Skip to main content

Güvenli bölgede ABD-Türkiye ilk ortak devriyesi gerçekleşti

Güvenli bölgede ABD-Türkiye ilk ortak devriyesi gerçekleşti
Türk ordusuna ait zırhlı arazların Urfa'nın Akçakale ilçesinin 30 kilometre doğusundan sınırı geçerek Batı Kürdistan’da bekleyen ABD askeri konvoyuyla bir araya geldiği ve güvenli bölgede ilk ortak kara devriyesinin gerçekleştirdiği bildirildi.
posted onSeptember 8, 2019
nocomment

Türk ordusuna ait 6 zırhlı aracın Urfa'nın Akçakale ilçesinin 30 kilometre doğusundan sınırı geçerek Batı Kürdistan’da (Rojava) bekleyen ABD askeri konvoyuyla bir araya geldiği ve güvenli bölgede ilk ortak kara devriyesinin gerçekleştirdiği bildirildi. Ortak devriye öğlen saatlerinde sona erdi.

ABD ve Türkiye, Ağustos ayından bu yana, Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) kontrolünde olan Suriye'nin kuzeydoğusunda atılacak ortak adımlar üzerinde görüşmeler sürdürüyordu.

7 Ağustos'ta varılan anlaşma gereği ilk olarak sınırın Rojava tarafında ortak gözlem uçuşu yapılmış, kara devriyesi de bugün başlamış oldu. Kara devriyesini helikopterler de takip etti.

Türk Savunma Bakanlığı’ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada ortak kara devriyesinin planlandığı gibi yapıldığını aktarıldı.

ABD ve Türkiye, Temmuz ayında başlayan görüşmelerin sonucunda 7 Ağustos'ta "Güvenli bölge tesisinin ABD ile birlikte koordine ve yönetimi için Türkiye'de müşterek harekât merkezi kurulmasına" karar verildiğini duyurmuş, ardından Akçakale'de Müşterek Harekât Merkezi kurulmuştu.

ABD ile Türkiye’nin planları birbiriyle uyuşmuyor

Türk devleti, 30-40 kilometre derinliğinde bir "güvenli bölge" talep ederken ABD, 15 kilometre derinliğinde bir tampon bölge istiyor.

Türk devleti, PKK’nin Suriye'deki kolu olduğu gerekçesiyle Kürt Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) güvenli bölgeden tamamen çıkmasını ve kontrolün Türk ordusu ve kendisine bağlı Suriyeli çete gruplarında olmasını talep ediyor ancak ABD bunu kabul etmeyeceğini defalarca ima etti.

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı açıklamada ABD ile yaşanan çelişkileri ima ederek "Tüm gelişmeler bizim istediğimiz güvenli bölge ile muhataplarımızın arasındaki güvenli bölge arasında ciddi farklar olduğunu gösteriyor” demiş ve devamla “Türkiye'nin Fırat'ın doğusundaki duruma daha fazla seyirci kalma durumu yoktur. Eylül'ün son haftasına kadar Fırat'ın doğusundaki güvenli bölge oluşumunu kendi istediğimiz şekilde fiilen başlatmakta kararlıyız" ifadelerini kullanarak Rojava’yı işgal gibi özellikle Türkiye açısından tehlikeli bir hamle gerçekleştirebileceklerini vurgulamıştı.