Avrupa’nın üç süper gücü İngiltere, Fransa ve Almanya, İran İslam Cumhuriyeti’ni, uranyum zenginleştirme seviyesini yüzde 20 artırma kararından geri adım atmaya çağırdı.
İran rejiminin bu hamlesinin 2015’te imzalanan nükleer anlaşmaya aykırı olduğunu belirten 3 ülke bu gelişmeyi “ciddi olumsuz gelişme” olarak nitelendirdi.
2015’te İran rejimiyle imzalanan nükleer anlaşmanın taraflarından da olan İngiltere, Fransa ve Almanya’nın konuyla ilgili yaptıkları ortak açıklamada “İran’ın, hiçbir inandırıcılığı ve medeni gerekçesi olmayan, ayrıca nükleer silahların yayılmasıyla ilgili çok önemli riskler taşıyan bu eylemi, İran'ın taahhütlerini yerine getirmediğinin açık delili olacak ve anlaşmayla ilgili yaşanan krizi daha da derinleştirecektir” ifadeleri kullanıldı.
Ortak açıklamada ayrıca İran rejiminin bu hamlesinin yeni işbaşına gelecek ABD yönetimiyle diplomasiye geri dönmek için önemli bir fırsattan ödün verme riskinin de olduğu vurgulandı.
Nükleer anlaşma
2015’te dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın girişimleriyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi olan ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve daimi üye olmayan Almanya ile İran rejimi arasında, İran rejiminin uranyum zenginleştirme potansiyelisin tehdit seviyesinin altında tutmayı amaçlayan nükleer anlaşma imzalanmıştı. Bu anlaşma, İran rejimine uygulanan ve uluslararası geçerliliği olan silah ve ekonomik ambargonun da kademeli bir şekilde kaldırılmasını taahhüt ediyordu.
Ancak Obama’dan sonra başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump yönetimi, İran rejiminin nükleer anlaşmadan dolayı elde ettiği ekonomik imkanları, Ortadoğu’daki yandaş terör örgütlerinin finansman ihtiyaçlarını karşılama ve bölgede yayılmacı bir politika izlemesiyle kötüye kullandığı gerekçesiyle ABD’yi tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekmişti.
Trump yönetimi, anlaşmadan çekildikten sonra İran rejimine karşı “Maksimum Baskı” politikası çerçevesinde ağır ekonomik yaptırımları devreye koymuş, bu gelişme, İran rejiminin tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşamasına yol açmıştı.
İran rejimi, 4 Ocak'ta başkent Tahran yakınlarında yeraltındaki Fordow nükleer tesisinde uranyum zenginleştirme seviyesini yeniden yüzde 20'ye çıkardığını duyurmuş, bu hamle, Avrupa’nın İran’ın dünya güçleriyle imzaladığı nükleer anlaşmayı ayakta tutma çabalarını ve ABD’de Başkan seçilen Joe Biden’ın 20 Ocak’ta göreve gelmesinin ardından ABD’yi tekrar anlaşmaya geri getirme ihtimalini sekteye uğratma riskini doğurdu.
İran rejimi, uranyumu yüzde 20 zenginleştirme seviyesine çıkarma ilanından önce de uranyum stokunu yaklaşık yüzde 4,5'e kadar zenginleştiriyordu ve bu durum nükleer anlaşma kapsamında uygulanan yüzde 3,67'nin üzerinde bir orandı ancak uranyumun nükleer silah seviyesine çıkarılması için gerekli yüzde 90 saflığının altında bir seviyeydi.