Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, hükümetin onayı olmaksızın ülkedeki yabancı savaşçı ve milislerin tüm etkinlik ve faaliyetlerini yasakladıklarını açıkladı.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yayımlayan Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, Irak’ın geçmişte işgal edildiğini, karmaşık bir iç ve dış savaşa tanık olunduğunu ve ordunun lağvedilmesi gibi olaylarla karşı karşıya kalındığını, Irak topraklarının devletin iradesi dışında başka güçler ve ülkelere saldırı sahası olarak kullanıldığını kaydetti.
Açıklamasında, bunların üzerine Başkomutan sıfatıyla bir takım askeri kararlar alındığını dile getiren Abdulmehdi, "Irak hükümetiyle anlaşma koşulu olmaksızın veya hükümetin onayı olmadan herhangi bir yabancı gücün ülke topraklarında faaliyet göstermesi ya da hareket etmesinin yasaklandığını belirtti.
Komşu ülkelerin Irak’ta askeri varlıkları
Komşu ülke veya herhangi bir ülkenin Irak'ta askeri varlık göstermesi ve herhangi bir tarafa karşı müdahalede bulunmasına hükümetin onayı olmadan izin verilemeyeceğini vurgulayan Irak Başbakanı Abdulmehdi, “Başkomutan onayı olmaksızın hiçbir askeri güç operasyon yapamaz” dedi.
Irak ordusu ve silahlı kuvvetleri dışında Iraklı ya da yabancı bir askeri gücün herhangi bir eylem veya faaliyetine izin verilmeyeceğinin altını çizen Abdulmehdi, Irak silahlı kuvvetleri şemsiyesi altında bulunan tüm askeri unsurların Irak ordusu Başkomutanı’nın onayı olmaksızın hareket etmesi, operasyonlar düzenlemesi, askeri veya sanayi merkezler kurmasının yasaklandığını söyledi.
Abdulmehdi, açıklamasının sonunda, söz konusu kararların, ülkede güvenliğin tam manasıyla sağlanması, DAİŞ terörüyle etkin mücadelenin sürdürülmesi, ülkede huzur ve güvenliğin sağlanması ve halkın bağımsızlığının etkin olması için alındığını belirtti.
Haşdi Şabi ve İran rejimi
DAİŞ terörünün hortladığı süreçte İran ve Irak’taki Şiilerin en büyük dini merci olan Ali Sistani’nin fetvası ile Şii silahlı grupların bir araya getirilmesiyle oluşturulan Haşdi Şabi, DAİŞ ile mücadelenin dışında özellikle Kürtlere karşı terörist eylemler gerçekleştirmişti.
Kurulmasından yaklaşık iki yıl sonra, Irak Bakanlar Kurulu, çıkardığı özel bir yasa ile Haşdi Şabi’yi Irak’ın yasal bir gücü olmasını sağladı. Ancak yasal statü kazanmasına rağmen sivil insanlara karşı işlediği suçlarda gözle görülür bir azalma sağlanamadı.
Haşdi Şabi milis gruplarının gerçekleştirdiği gayri insani faaliyetler defalarca gündeme gelmiş ve Haşdi Şabi bünyesindeki bazı gruplar ise ABD tarafından terör listesine konulmuştu.
Haşdi Şabi şemsiyesi altına bulunan bazı silahlı gruplar, doğrudan İran Dini Lideri Ali Hamaney, Devrim Muhafızları(Pasdaran) ve bunlara bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ‘ye bağlıydı ve özellikle Kasım Süleymani’nin talimatlarıyla Sünnilere karşı büyük katliamlar gerçekleştirildi.
ABD ve müttefiklerine saldırı ve tehdit
ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD’yi nükleer anlaşmadan çekmesi ardından ABD’nin İran rejimine karşı başlattığı katı ekonomik ambargo sonrası iki güç arasında Basra Körfezi’nde savaş olasılığını artıran gelişmeler yaşandı. Bu gelişmeler ardından Haşdi Şabi eliyle ABD’nin Irak’taki askeri ve diplomatik merkezlerine karşı eylemler gerçekleştirdi.
Haşdi Şabi, ABD’nin Bağdat ve Basra Büyükelçiliklerine saldırılar gerçekleştirip ABD ve müttefiklerine saldırı tehditlerinde de bulundu.
Irak’taki İran güdümlü radikal Şii oluşumlar da Haşdi Şabi eliyle İran rejimi ve pasdaranların suçlarını ortaya çıkaran bazı gazeteci, sivil toplumcu ve yazara karşı cinayetler gerçekleştirmişti.
Irak hükümetinin resmi verilerine göre Haşdi Şabi’nin Irak’taki silahlı milis sayısı 100 bin.