Batı Kürdistan’daki (Rojava) Demokratik Birlik Partisi (PYD) Sözcüsü Salih Müslim, ABD yönetimini Rojava ile ilgili sözlerini yerine getirmediği gerekçesiyle eleştirdi.
BBC’ye konuşan Salih Müslim Amerikan yönetimini eleştirmesine karşın sınır hattı dışındaki alanlarda ABD ile iş birliğinin devam ettiğini ve DAİŞ hücrelerine karşı savaşın sürdüğünü belirterek, "Dêrezor'da, Rakka'da ve benzeri yerlerde Demokratik Suriye Güçleri (HSD) ile beraber çalışıyorlar. Ama sınırdaki güçlerini çektiler. Amerikan askerlerinin diğer yerlerden çekilmesi gibi bir şey yok" dedi.
'Hiç Amerikan askeri ölmedi, biz 11 bin şehit verdik'
Müslim, uluslararası koalisyon tarafından kendilerine, Suriye'den çekilmek için üç şeyin gerçekleşeceği sözünün verildiğini ancak sözün tutulmadığını belirterek şöyle devam etti:
"Amerika'yı, Suriye'ye girmesi için biz davet etmedik. Biz savaşıyorduk kendi kendimize. Onlar da hem DAİŞ'le savaşacak hem de Suriye rejimiyle ilişkili olmayacak bir güç arıyorlardı. Hem bizim çıkarımıza hem de onların çıkarınaydı. Bir ortaklık oluştu, bu dört sene devam etti, birbirimize güvendik, tarihi zaferler gerçekleşti.
Verdikleri sözler vardı. Üç şey gerçekleşinceye kadar biz buradan çekilmeyeceğiz dediler. Birincisi, DAİŞ bitecek, ikincisi burada istikrar sağlanacak, üçüncüsü siyasi çözüm olacak. Bunlardan hiçbiri olmadı. DAİŞ bitmiş değil, hücreler şeklinde devam ediyor. Fırat'ın batısında da DAİŞ'in kontrolünde yerler var. İkincisi istikrar da sağlanmış değil, üçüncüsü çözüm yok. Verdiğin sözü tutmuyorsun, çekiliyorsun."
ABD Başkanı Donald Trump'ın HSD'ye silah ve para verdiklerini belirttiği tweetini de eleştiren PYD eski Eş Başkanı, "Sayın Trump 'Para, silah verdik' diyor. Burada kaç Amerikan askeri öldü? Hiç. Biz 11 bin şehit verdik. 11 bin şehit mi yoksa senin verdiğin silahlar, paralar mı? Silahları verdin ama zaten bunları DAİŞ'e karşı savaşta kullanıyoruz. Amerikalılar kaç şehit verdi? Bunu Irak ve Afganistan'la karşılaştırsın."
“ABD, Türkiye ile arabuluculuk yaptı, HSD karara uydu”
Salih Müslim, ABD'nin Türk devleti ile HSD arasında dolaylı görüşmelerin yaşandığı yönündeki iddialarının doğru olduğunu söyledi. Son anlaşmaya HSD'nin onay verdiğini ifade eden Müslim şöyle devam etti:
"Evet, ABD arabuluculuk yaptı. Son anlaşma Amerikalılarla Türkler arasında oldu. Bizim HSD bu anlaşmayı onayladı. Sanki anlaşma bizimkilerle Türkiye arasında oluyor, Amerika da bunun garantisi gibi oldu. Daha önce bu, Menbic'te de oldu. Görüşmeler, anlaşmalar vs. Amerikalılar her iki tarafla da görüşüyorlardı. Ama bunlar politik anlaşmalardan ziyade askeri anlaşmalardır.
"Sınır güvenlik mekanizması, Girê Sipî (Tel Abyad) ile Serêkaniyê (Resulayn) arasındaki anlaşmadır. Bu birkaç haftadır uygulanıyor ve bizimkiler anlaşmaya dair ne gerekiyorsa yaptılar. Bizimkiler tamamen kabul ettiler."
Salih Müslim, ABD'nin kararını "ihanet, hayal kırıklığı, arkadan bıçaklama" gibi kavramlarla değerlendirmeyi tercih etmediğini, ABD'de birçok kurumun, Amerikan halkının ve sahadaki ABD askerlerinin farklı düşündüğü görüşünde olduğunu söyledi.
“Esad'a çağrı yapılabilir”
PYD Sözcüsü Salih Müslim, Rojava Özerk Yönetimi'nin henüz Şam'a bir çağrı yapmadığını ancak yapabileceğini" de belirtti:
"Özerk yönetim böyle bir çağrıda bulunmadı ama bulunabilirler. 'Sınırı beraber koruyalım' diyebiliriz. Egemenlik için beraber bir şey yapmak istiyorsanız gelin beraber yapalım, ama eğer 'Gelin teslim olun, ondan sonrasını biz yaparız' derlerse kabul etmeyiz. Biz her zaman diyaloğa açık kaldık. Rejimle de, Ruslarla da, herkesle de. Halkımızı korumak için elimizden ne geliyorsa yaparız. Türkiye için hiçbir zaman bir tehdit oluşturmadık. Türkiye'nin saldırması durumunda, bütün gücümüzle direneceğiz."
Müslim, "ABD ile bu kadar yakın ilişkiye girerek bir hata yaptığınızı düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık ise şunları söyledi:
"Bunu bir hata olarak görmüyoruz çünkü bu bir ortaklıktır. Biz hiçbir zaman Amerika'ya 'Bizi koru' demedik. Bizi yok etmek istiyorlardı, onların çıkarıyla bizim çıkarımız kesişti. Sen yarıda bırakıp çekiliyorsan o senin işin. Ama yıllar içinde arada bir güven oluştu. Biz kendi yolumuza devam edeceğiz. Biz örgütlü bir halkız, kendimize güveniyoruz. Önemli olan buradaki sistemi korumaktır. Şimdi bu karar değişebilir, başka bir şey de olabilir ya da başka bir ortaklığa da dönüşebilir."