması: 70
5- Düzenleyici uygulamalar: 75
6- Yolsuzlukla mücadele: 70
7- Medeni hukuk ve ceza hukuk: 58
8- Kamu düzeni ve güvenliği:54
İran bu biçimiyle bölgedeki 8 ülke arasında en düşük notları alarak 7'inci sıralamaya girdi.
Dünya Adalet Projesi, 2018 yılına ilişkin yayınladığı raporda diğer ülkeler hakkında da kaygı verici sonuçların olduğuna dikkat çekiyor.
Raporda son yıllarda hukukun üstünlüğü konusunda düzeyi düşük ve araştırmaya ikinci kez tabi tutulan devletlerde bir iyileşmenin olduğu vurgusu yapıldı.
Raporda genel anlamda hukukun üstünlüğünde yaşanan düşüşten üzüntü duydukları da ifade ediliyor.
Raporda devletlerin yetkisini sınırlandırma kategorisini de değerlendirildi. Polonya, Sırbistan, Bosna- Hersek'ın de Hukukun Üstünlüğü konusunda karnesi kırık ülkeler arasında yer alıyor. Raporda en üst sırada yer alan üç ülke Danimarka (1), Norveç (2) ve Finlandiya (3), en alt sırada yer alan ülkeler ise Afganistan (111), Kamboçya (112), Demokratik Kongo Cumhuriyeti, ve Venezuela (113) oldu.
Merkezi Washington'da olan Dünya Adalet Projesi 2006' da William H. Neukom tarafından kurulan bir sivil toplum kurumu sayılmaktadır.
Nedir şu Hukukun Üstünlüğü ve yargı “erk”i?
Demokratik sistemlerin birbirinden bağımsız üç erk (güç) üzerinde kurulu olması ana esastır; yasama, yürütme ve yargı. Parlamenter demokratik ve “demokratik başkanlık” sistemlerinde yasama, halkın seçtiği temsilciler eli ile yasaları yapar. Yürütme, yasaların verdiği yetki ve sorumlulukla hükümet olarak yönetim işlevini üstlenir. Yargı ise, “bağımsız” mahkemeler eliyle, “Millet adına” hüküm vererek adaleti sağlar, (en önemlisi de) yürütmenin eylem ve işlemlerini tarafsız olarak denetler.