İnsan haklarını korumak için uluslararası organizasyon (IOPHR), İran İslam Cumhuriyeti’nin, son 40 yıllık verilere göre Çin'den sonra dünyada ikinci en yüksek çocuk infazı gerçekleştiren devleti olduğunu ancak nüfusu ile orantılandırıldığında dünyadaki en yüksek çocuk infazı gerçekleştirdiğini bildirdi.
IOPHR’den yapılan açıklamada “İran rejimi, yalnızca nüfusa oranla dünyadaki en yüksek infaz sayısına sahip olmakla kalmıyor, uluslararası kuruluşların topladığı son 40 yıllık verilere göre, rejim aynı zamanda küresel çocuk infazlarının yüzde yetmiş beşinden fazlasından da sorumlu” denildi.
“İran rejimi çocuk infazlarını olağan hale getirdi”
İran rejiminin şu ana kadar yüzlerce çocuğa ölüm cezası verdiğinin ifade edildiği IOPHR açıklamasında ikisi hariç bu ölüm cezalarının tümünün İran rejimi Yüksek Mahkemesi tarafından onandığı ve çoğu çocuğun infaz edildiği bilgisi paylaşıldı. Açıklamada uluslararası insan hakları kuruluşlarının verilerine göre şu anda İran rejimi cezaevlerinde 100'den fazla çocuk ve ergenin infaz edilmeyi beklediği ifade edildi.
İran rejiminin insanlık dışı yasalarında erkekler için yasal infaz yaşının 15 ve kızlar için ise 9 yaş gibi çok düşük bir yaş olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, bu insanlık dışı yasaların İran rejiminin gayri insani bir şekilde çocuklara ve ergenlere ölüm cezası vermesine yol açan temel sebeplerden sadece biri olduğu vurgulandı.
“Gençler inançları nedeniyle idam ediliyor”
IOPHR açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Elbette İran'daki pek çok genç sadece inançları için idam edildi. Bunlardan en çok bilineni, idam edildiği sırada 17 yaşında olan Bahayi inancına sahip Mona Mahmudnejad. İran rejimi güvenlik güçleri birçok çocuğu tutukladıktan sonra avukat olmaksızın sorguya çekiyor ve neredeyse tamamı sorgu sırasında işkence ve saldırılara maruz kalıyor. Bu insanlık dışı muameleler, kaçınılmaz olarak, sorgulayıcıların yalan suçlamaları çocuklara zorla itirafettirmelerine neden oluyor. İran rejimi yasalarının erkeklerin 15, kızların ise 9 gibi düşük bir infaz yaşını temel aldığı düşünüldüğünde, bu çocuk istismarı ve çocuk infazlarının kaçınılmaz olduğu aşikardır.”