ABD’li araştırma merkezi Alex Fatana, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran İslam Cumhuriyeti’ne uyguladığı ekonomik abluka ve ambargonun amacının İran rejimini ekonomik açıdan yıpratmak, içte iktidar savaşını körüklemek ve İran toplumunu rejime karşı daha sert tutum sergilemeye zorlamak olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası siyasi meselelerle ilgili araştırmaları ile tanınan araştırma merkezi, İran İslam Cumhuriyeti ile ilgili yayınladığı değerlendirme makalesinde, İran’da en üst düzey merci olan Dini Lider Ali Hamaneyi hakkında, İran İslam Devrimi lideri Ruhullah Humeyni’nin ölümünden 30 yıl sonra, Hamaney’in etkisiyle İran politikasında büyük değişimlerin yaşandığını ancak bu siyasetin geleceğinin belirsiz olduğunu ifade etti.
Gelecek seçimlerde bu makama seçilecek yeni bir isim ile bu siyasi belirsizliğin giderilebileceği değerlendirmesinin yapıldığı makalede, Hamaney’in göreve yeni başladığı süreçte politik olarak sert bir tutum takınmadığı, zaman içerisinde etrafına kendi adamlarını topladığını ve halk tabanında geniş kesimleri kendine bağladığını ve bu sayede siyaset üzerindeki etkisini artırdığı ancak bu durumun şimdiki Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve önceki dönem lideri Ali Ekber Haşim Rafsancani başta olmak üzere birçok elit siyasi figür tarafından rahatsızlık yarattığı değerlendirmesinde bulunulmuş.
80. yaşını geride bırakan Ali Hamaney’in şu ana kadar Veliaht’ının kim olacağıyla ilgili bir ipucu vermediğinin belirtildiği makalede, bu durumun Humeyni’nin 1989’da ölümüne kadar Veliaht belirtmemesiyle benzer bir durum teşkil ettiğinin de ifade edildiği raporda şu değerlendirmede bulunulmuş:
“İran siyasetinde iki temel durumdan bahsedilebilir. Bunlardan ilki İran artık eski gücünde değil ve rejime karşı toplumsal muhalefet artmasına rağmen rejimi devirecek boyuta varmamış. Buna karşın rejim muhalefeti bastırmak için güç kullanma hazırlıkları içerisinde. Bununla bağlantılı; Devrim Muhafızları’nın (Pasdaran) hem siyasi hem de ekonomik olarak güçlenmesi ve devlet içerisinde devlet konumuna gelmesi siyasi kararlarda söz sahibi olmasını beraberinde getiriyor.
İkinci temel durum ise; İran’ın, İslam Devrimi ardından geçen 30 yıllık süreçte, hiçbir zaman toplumsal muhalefeti bu kadar büyütecek ve kendi kendine zarar verecek yanlış siyasi adımlar atmamış olmasıdır.
Tahran’ıny yaşadığı büyük krizden çıkmak için çareler araması gerekiyor. Hiç kuşku yok ki önümüzdeki birkaç ay içerisinde Hamaney’in mirasçıları ortaya çıkacak. Acaba kendilerini Trump’ın baskılarından nasıl kurtaracaklar”