Skip to main content

Ferhat Tunç: Savaşa karşı barışı savunmak Türkiye'de suç sayılır hale geldi

Ferhat Tunç: Savaşa karşı barışı savunmak Türkiye'de suç sayılır hale geldi
posted onMarch 10, 2019
nocomment


Türkiye'de yaşanan basılardan dolayı ülkeyi terk etmek zorunda kalan aydın, gazeteci ve sanatçılar giderek artıyor. 
Hakkında açılan 7 dava ve ayrı ayrı soruşturmalardan dolayı Türkiye'yi terk etmek zorunda kalan Kürt sanatçı Ferhat Tunç " IŞİD'e karşı mücadele eden Kürt savaşçılarla fotoğraflarım üzerinden benden 'terörist' yaratmaya çalışıyorlar" dedi.

 Ahval'ın Gülten Sarı'nın  'Konuşa Konuşa' programına katılan sanatçı Ferhat Tunç hakkında verilen iki yıllık hapis cezası ve peş peşe açılan davaları konuştu.

Ferhat Tunç, ülkeden ayrılış nedenlerini, mücadelesine nasıl devam edeceğini ve barışın tesisi için izleyeceği yol haritasını da anlattı.

Ferhat Tunç'un açıklamalarının satırbaşları şöyle:
Çok zor bir durum benim için aslında. Son üç yılımı hakkımda art arda açılan davalar nedeniyle mahkemelere gidip gelmekle geçirdim. Cumhurbaşkanına hakaret, terör örgütü propagandası, terör örgütüne üyelik davaları açıldı. Hakkımda yedi dava var. Yeni yeni soruşturma dosyaları hazırlanıyordu.

Savaşa karşı barışı savunmak Türkiye'de suç sayılır hale geldi. Ölümün karşısında yaşamı savunduk, bunu yapmak terör örgütü propagandası sayıldı. 

Ben kaçmadım, kaçmak için suç işlemiş biri değilim. Evimde bir hapis hayatı yaşıyordum. Hakkımda algı operasyonu yapılıyordu. Çözüm Süreci'nde Suriye ve Irak'ta ziyaret ettiğimiz, IŞİD'e karşı savaşan Kürt savaşçılarla çekilmiş fotoğraflarımız üzerinden bu algıyı yaratmaya çalışıyorlar.

Çözüm Süreci'nde kangren hale gelmiş Kürt Sorunu'nun çözümü için tarihi bir süreç başlamıştı. Biz yıllarca bunun hayali ile yaşadık. Barışın türkülerini söyledik. Hayatımız bunun üzerineydi.

Ben de bu sürece katkı sundum. Çözüm Süreci'nde suç sayılmayan eylemler neden bugün suç sayılıyor. Bu fotoğraf kareleri üzerinden benden bir terörist yaratmaya çalışıyorlar.

Hayatını barışa adamış bir sanatçıyı vatan haini, terörist yapamazsınız. Bunu haykırayım, söyleyeyim. 
Türkiye'de nefes alamayacak bir noktaya geldikten sonra ne yapabilirsiniz? Hakkımdaki iddialar öyle mesnetsiz iddialar ki... 

Ne olduysa Dersim'de yazın yanan ormanlara müdahale etmemle başladı her şey. Süleyman Soylu'nun 'sözde şarkıcı burada orman yangını var diyerek terörle mücadelemizi zayıflatmaya çalışıyor' sözleri yargıya bir talimat olarak yansıdı. 

Zaten iktidarın elinde muhalifleri dize getirme sopasına dönüşmüş bir yargıdan da başka bir şey beklenmiyordu. Bunu da fırsat gördüler. Bizi düşman görüyorlar ve bu fırsatı iyi değerlendirdiler. İki yıl hapis cezası zaten almışım. IŞİD'e karşı mücadele eden Kürt savaşçıları övdüğüm için. 

Cezaevine girmiş olsam içeriden çıkmamı imkansız hale getireceklerdi. İki yıl hapise kendimi, ailemi hazırlamıştım. İki yıl hapis cezasını yatarım, çünkü sürgün yaşamın zorluklarını biliyorum. 

Ülkenizden, kurduğunuz hayatınızdan, çocukluğunuzun geçtiği memleketten kopmanın ne kadar büyük bir acı olduğunu biliyorum.

 Hukuksuzluklara, baskılara, acımasızlıklara karşı çıkmak kaçmak değil, üretme ve mücadele ısrarını devam ettirmek adına buradayım. 40 yıldır yaşadığım o toprakların acısını, sevincini şarkılarıma taşımış bir insanım.

Kürt sorununun silahla çözülemeyeceğine herkesten daha fazla emin olmuş bir insanım.
Şarkılarım yıllardır barışın sesini çıkarıyorken beni nasıl terörist ilan edeceksiniz? Bu nasıl bir cehalet. Beni sadece Kürtler, Aleviler dinlemiyordu ki. Herkes dinliyordu beni. Tabii ki üzülüyorum, hak etmediğimiz bir şeyi yaşamak zorundayız. 

Türkiye bir hukuk ve demokrasi ülkesi olarak değil, diktatörlüğün her alanda hüküm sürdüğü bir ülke artık. 
Düne kadar PKK'ye terörist diyenler şimdi HDP'ye terörist demeye başladılar. Çünkü siyaset alanında Türkiye'de çözüm üreten, sorunların demokratik yollarla çözülmesini savunan çok güçlü bir irade ortaya çıktı. Yedi milyona yakın oy almış bir iradeden bahsediyorum.

avatoday


HDP'nin eski Eş Genel Başkanı neden içeride olsun bugün? Hukuk tanımaz intikamcı bir zihniyetle insanlar cezalandırılıyor, bu kabul edilecek bir şey mi?

Avukatıma, 'içeride kalacağımız bir yer var mı' diye sordum. Güldü bana. 'Yer yok' dedi. İnsanlar yerlerde yatıyor. Böyle bir tablo hak etmedi bu ülke.

Bugünler gelip geçer diye beklemek bize yakışmaz. Susmadan, korkmadan sürgünde de olsak... Sanatçıların büyük bir bölümü Türkiye'de muhaliftir. Korku iklimine kimse sinerek, susarak yaşamasın. Bu sanatın ilkelerine yapılmış en büyük ihanet olur. Hepimiz görevimizi yapacağız. Kimimiz cezaevinde, kimimiz sürgünde nerede olursak olalım. 
Savaşa ve hukuksuzluğa karşı ses vermeyen hiç kimse iyi hatırlanmayacak. Ferhat Tunç Avrupa'da yaşamak zorunda kalıyorsa bu mücadeleyi çok daha iyi koşullarda yürüteceğime inanıyorum.

Bir haftadır mitinglerini izliyorum. Terörist olarak ilan etmediği kimse kalmadı ki. 'Teröristlerin 10-15 çocuğu var' diyor. 10-15 çocuğu olan insanlar kimler, Kürtlerdir. Büyük bir hicap, acı duydum. Bu bile Kürtleri nasıl gördüğünün bir kanıtı değil mi?

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bir halkı nasıl terörist olarak görüyor? Kendisine verilen desteğin yüzde 50'lerde olduğunu düşünmüyorum. Yüzde 60'ı vatan haini, terörist, düşman görüyor. Kendi iktidarlarının bekası için yapmadıkları çılgınlık kalmadı. Yazık. Öldüler, parçaladılar, kutuplaştırdılar, insanları birbirine düşman ettiler. 

İyi yönetemiyorlar, kötü insanlar. Gün geçtikçe kötüde ısrar ediyorlar. 17 yıldır ülkeyi yalanlarla yönetiyorlar.
İnsanlarımız o ülkede iyi koşullarda yaşamayı hak ediyor. Barışı, özgürlükleri hak ediyorlar. Birçok arkadaşım iki gündür dostlarım beni arıyor, 'Çocuklarımızı buradan çıkarmak istiyoruz, bize yardımcı olur musun, ülkede eğitim diye bir şey yok, çocuklarımız yurtdışında okusun' diyorlar.

Ülkemizi bu karanlıktan kurtaracağız, hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Hepimizin görevi bu umutsuz vakadan bir umut çıkarmaktır.