تجاوز إلى المحتوى الرئيسي

Arap dünyası gözünden İdlib: Erdoğan’ın geleceğini belirleyecek

Arap dünyası gözünden İdlib: Erdoğan’ın geleceğini belirleyecek
Arap dünyasında gündemin ön sıralarında İdlib ve buna bağlı olarak Türk devleti ve Rusya arasındaki gerginlik var.
posted onFebruary 23, 2020
noتعليق

Arap dünyasında gündemin ön sıralarında İdlib ve buna bağlı olarak Türk devleti ve Rusya arasındaki gerginlik var.

Arap basınında öne çıkan yorumlarda Türk devleti ve Rusya’nın bir uzlaşma sağlayamaması ve tutumlarından taviz vermemesinin İdlib’te sürecin nereye doğru evrileceğiyle ilgili tahminlerde bulunmayı zorlaştırdığı ifade edildi.

Bu hafta Arap basınında öne çıkan yorumlar arasında ‘İdlib’in sadece Suriye’nin ve muhalefetin değil, aynı zamanda Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da geleceğini belirleyeceği’ vardı. Bazı yazarlar da Türk devletinin Rusya’yla İdlib geriliminin arkasında Suriye dışında başka hesaplar olduğunu vurguladı.

İdlib’teki gelişmelerle ilgili dikkat çeken bir başka konu da ABD’nin Türk devletini destekleyen açıklamaları oldu. Bununla ilgili, ‘ABD’nin bundan faydalanıp Türk devleti ve Rusyanın arasındaki ilişkilerin bozulmasını umut ettiği’ şeklinde yorumlar yapıldı.

“İdlib Osmanlı’yı tekrar canlandırma hedeflerini de belirleyecek”

Rai Al Youm Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni  Abdulbari Atwan konuyla ilgili kaleme aldığı köşe yazısında şu yorumlarda bulundu:

“Suriye sahasında ve özellikle de İdlib ve kırsalında ne olacağını şimdiden kestirmek oldukça zor. Ancak bu gidişat, Suriye rejimi ve Rusya’yla yaşanan gerginliğe karşı, içeride muhalefetin arttığı bir dönemde Türkiye’nin çıkarına uygun olmayabilir.

İdlib’te birlikleri olan Türk ordusu saflarında hayatını kaybeden askerlerin sayısı sürekli artıyor. Suriye ordusuyla yaşanan çatışmaların yanı sıra, Rusya’yla da aynı çatışmaların yaşanması durumunda bu sayı daha da artabilir. Bununla beraber bir milyon dolayında Suriyeli mülteci Türkiye sınırına doğru yönelecek. Savaşı ve daha fazla Suriyeli mülteciyi istemeyen halkın büyük bir bölümü göz önünde bulundurulduğunda, kamuoyunun söz konusu gelişmelere karşı sessiz kalması beklenemez.

İdlib sadece Suriye’nin geleceğini belirlemekle, ılımlı ve radikal silahlı muhalefeti bitirmekle sınırlı kalmayacak. Erdoğan’ın da Türkiye’nin cumhurbaşkanı olarak geleceğini, Selçuklu veya Osmanlı’yı tekrar canlandırma yönündeki hedeflerini de belirleyecek.”

“Türk devletinin İdlib ısrarının arkasında Libya meselesi var”

El Arab gazetesinden Hayrallah Hayrallah ise Türk devleti ve Rusya arasında Suriye’de doğrudan bir çatışma çıkar mı? sorusuna cevap aradığı yazısında, bunun oldukça uzak bir ihtimal olduğunu ifade ederek şu görüşleri paylaştı:

“Ancak İranlı milisler ve Rusya hava kuvvetleri destekli Suriye rejimi ve Türkiye’ye bağlı milisler arasında çatışma devam edecek. Özellikle de Türkiye, açıkça dile getirdiği taleplerinde ısrar ederse. Türkiye, Suriye ordusunun şubat ayının sonuna kadar Türk gözlem noktalarının gerisine çekilmesini istiyor. Türkiye’nin açıkça ilan ettiği bu hedefi, açıklanmayan hedeflerin üstünü örtüyor.

Derine inecek olursak, Türkiye bu hedeflerini ve İdlib kozunu, Rusya’nın Türkiye’nin başka yerlerde söz sahibi olmasını kabul etmesi için ortaya koyuyor. Bu yerler arasında Libya da var. Zira Türkiye, Libya’da artık bir Rus desteğine ihtiyaç duymaya başladı.”

“Türk devleti büyük bir bedel ödeyecek”

El Arabi El Cedid’den Beşir El Bekir ise kaleme aldığı yorumunda Halep kırsalından geriye kalan ne varsa silahlı muhalefetin kontrolünden çıkıp rejimin kontrolüne girmesinin, 2016’da Doğu Halep savaşının ardından havada kalan beklentilerin ve hesapların belki tamamen yok olduğu anlamına geldiğini yazdı.

El Bekir şunları yazdı:

“Halep’ten geriye kalan bölgelerin de düşmesi, Suriye silahlı muhalefetinin geçtiğimiz nisan ayından bu yana, Hama kırsalından başlayarak İdlib ve Halep kırsalına kadar olan bölgede askeri açıdan geri çekilmesini özetliyor. Bu, ulusal bir vizyona dayanmayan yanlış askeri ve siyasi taktiklerin bir sonucudur. Muhalefet, Rusya ve İran’a kendi tutumunu kabul ettiremeyen Türk devletine güvenmekle Rusya’nın askeri gücüyle dayattığı tavizlerle dolu bir yolda yürümeye başladı. Bu da Suriye muhalefetinin Rusya’nın rüzgârı karşısında tek başına kalmasına ve şimdiki güçsüz, dağınık hale gelmesine neden oldu.

Halep’ten geriye kalan bölgelerin rejimin eline geçmesiyle sadece Suriye’de silahlı muhalefetin düşüşü anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, Suriye Ulusal ve Devrimci Güçler Konfederasyonu ile temsil edilen siyasi muhalefet ve bundan sonra elinde müzakere edecek bir şeyi kalmayacak olan müzakere heyetinin de düşüşü anlamına geliyor. Bununla beraber Türkiye de Suriye dosyasında elinde kalan son kozları kaybetmekle büyük bir bedel ödeyecek.”

“ABD, İdlib’de Türk devleti ve Rusya’nın arasının açılmasını umuyor”

Kuds El Arabi gazetesinden Bekir Sıdkı ise şu görüşlerini paylaştı:

“Amerikalıların Türk devletinin İdlib ve Halep bölgelerindeki askeri adımlarını ne derecede destekleyeceğinden bağımsız olarak, Türk Cumhurbaşkanı bu çekişmelerde Ruslara Amerikalılar üzerinden, Amerikalılara da Ruslar üzerinden şantaj oyununu oynuyor. Müttefikleri Türk devletiyle ilişkilerini onarma fırsatı bulan Amerikalılar da, Türk devletini Suriye’de Rusya’ya karşı cesaretlendirici işaretler veriyor. Belki burada, daha önce 2015’te Sukhoi uçağının düşürülmesine benzer bir biçimde Türk devleti-Rusya arasındaki ilişkileri vuracak bir hesap hatası umut ediyor. Ancak Türk devleti Rus uçaklarını hedef almaktan kaçınıyor.

Öyle görünüyor ki, Ankara ve Moskova arasındaki son görüşmelerde, Rusya’ya Amerikalılarla şantaj yapmak Türk devleti açısından pek de istenilen sonuçları vermedi. Zira Rusya lideri Putin, Türkiye ve ABD arasında İdlib’le ilgili yakınlaşmanın etkileri oldukça sınırlı.”

Şam: Hava sahamızı ihlal eden hava araçları yok edilecek

Öte yandan Suriye rejiminden Türk savaş uçaklarının Suriye hava sahasını ihlal etmesi durumunda imha edilecekleri uyarısı geldi. Suriye silahlı kuvvetleri komuta merkezinden yapılan açıklamada, hava savunma birliklerine, Suriye’nin hava sahasını yasalara aykırı olarak ihlal eden hava araçlarına doğrudan ateş açma emri verildiği belirtildi.

​Açıklamada, “Suriye’nin hava sahasını ihlal eden her uçak, bizim semalarımızda bulunmasına izin verilmeyen düşman hedefi olarak değerlendirilecek. Tespit edilir edilmez takip edilecek ve hava sahamızı ihlal eder etmez yok edilecek” ifadeleri yer aldı.