PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın barış sürecinde Kürt sorununun çözümüne "açık" olduğunu ancak batılı devletler ve ABD tarafından çözümsüzlüğe zorlandığını söyledi.
PKK’nin yayın organı ANF’ye konuşan Kalkan, çözüm süreci ve batılı devletlerin bu sürece yaklaşımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’de az da olsa yeni bir çözüm sürecinin tekrar gerçekleşme ihtimali olduğunu söyleyen Kalkan, daha önceki çözüm sürecinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın batılı devletler ve Türk derin devleti tarafından engellendiğini belirtti.
Kalkan, “Tayyip Erdoğan da bazı çıkışlarıyla sanki buna açık olduğunu gösterdi gibi fakat sonuca gitmedi, pratikleşmedi. Neden? Biz iki nedene bağlıyoruz; birincisi kesinlikle dış ortam Kürt sorununun çözümüne, bu temelde bir barış sürecinin gelişmesine fırsat ve imkân vermedi. Tam tersine Kürt sorunu için çözümsüzlüğü, Türkiye’de de çatışmayı dayattı. Dolayısıyla devletlerin Kürt sorunu karşısındaki tutumu açıktır, nettir. Maskeleri düşmüştür. Sorunun çözümsüzlüğünden yanalar, sorunun devam etmesini istiyorlar. Böylece Kürt sorunu temelindeki çelişki ve çatışmanın sürmesini istiyorlar. Oradan çıkar sağlıyorlar. Çözüme yönelen güçlerin üzerine gidiyorlar. Tayyip’i de öyle zorladılar. En çok PKK’yi zorladılar. Önder Apo’ya, PKK’ye saldırdılar. Yönetimimiz ateşkes ilan ettiğinde Avrupa’da ateşkes ilan etmek için yasal açıklama yapma zemini bulamadı. “Ateşkes ilan etmeyecek, savaşı sürdüreceksiniz” diye bize defalarca dayatmalarda bulunuldu. PKK çatışma içindeyken değil, ateşkes sürecindeyken Avrupa’nın terör örgütleri listesine alındı. Dolayısıyla bu devletlerin neyi istediğini bilmemiz lazım.” dedi.
Çözüm sürecinin sona ermesini Erdoğan’ın dışarıdan destek alamamasına bağlayan Kalkan, “Tayyip Erdoğan başta sanıyordu ki bu devletlerin hepsi çözüm istiyor. Kürtlerden yana. Dolayısıyla ‘Kürt sorununu çözersem destek verirler’ dedi. Fakat kısa sürede gördü ki gerçek bunun tam tersidir. Böylece dıştan destek bulamadı. Erdoğan ABD tarafından iktidara getirilen, dış destekle yönetim olan bir güçtür. Dolayısıyla bu devletler, ABD, NATO ne isteseydi onu yapardı. Çatışma istediler, durum çatışmaya gitti.” şeklinde konuştu.
Çözüm sürecinin bitiren ikinci neden olarak Türk derin devletinin Erdoğan’ı yönlendirmesine işaret eden Kalkan, “Diğer yandan tabi bir TC devleti var, onun derin, gizli yönetimi ve kontrgerillası var. Milliyetçi, faşist, Turancı, ırkçı, şovendir. Devlet Bahçeli o yönetimin bir elemanıdır. MHP gibi güçler o yönetim tarafından oluşturulmuş bir devlet gücüdürler. Paramiliter güçtürler. Tayyip Erdoğan’ın da biraz milliyetçi damarı vardır. Tümüyle o güçlerden olmasa da onların etkilemesi vardı. Diğer yandan onlar da tıpkı dış güçler gibi baskı yaptılar. Bu iç-derin devletin gerçek güçleri de çözüm değil çözümsüzlükten yana, barıştan değil savaştan yana Tayyip Erdoğan’ı yönlendirdiler. Sonuçta mevcut çatışmalı süreç böyle gelişti.” ifadesini kullandı.
Kalkan ayrıca, ABD’nin KCK’yi dönüştürüp KDP’lleştirmek istediğini söyledi. ABD’nin “Kürtlerle, Türkiye-İran-Irak-Suriye devletleri arasında çelişki ve çatışma istediğini” ileri süren Kalkan, “Peki, KCK’ye dönük istemleri nedir? KCK’nin de KDP’lileşmesidir. KCK’ye karşıdırlar.TC devleti PKK ile KCK’yi tümden yok etmek isterken, ABD ve NATO gibi güçler ise tümden yok olma değil de KDP’ye dönüşmesini istemektedirler. Yani PKK ile KCK’nin, KDP’lileşmesini istemektedirler.” dedi.