Türkiye, Almanya’dan silah sevkiyatı yapılan ülkeler listesinde başı çekti. Türkiye 2019’un ilk dört ayında Almanya’dan "donanma alanında" 184 milyon 100 bin euro değerinde teçhizat teslim aldı. Bu durum Alman hükümetinin Kürtlere olumsuz yaklaşımının başat sebebi.
Alman Deutsche Welle haber ajansı haberine göre Türkiye, Almanya'dan silah sevkiyatı yapılan ülkeler listesinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da büyük arayla başı çekti. Alman Federal Meclisi Sol Parti Grup Başkanvekili Sevim Dağdelen'in soru önergesine Almanya Ekonomi Bakanlığı’ndan gelen yanıta göre, Almanya'dan Türkiye'ye bu yılın ilk dört ayında 184 milyon 100 bin Euro değerinde silah sevkiyatı gerçekleşti. Böylece Türkiye'ye yapılan sevkiyat, ilk dört ayda toplam Alman silah sevkiyatının yüzde 60'ını oluşturdu.
Bakanlığın verdiği bilgilere göre, Türkiye'ye bu dönemde sadece donanma alanında sevkiyat yapıldı. Türkiye'nin, özellikle Alman şirketi ThyssenKrupp Denizcilik Sistemleri'nin (TKMS) katılımıyla Türkiye'de üretilen 214 sınıfı denizaltı için malzeme satın aldığı tahmin ediliyor. Alman hükümeti bu yapı malzemelerinin Türkiye'ye sevkiyatını 2009 yılında onaylamış ve 2 milyar 490 milyon euroluk Hermes kredisiyle satışına da güvence vermişti.
Hermes kredileri nedir?
Alman silah şirketlerinin ülke dışına silah ve askeri malzeme satışı için Alman hükümetinden onay alması gerekiyor. Hermes kredileri ise Alman ürünlerinin ihracatını garantiye alan bir tür devlet güvencesi.
15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen tartışmalı darbe girişiminin ardından Türkiye'nin Hermes güvencesi ile silah ve askeri malzeme satın almasına sınırlama getirilmişti. Ancak geçen yıl daha önce izni verilen silah satışlarının sevkiyatı devam etti. Almanya'dan Türkiye'ye geçen yıl 242 milyon 800 bin Euro değerinde silah sevkiyatı gerçekleşti. Bu rakam da geçen yıl Alman silah ihracatının yaklaşık üçte birini oluşturdu.
Satış izinleri arttı
Alman hükümetinin Türkiye için verdiği silah satışı izinleri de iki yıllık gerileme döneminin ardından yeniden yükseliş eğilimi gösteriyor. Alman Yeşiller Partisi'nden Omid Nouripour'un bir soru önergesine Alman Ekonomi Bakanlığı’nın verdiği yanıta göre de Alman hükümeti bu yıl 5 Haziran'a dek Türkiye için 23 milyon 300 bin euroluk silah satışına yeşil ışık yaktı. Bu rakam, 2018 yılı bütününde Alman hükümetinin onayladığı 12 milyon 900 bin Euroluk satış izninin neredeyse iki katı.
“Kıbrıs'a karşı Alman silahları kullanılırsa Almanya da suç ortağı olacak”
Almanya'dan Türkiye'ye yapılan silah satışını eleştiren Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de AB'nin yasa dışı olarak nitelendirdiği sondaj faaliyetlerine dikkat çekerek "Türkiye'nin AB üyesi Kıbrıs'a yönelik agresif politikasına rağmen Alman hükümetinin bu savaş silahlarını Erdoğan'ın donanmasına göndermesi büyük bir sorumsuzluk" ifadesini kullandı. Dağdelen, Kıbrıs'a karşı Alman silahlarının kullanılması durumunda Almanya'nın da suç ortağı olacağını savundu.
Alman silahları hep Kürtlere karşı kullanıldı
Türk ordusu, 2018 Ocak ayında, ona bağlı çetelerle birlikte Afrin'e yönelik gerçekleştirdiği işgal harekatında Alman Leopard 2A4 tanklarını kullanmış, Alman hükümetinin ilk başlarda görmemezlikten geldiği bu durum Alman kamuoyunda büyük bir tartışma yaratınca hükümet, tankların kullanıldığını kabul etmiş ve Türkiye’yi tankların kullanılmaması konusunda uyarmak zorunda kalmıştı. Türkiye’nin bu uyarıları dikkate almaması ardından Almanya’da oluşan kamuoyu baskısı sonucu Alman hükümeti, Türk ordusunun elindeki Leopard tanklarının modernizasyonu projesini ve bu tankların Türkiye’ye satışını durdurduğunu açıklamıştı.
Türk ordusu, 1980’li yılların sonundan günümüze kadar devam eden PKK ile mücadelesinde de Almanya ile yapılan satış anlaşmasında ‘Türkiye topraklarında kullanılamaz’ şerhi olmasına rağmen Almanya’dan satın aldığı Leopard tanklarını kullanmış, dönemin Alman hükümeti Türkiye’nin talebi doğrultusunda 2009 yılında bu şerhi kaldırmıştı.
Almanya, bağımsız Kürdistan’a da karşı
Güney Kürdistan’da 25 Eylül 2017’de gerçekleştirilen bağımsızlık referandumu döneminde de Alman hükümet yetkilileri, defalarca referanduma karşı olduklarını açıklamış ve bölgede bağımsız bir Kürdistan’ın kurulmasına destek vermeyeceklerini belirtmişti.
Alman Başbakanı Angela Merkel de 19 Haziran’da yaptığı bir konuşmada bağımsız bir Kürt devleti kurulmasından yana olmadığını yinelemişti.