Dünyayı sarsan yeni tip Coronavirüs (Covid/19) salgınının Türk devlet ekonomisinde yarattığı dalgalanma, Türk Lirası’ndaki değer kaybını hızlandırdı. Türk Merkez Bankası rezervlerinin düşük oluşu ve salgının etkilerinden korunmak için gereken dış kaynak ihtiyacının henüz karşılanmamış olması, dolar kurunu Türk Lirası karşısında tarihin en yüksek seviyesine çıkardı.
Bu sabah saatlerinde dolar kuru 7,25 TL seviyesini aşarak, Ağustos 2018’deki Rahip Brunson krizi dönemindeki seviyeyi de geride bırakmış oldu. Türk devletinin beş yıllık kredi iflas takası (CDS) primi ise geçtiğimiz günlerde 650 baz puanı aşarak 2008 finansal krizden bu yana en yüksek seviyeyi görmüştü. Ocak ayında 240 puana kadar düşmüş olan Türk devletinin risk primi şu anda 620 puan seviyesinde.
“Ekonomik sorunlardan dolayı kur artışı Türkiye’de daha sert oldu”
Türkiyeli uzmanlar, özellikle gelişmekte olan ülkelerde salgın sonrasında doların güç kazandığına işaret ederek, Türkiye’deki kur artışının ise ekonomideki sorunlar nedeniyle daha sert olduğuna işaret ediyorlar. Uzmanlara göre, ekonomi yönetimi yakın zamanda Türkiye’nin kaynak ihtiyacını karşılayacak bir formülü hayata geçirmezse, Türk Lirası’ndaki değer kaybı devam edecek.
Dün uluslararası yatırımcılar ile telekonferans yöntemi ile bir araya gelen Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yatırımcılara Türk ekonomisine ilişkin güven verici açıklamalarda bulunsa da, piyasalarda Türk devletine ilişkin endişeler artıyor.
Yaptığı açıklamada Türkiye’nin rezervlerinin ‘fazlasıyla yeterli’ seviyede olduğunu vurgulayan damat Albayrak, Türkiye'nin G-20 ülkeleri içerisinde ticaret açığı verdiği ve serbest ticaret anlaşması olduğu ülkelerle birebir swap görüşmeleri yaptığını dile getirdi. Albayrak, "Sonuçlanmadan yorum yapmak doğru değil, ama birden fazla olma olasılığı yüksek" dedi.
Dış kaynak konusunda gelişme yok
Albayrak’ın açıklamalarını değerlendiren İstanbul’daki Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Ekonomist Murat Sağman, Albayrak’ın "swap hattı konusunda birden fazla yer ile görüşmeler sürüyor” sözlerine rağmen dış kaynak konusunda hala somut bir gelişme olmadığına dikkat çekiyor.
Uluslararası standartlara göre Merkez Bankası rezervlerinin kısa vadeli borçlara denk olması gerektiğinin altını çizen Sağman, “Türkiye şu anda bu standardı karşılayamıyor. Swap ile ilgili henüz anlaşma olmaması ve IMF’ye (Uluslararası Para Fonu) tamamen kapıların kapanması da piyasadaki endişeleri artırıyor” diye konuşuyor.
“Fed, Türkiye ile swap hattı kurmaz”
Merkez Bankası ve diğer kurumların attığı adımların piyasada kafa karışıklığına neden olduğunu da ifade eden Sağman, “Çok fazla kural değişikliği yapılıyor. Piyasa oyuncuları da daha az ve güven verici değişiklikler bekliyor” diyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin Amerikan Merkez Bankası Fed’in swap hattına girebileceğini düşünmediğini kaydeden Murat Sağman, şunları söylüyor: “Fed siyasi değil tamamen finansal kurallar ile karar veriyor. Türkiye’nin elinde sadece 2,8 milyar dolarlık ABD tahvili var. Bu çok düşük bir miktar. Ayrıca Fed swap için Merkez Bankası’nın rezervlerinin sağlam ve bağımsız olmasını bekliyor.”
Mart’tan bu yana yüzde 14 değer kaybetti
Coronavirüs salgını ile birlikte tüm dünya ekonomilerinde baş gösteren olumsuzluklar nedeniyle Türkiye gibi gelişmekte olan ülke para birimlerinden çıkışlar yaşandığını ve ABD Doları’na olan talebin arttığını dile getiren Ahlatçı Yatırım Araştırma ve Kurumsal Finansman Müdürü Barış Ürkün de, "Mart ayı başından itibaren baktığımızda Türk Lirası yaklaşık yüzde 14 değer kaybı yaşadı. Bu değer kaybına karşılık kamu bankalarının döviz satışlarını gerçekleştirmesi ve bu durumun uzun süre sürdürülemeyeceğine dair endişeler de kurdaki yükselişin bir diğer nedeni” diyor.
“Swap anlaşması olmazsa kurdaki yükseliş sürer”
Bununla birlikte Türkiye’nin Amerikan Merkez Bankası Fed’in birçok ülke ile açtığı swap hatlarında yer almamasının da kur üzerindeki baskıyı artırdığına işaret eden Ürkün, “170 milyar dolarlık kısa vadeli dış borcun finansmanı için oluşan döviz ihtiyacının bu yaz yurtdışı turizminin de olumsuz etkilenecek olması nedeniyle kurda yukarı yönlü baskı yarattığını söyleyebiliriz” diye konuşuyor.
29 Nisan itibariyle Merkez Bankası’nın net döviz rezervi 16,2 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Ancak swap işlemleri ile sağlanmış 29.6 milyar dolarlık geri ödeme nedeniyle Merkez Bankası’nın net döviz rezervi gerçekte eksiye düşmüş durumda. Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya’ya göre, bir yandan Merkez Bankası rezervlerinin azalması bir yandan yoğun dış borç ödeme dönemine girilmesi kur konusunda endişeleri artırıyor. Coronavirüs salgınının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisinin de giderek arttığını vurgulayan Kaya, "Ticari kredileri bir kenara bırakırsak Mayıs ayında 9.5 milyar dolar ve Haziran ayında 8.1 milyar dolarlık dış borcun vadesi doluyor. Bu iki ay, 2020 içinde en yüksek borç ödeme dönemi olacak” diye konuşuyor.
Kaynak: Deutsche Welle