Ana içeriğe atla

Karayılan: Ulusal birlik ruhunun bu denli gelişmesini hürmetle karşılıyoruz

Karayılan: Ulusal birlik ruhunun bu denli gelişmesini hürmetle karşılıyoruz
PKK Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, Rojava özelinde Kürt ulusal birlik ruhunun bu denli gelişmesini hürmetle karşıladıklarını söyledi. Türk işgal harekâtının amacının soykırım olduğunu vurgulayan Karayılan, işgalle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
posted onOctober 13, 2019
noyorum

PKK Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, Batı Kürdistan (Rojava) özelinde Kürt ulusal birlik ruhunun bu denli gelişmesini hürmetle karşıladıklarını söyledi. Türk ordusunun Arap çete grupları ile Rojava’ya yönelik sürdürdüğü işgal harekâtının amacının soykırım olduğunu vurgulayan Karayılan, tüm dünyanın gözleri önünde Rojava’da vahşi ve barbarca bir soykırım siyasetinin uygulandığını, bu savaşın dengesiz bir savaş olduğunu ve bu işgal hamlesinin amacının son yüzyılda parça parça olarak sürdürülen Kürt soykırımını zirveye ulaştırmak olduğunu söyledi.

Dengê Welat Radyosuna demeç veren Murat Karayılan şöyle konuştu:  

“Sadece Kuzey Kürdistan topraklarında değil, misak-i milli sınırlarının tümünü alarak bu topraklar üzerinde Kürt jenosidini gerçekleştirmek istiyorlar. Türk devletinin bugünkü siyaseti jenosit siyasetidir. Başlatılan saldırıyı sömürgeci Türk ordusu, El Nusra çeteleri, DAİŞ ve El Kaide artığı çeteler kol kola vererek gerçekleştirmektedirler. Bu saldırıyı esasen DAİŞ’i yok olmaktan kurtarmak için yapmaktadırlar. Bu çerçevede ele aldığımızda aslında tüm insanlığa karşı gerçekleştirilen bir saldırıdır. Belki bazıları bu saldırı karşısında tepkilerini dile getirip karşı çıkıyor ama maalesef sadece bununla sınırlı kalıyorlar. Oysa herkesin gözleri önünde çok pervasızca bir saldırı yürütülmektedir. Kuzey-Doğu Suriye’de şimdi direnişçilere karşı bir savaş verilmiyor ki! İlk önce saldırdıkları, bombaladıkları yerler hastanedir, sivil yerleşim alanlarıdır, su depolarıdır ve halk fırınlarıdır. Bir de DAİŞ’in tutuklu olduğu cezaevlerinin çevresini bombalayarak DAİŞ’li esirlerin kaçmasını sağlamaya çalışıyor.

“Koalisyon işgale karşıyız diyor, o zaman hava sahasını kapat”

Bu insanlık suçu oradaki koalisyon güçlerinin gözleri önünde yaşanmaktadır. Koalisyon güçleri açıklamalarında bu işgale karşı olduklarını belirtmekteler. Eğer gerçekten de bu işgale karşılarsa o zaman hava sahasını Türk devletine kapatsınlar. Bunu yapabilirler, çünkü onların denetimindedir. Eğer bunu yaparlarsa hem savaşta bir denge gelişir hem de T.C. devleti sivillere karşı yürüttüğü vahşeti hava saldırılarıyla yürütemez duruma gelir. Bunu yapmazlarsa, demek ki bu güçler samimi değildir, ikiyüzlüdür. Bu, aşikardır. Mevcut işgal saldırısının perde arkası budur. Tamamen çıkarlar temelindedir. Bu yüzden bir komplo olarak geliştirildi. Bazı hegemonik güçler bu işgali çıkarlarına uygun gördüler ve AKP-MHP barbarlığına yol verdiler.

“Kazanan Kürt halkı olacaktır”

Kürt halkının özgürlük davasına, varlık direnişine tarihte ilk defa bu düzeyde bir sahip çıkma, destek verme durumu gelişiyor. Her ne kadar bazı güçler komplo gerçekleştirip, kalleşlik ettilerse de dünya halkları ve kamuoyu vicdanı buna karşı ayağa kalktı. Amerika’dan Hindistan’a kadar bu işgale karşı bir tepki ve tutum vardır. Bu, gerçekten de çok güçlü bir destektir HSD savaşçılarının ve halkımızın direnişi kamuoyunun bu güçlü desteğiyle soykırımcı sömürgecilerin barbarlığını yenecektir. Bunun imkân ve olanakları vardır. Karşımızda kendi içinde çok ciddi sorunlar yaşayan, krizlerle boğuşan ve dünyada tek başına kalmış olan bir düşman var. İnanıyoruz ki, bu gerçekler Kürdistan Özgürlük Mücadelesini zafere götürecektir. Cenga Rojava Direnişi’nde kazanacak olan soykırımcı Türk faşistleri değil, Kürt halkı ve tüm bölge halkları olacaktır.

“Türk devleti Nusaybin’i kendisi bombalıyor”

Ne yazık ki, çok ikiyüzlü, yalancı, alçak olan, doğru ve hakiki hiçbir şeyi olmayan, çıkarı için binlerce insanı bir çırpıda harcayabilecek faşist bir düşmanla karşı karşıyayız. Erdoğan ve Bahçeli’nin zihniyeti budur. Nusaybin’de ‘taş üstünde taş, gövde üstünde baş kalmamalı’ diyerek Nusaybin halkına karşı vahşice saldıran da aynı barbarlardı. Şimdi de ‘HSD Nusaybin, Akçakale, Suruç’a top, havan attı’ diyorlar. Ama HSD yetkilileri açıklama yaptı ve bunun yalan olduğunu, buralara top, havan atılmadığını belirtti. Yurtsever Nusaybin halkımız da cesurca davranarak olayın hakikatini gözler önüne serdi. Basına yansıyan görüntüler oldu, orada havanların Türkiye’nin elindeki topraklardan atıldığı belirtiliyor. Yani Türk devletinin kendisi havanlarının yönünü Nusaybin’e verip oraları bombalıyor. Aynı şey Suruç’ta da oldu, oraya top atan da Türk devletidir.

“Rojava’da tarih yeniden yazılıyor”

Rojava halkımız büyük bir direniş içerisindedir. Kuşkusuz bu düzeyde bir direnişi sergilemek kolay değildir. Bu direnişi yürekten hissediyor ve yaşıyoruz. Rojava’da çok büyük ve kutsal bir direniş sürüyor. Orada tarih yeniden yazılıyor. Özellikle Serêkaniye’de, Gıirê Spi’de ve tüm sınır hattı boyunca HSD, YPG, YPJ savaşçılarının direnişi ve halkımızın direnişçi tutumu gerçekten de tarihi bir direniştir ve çok değerlidir. Bu vesileyle tüm direnişçileri gönülden kutluyor ve hepsini sevgiyle selamlıyor, başarılar diliyorum. Bu uğurda şehit düşen tüm kahraman şehitleri saygıyla anıyorum.

“Ulusal birlik ruhunun bu denli gelişmesini hürmetle karşılıyoruz”

Kürdistan’ın tüm parçalarındaki ve yurtdışındaki gelişmeler göstermektedir ki; Kuzey Kürdistan’daki, Güney Kürdistan'daki ve Doğu Kürdistan'daki hem halkımız ve hem de siyasetçiler bu hakikatin farkındadırlar ve bu yüzden çok yüksek bir ulusal birlik ruhu gelişmiştir. Ulusal birlik ruhunun bu denli gelişmesini hürmetle karşılıyoruz ve hiç kuşkusuz biz de bunun bir parçasıyız. Bu uğurda bizden ne istenirse yapmaya hazırız. Kürt partileri olarak her ne kadar fikirlerimiz ayrı olsa da, sonuç olarak hepimiz aynı gemideyiz. Eğer batarsak hep birlikte batarız, kazanırsak hep birlikte kazanırız. Bu bir hakikattir ve ulusal birliğimiz her zamankinden daha çok acil bir ihtiyaçtır.

Ulusal dayanışmanın bu denli gelişmesi ve Rojava’ya bu düzeyde destek verilmesi çok önemlidir. Gerçekten de insana büyük heyecan veren bir gelişmedir.  Amerika’dan tutalım Japonya’ya kadar tüm dünyada ve Kürdistan’ın dört parçasında Türk devletinin soykırımcı faşizan saldırısına karşı yürüyüşler gerçekleşmektedir. Hem Kürt halkı ve hem de Kürt halkının dostları kitlesel olarak katılım sergiliyor. Her yerde yüzbinlerce katılım gelişiyor. Elbette ki, bu çok anlamlıdır. Önemli sonuçları olacağını düşünüyorum. Dünya kamuoyu Kürt halkının haklı özgürlük davasına tarihte ilk defa böylesine sahip çıkıyor ve Kürt sorunu dünyaya mal oluyor. Kobanê Direnişi döneminde de ‘1 Kasım Dünya Kobanê Günü’ ilan edilmişti. Bu seferki eylem ve etkinliklerin Kobanê sürecinden daha büyük ve yoğun gelişeceğini tahmin ediyorum. Bu, çok önemli bir destektir.