بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

Abdullah Gül’den Erdoğan’ı kızdıracak Kürt sorunu açıklaması

Abdullah Gül’den Erdoğan’ı kızdıracak Kürt sorunu açıklaması
Türk devletinin 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kürt meselesinin Türkiye’nin en önemli konularından biri olduğunu söyledi. Uzun zamandır konuşmayan Gül, Türkiye, Kürt meselesi ve Suriye konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
posted onFebruary 18, 2020
noبۆچوون

Türk devletinin 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kürt meselesinin Türkiye’nin en önemli konularından biri olduğunu söyledi. Karar gazetesine konuşan Abdullah Gül, Kürt meselesi ve 25 Eylül 2017’de Kürdistan Bölgesi’nde gerçekleşen bağımsızlık referandumu hakkında açıklamalarda bulundu.

Gül, şunları söyledi:

“Bu mesele Türkiye’nin en önemli konularından biridir. Buna şöyle bakarım; tüm ülkelerden daha fazla Kürt nüfusumuz var. Barzani’nin referandum tartışmaları olurken çok çarpıcıydı. CNN Türk’te bir harita üzerinde tartışılıyor, dört ülkedeki Kürtler gösteriliyordu haritada. Sonra CNN International’e geçtim aynı harita üzerinde konuşuluyor, ama bir farkla. Türkiye'nin üzerinde 15 milyon, Irak'ta 4 milyon, Suriye'de 2 milyon, İran’da 6 milyon yazıyor. Türkiye'deki haritada ise bu yoktu. Bu bir realite, bu kadar Kürt nüfusumuz var. Cevaplanması gereken asıl soru, bu nüfusumuzu ne kadar eşit vatandaş kılabiliyoruz, nasıl mutlu ve ülkesine bağlı hale getirebiliyoruz? Bu meseleye her yönüyle bakacaksınız. Kendi içerimizde bu meseleyi hallettiğimiz takdirde, hem kendi ülkemizi hem bölgeyi sağlamlaştırırız. Ama kendi ülkemizde bu meseleyi halledemezsek, meselenin kendi ülkemizde kalmayıp bölgesel ve uluslararası boyutlara ulaşmasından korkardım.”

“Kürt meselesi uluslararası bir boyut kazandı”

Kürt meselesinin uluslararası bir boyut kazandığıyla ilgili soru üzerine Abdullah Gül şöyle devam etti:

“Uygulanan politikaların neticesi. Burada kimseyi suçlamak istemem. Hepimizin sorumluluğu. Kendi içimizde, kendi inisiyatifimizle yüksek insan hakları standartlarıyla halledemeyince bölgesel ve uluslararası boyutlara gitti, zor işler.”

“Tüm dünyanın Suriye’ye yaklaşımı çok yanlış”

Türkiye’nin Suriye politikasıyla ilgili olarak da konuşan Gül, Suriye rejiminin Türk devletini kışkırtsa da Türk devletinin Suriye rejimiyle topyekun bir savaşa girmemesi gerektiğini söyledi. Tüm dünyanın Suriye’ye yaklaşımının çok yanlış olduğunu söyleyebileceğini belirten Gül, Suriye rejiminin otoriter bir devlet olduğunu vurguladı. Gün şunları söyledi:

“Arap Baharı geldiğinde Suriye’de de temel hak ve özgürlüklere dair daha fazla istekte bulunan insanlar sokaklara döküldüler. Onların taleplerinin karşılanması gerekirdi. Ama düşününki Suriye devleti otoriter bir devlet. Bu tür devletlerde sivil toplum hareketlerine karşı alınacak tedbirler ancak askeri tedbirlerden ibaret olur. Bunun ötesinde bir şey beklemek zaten gerçekçi değildi. O dönemde aslında Suriye hükümetine Türkiye olarak epeyce yardımcı olmaya çalıştık, bir geçiş dönemi için. Ne yazık ki Suriye ile ilişkiler çok erken bir safhada koptu. Ancak o zamanlar bölge dışından, özellikle Batı’dan, ABD’den gelen çok ağır baskılar, çok radikal yaklaşımlar öyle bir noktaya geldi ki bu politikaların arkasına sanki güç de konacak intibaı verildi. Sonra bu yaklaşımların arkasına güç konmayacağı ortaya çıkınca da tabii ki bir ateş hattı açılmış oldu, bütün dünya olarak. Şimdi buradaki esas noksanlık şu; hiçbir çıkış stratejisi olmadan bir cephe açılmış oldu.”

AKP’den ayrılan Ali Babacan’a desetek

Gül, Erdoğan ekibinden ayrılıp yeni bir parti kuran eski Türkiye Ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın kurmak üzere olduğu partiye destek verdiğini belirterek, parti içinde yer alıp almayacağını şöyle anlattı:

“Aslında bunu Ali Bey çok dürüst ve samimi bir şekilde kamuoyuna açıkladı. Ben cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra aktif siyasetin içinde olmayacağımı söylemiştim. Ben tutarlı olmaya çalışan bir insanım. Dolayısıyla gündelik siyasetin içinde değilim. Ancak yakıcı memleket meseleleri varken tecrübemi kendime saklayacak bir insan da olmam beklenemez. Memleketimin faydasına gördüğüm temel konularda usulüne uygun bir şekilde siyasete katkı sunmak ve görüşlerimi paylaşmak hem hakkım hem de görevim. Ali Bey parti kurma çalışmalarını sürdürürken kamuoyunu gerektiğinde bilgilendiriyor ve benimle de zaman zaman görüşüyor.”

Gül, ayrıca Babacan için, “Tabii ki destekliyorum. Ali Bey’in karakterine, eğitimine, bilgisine, siyaset üslubuna güvenen ve takdir eden bir insanım” dedi.