Ana içeriğe atla

Tahran’ın Irak’taki radikal Şii milisleri

Tahran’ın Irak’taki radikal Şii milisleri
posted onJanuary 15, 2019
noyorum

Iraklı yazar Davud Ferhan, İran’ın destek vererek Irak’ı dizayn eden Şii milislere ilişkin bir makale kaleme aldı. Londra merkezli Şark Al Awsat gazetesinde “Irak ancak İran merkezli milislerden kurtularak kalkınabilir” ismiyle yayınlanan makalede Ferhan İran’ın Şii Haşdi Şabi radikal gurubun kuruluş sürecine dikkat çekerek bu örgütün Irak devlet yapılanmasını ele geçirdiklerini savunuyor. Irak’ın Şii Dini Lider Ali Sistani’nin bu Haşdi Şabi’nin kurulması için fetva yayınladığını hatırlatan Farhan, “Haşdi Şabi milislerinin devlet organlarından daha yüksek, kanun üstü bir otoriteye dönüşmesi konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor. IŞİD’ın 2014’te Ninova, Selahaddin, Diyala ve Anbar vilayetlerini işgal etmesinin ardından örgütün ilerleme ihtimaline karşı Bağdat ve güney şehirlerini korumak amacıyla Şii Dini Lider Ali Sistani’nin fetvası üzerine Haşdi Şabi milisleri oluşturuldu” diyor.

IŞİD mücadelesini gerekçe gösteren radikal örgütün adeta Iraklı Sünni avına çıktığını savunan Ferhan, “Haşdi Şabi, çok geçmeden şehirlerde, köylerde ve kamplarda Sünnileri takip eden yeni bir ölüm mangasına dönüştü” değerlendirmesini yapıyor.

Irak eski Başbakanı Nuri Maliki’nin 2008 yılında başbakanlık koltuğuna geçmesinden bu yana Tahran, Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Güçleri’nin istikrarsız Irak sahnesine nüfuz ettiğini hatırlatan Farhan, İran’ın denetimindeki radikal örgütlere ilişkin, “Irak sahasında İran’ın organize ve finanse ettiği, silahlandırdığı ve yönlendirdiği onlarca milis ortaya çıktı. Bu milisler, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) hariç tüm Irak şehirlerini dolaşıyordu. Başlangıçta Bedir, Asaib Ehl-i Hak, Irak Hizbullah’ı, Muhtar Ordusu ve ismini “Barış Tugayları” olarak değiştiren Mehdi Ordusu en meşhur milislerdi” diyor.

Şii milisler, “İran tarzı IŞİD’ın bir kopyasıdır” yorumuna katıldığını ifade eden Farhan, eski gelişmiş medeniyetiyle, çivi yazısıyla, Hammurabi Kanunları’yla, Babil’in Asma Bahçeleri’yle, hurmalarıyla, makamlarıyla, Nazım Gazali’siyle, petrolüyle, es-Seyyab’ıyla, Cevahiri’siyle ve Binbir Gece Masalları’yla meşhur olan Mezopotamya, aynı zamanda yolsuzlukla ve milislerle de ünlenmeye başladığını vurguluyor.