Ana içeriğe atla

Kürt yazarlar Xelil ve Şamil: Kürtler Kurdistana Sor’a dönebilirler

Kürt yazarlar Xelil ve Şamil: Kürtler Kurdistana Sor’a dönebilirler
Rusya’nın arabuluculuğuyla Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan ve Kızıl Kürdistan topraklarının Azerbaycan’a bırakılmasını öngören Dağlık Karabağ anlaşmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kürt yazarlar Hejarê Şamil ile Têmûrê Xelil, Azerbaycan’daki Kürtlerin kendi topraklarına geri dönebileceklerini söyledi.
posted onNovember 15, 2020
noyorum

Rusya’nın arabuluculuğuyla Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan Dağlık Karabağ anlaşmasının, Kızıl Kürdistan’da (Kurdistana Sor) yerlerinden olan Kürtlerin geri dönüşünü sağlayıp sağlamayacağı henüz netleşmiş değil.

Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan ve Kızıl Kürdistan topraklarının Azerbaycan’a bırakılmasını öngören Dağlık Karabağ anlaşmasıyla ilgili Kurdistan24’e değerlendirmelerde bulunan Kürt yazarlar Hejarê Şamil ile Têmûrê Xelil, Azerbaycan’daki Kürtlerin kendi topraklarına geri dönebileceklerini söyledi.

Şamil: Azerbaycan’daki Kürtler kendi topraklarına dönebilir

şamil

 

Kürt gazeteci ve yazar Hejarê Şamil, bu anlaşma ile 90’lı yıllarda Ermenilerden kaçarak Bakü ve Azerbaycan’ın başka bölgelerine yerleşen Kürtlerin yeniden kendi topraklarına dönebileceğini, talep etmeleri durumunda Azerbaycan hükümetinin dil ve kültürel çalışmaların yolunu açabileceğini söyledi.

Hejarê Şamil değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Kürt bölgelerinin Ermenistan’dan alınması Kürtler için olumlu bir gelişme, çünkü buralarda Kürtlere ait sadece mezarlar kalmış. 30 yıla yakındır Kızıl Kürdistan’ı hiç görmeyen Kürtler var. Ermenilerden dolayı yerlerini terk edenler dönmek istiyorlar. Mesela 5 nüfuslu bir aileden bir kişi kesin olarak dönecek. Biz millet olarak dönmeye hazırız. Yerlerine dönecek olan binlerce Kürt, Kürt olduğunu söylüyor ama Kürtçe bilmiyorlar. Kürtlerin Azerbaycan’dan Kürtçe dil eğitim, kültür, sanat gibi konular için talepte bulunmaları gerekiyor. Ben Azerbaycan’ın buna itiraz edeceğini düşünmüyorum. Kürtler, kültürel hakları talep ettiklerinde Azerbaycan hepsini verecektir. Laçin’in bir köyünde 10 kişi Kürtçe eğitim için dilekçe verse kabul olur. Bu konuda Azerbaycan’da sorun yok, problem olan Kürtlerin kendisidir. Azerbaycan’da faşizan bir tavır da yok bu konuda. Önemli olan Kürtlerin birlikte talepte bulunmalarıdır.” 

“Kürtler Azerileşti”

Ermenilerin baskısı sonucu Kürtlerin göçe zorlandığını ve Azeri topraklarına göç eden Kürtlerin ise asimilasyona maruz kaldığını ifade eden Hejarê Şamil şöyle konuştu:

“Sovyetler Birliği’nin dağılması döneminde Kürt bölgelerinde Kürtçe ile ilgili bir statü yoktu. Sovyetler dağıldığı zaman bizim köyde (Kelbecer şehrinin Ağcakent köyü) Kürtçe dersler verilmeye başlandı. Çünkü Kızıl Kürdistan Azerbaycan’a verildikten sonra devlet bir karar çıkardı ‘Her millet kendi dilinde eğitim alabilir’ dedi. Böylece Azerbaycan’da Kürtçe derslerin verilmesine izin verildi. Ermenistan’ın işgaline kadar bu dersler devam etti. Ermenistan’ın işgali Kürtlere çok büyük zarar verdi. 1926 yılında bölgenin (Kızıl Kürdistan) nüfusunun yüzde 70’i Kürt’tü. 60-70 yıl içerisinde Kürtlerin çoğu asimile edildi. Ermenistan işgalinden sonra son 30 yıl içerisinde de Kürtler topraklarını tamamen terk ettiler, birçoğu farklı bölgelere gitti. Ermeniler, Kürtleri Azerbaycan’ın Bakü ve başka kentlerine göç ettirerek asimile olmalarına sebep oldu. Ermenilerin Kürtlere büyük zararları oldu. Çünkü Kürtler Azerileşti. Mesela Laçin’de 12 köy vardı, 90’lı yıllarda bu köylerde Kürtçe konuşuluyordu. Aradan 30 yıl geçmiş yeni nesilden hiç kimse Kürtçe bilmiyor. Bu köylerde Kürtçe bilen 10 kişi bile kalmamış. Kendi bölgelerine dönecek olan Kürtler, Kürtçe bilmeyen ve Kürtlüğünün farkında olmayan Kürtler olacaktır.”

“Rusya, Avrupa’nın adamı Puşinyan’ı cezalandırdı”

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın görevi bırakması durumunda Rusya’nın Dağlık Karabağ otonomisini savunabileceğini ifade eden Şamil, şu değerlendirmede bulundu:

“Şimdi Ermenistan ile Azerbaycan arasında yapılan bu anlaşmanın tüm şartları yerine getirilir mi getirilmez mi henüz belli değil. Ermenistan’da büyük sorunlar çıkıyor şimdi. Başbakan Paşinyan’ın gitme ihtimali var. Herkes Rusya’nın Ermenistan’a yardım edeceğini konuşuyordu. Ama Rusya hiç savaşa katılmadı. Rusya’nın yardım etmemesinin bir sebebi de Paşinyan’ın Avrupa’nın adamı olmasıdır. Bu da Rusya’nın hoşuna gitmiyor. Putin Paşinyan’ı cezalandırdı. Ermenistan’da iktidarın değişmesi durumunda, ki büyük ihtimal bu iktidar gidecek, Rusya kendisine yakın birisini iktidar yaparsa Ermenistan’a çok büyük yardımlar yapacak ve bu Azerbaycan için sorunlar çıkartabilir. Paşinyan giderse Rusya Dağlık Karabağ otonomisini savunabilir çünkü Türkiye ve Azerbaycan Karabağ’daki otonomiyi ortadan kaldırmak istiyor ama dünya buna izin vermez” şeklinde konuştu. 

Têmûrê Xelil: Kızıl Kürdistan Ermenistan’a bağlı kalsaydı daha iyiydi

Xelil

 

Konuyla ilgili Hejarê Şamil ile neredeyse aksi yönde değerlendirmelerde bulunan Yazar Têmûrê Xelil ise, Kızıl Kürdistan’ın Ermenistan’ın kontrolünde kalmasının Kürtler açısından daha avantajlı olacağını söyledi. Xelil şu değerlendirmede bulundu:

“Bu durumda herkes kendi çıkarına bakıyor. Kimse kimin haklı ya da haksız olduğuna bakmıyor, kendi çıkarını düşünüyor. Ben de Kürtlerin çıkarını düşünerek konuşacağım. 30 yıldır Kızıl Kürdistan’da hiçbir Kürt yok. Kürtlere verilebilecek bir şey de yok. Kızıl Kürdistan’ın Ermenistan’ın kontrolünde olması Kürtler için daha iyiydi. Ermenistan, Kızıl Kürdistan’ı Azerbaycan’ın işgalinden kurtardığı zaman Kürtlerin buna sevinmesi gerekiyordu. Ermenistan, ‘Kürtlere kendi topraklarınızda kendinizi yönetin, biz sizi koruruz’ dedi. Ama Kürtler bunu kabul etmediler. Kürtler, ‘Kâfir Ermeniler bizi ve Müslüman kardeşlerimiz Azerileri ayırmak istiyor’ diyerek kendi bölgelerinden çıktılar. Bakü ve Azerbaycan’ın başka şehirlerine yerleştiler. Birçoğu da Rusya’ya yerleşti. Eğer Kürtler 90’larda Kızıl Kürdistan’da çıkmış olsalardı Kürtlere yönelik kültürel çalışmalar olacaktı.”   

“Rusya’nın Karabağ’a girmesi iyi oldu”

Azerbaycan topraklarına dağılan Kürtlerin Kızıl Kürdistan’a geri dönüşüyle ilgili Hejarê Şamil ile aynı düşünceleri paylaşan Têmûrê Xelîl,  “Şimdi Kürt bölgeleri yine Azerbaycan’ın kontrolüne girdi, Kürtler kendi topraklarına dönebilirler. Rusya’ya ve başka ülkelere yerleşenler dönemeyebilirler. Ya da Bakü ve diğer şehirlerde ekonomik durumu iyi olanlar dönmek istemeyebilirler ama diğer halkın dönme ihtimali yüksek. Bu Kürtler kültür, dil, sanat çalışmaları ve siyaset yapmaları konusunda çok zayıflar çünkü çoğu asimile olmuşlar” dedi.

Têmûrê Xelil, Rusya’nın Ermenistan ile Azerbaycan arasında arabulucu olmasını olumlu karşıladığını dile getirerek şöyle devam etti:

“Rusya nereye girerse orada sorunlar halloluyor. Rusya’nın iki devlet arasında arabulucu olması iyi oldu, yoksa Türkiye girecekti.  Türkler ve Azeriler Dağlık Karabağ’a girmiş olsaydı Kürtlerin sorunu artık hiç gündeme gelmezdi. Belki bölgedeki Ermenileri katledeceklerdi. Unutmayalım, Dağlık Karabağ, Ermenistan’ın topraklarıdır. Azeriler ve Türkler Moğolistan’dan gelmişler. Ermeniler eski bir medeniyete sahiptir.”

Kızıl Kürdistan

Dağlık Karabağ bölgesinin batısında, Ermenistan’ın da doğu sınırında yer alan Kızıl Kürdistan (Kurdistana Sor), 1923’te Lenin tarafından onaylanan ve 1929 yılında Stalin tarafından son verilen “Kürdistan Kazası” olarak yarı özerk bir statüye (otonomi) sahip olan ve 1930’lardan sonra illere bölünen bölgenin adıdır.

Kızıl Kürdistan, aynı zamanda bugün Rusya’nın arabuluculuğuyla Ermenistan ile Azerbaycan arasında anlaşma konusu olan, Kürtlerin adının anılmadığı Azeriler ve Ermenilerin “Bölge benimdir” diye savaştıkları kadim bir Kürt coğrafyasıdır. 

28 yıl boyunda Ermeniler ile Azerilerin arasında krize sebep olmakla birlikte iki ülke arasından ganimet olarak paylaşılan Kızıl Kürdistan’ın merkezleri ise; Laçin, Kelbecer, Zengilan, Kubatlı ve Cebrail şehirleridir.

Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan’dan almasıyla Kafkasya Kürdistan Özgürlük Hareketi, 1992 yılında Kızıl Kürdistan’ın kuruluşunu ilan ederek başkenti Laçin şehri olarak belirledi. Ancak Ermenistan’ın Kürleri göçe zorlamasıyla aynı yıl Kızıl Kürdistan yönetimi dağıldı. Yönetimin başkanlığını geçtiğimiz yıl nisan ayında hayatını kaybeden Wekil Mustafayev üstlenmişti.

Ermenistan-Azerbaycan arasındaki 1991-94 yıllarında yaşanan savaşta yaklaşık 30 bin kişi hayatını kaybetmişti, bunlarının çoğunun da Kürt olduğu biliniyor.

Son çatışma ve anlaşma

Yaklaşık 30 yıldır Ermenistan ile Azerbaycan arasında süren gerginlik son olarak 27 Eylül’de şiddetli bir çatışmaya dönüştü ve Dağlık Karabağ ile Kızıl Kürdistan topraklarının bazı bölgeleri operasyonlar neticesinde Ermenistan’ın kontrolünden çıktı. 

İki ülke arasında 3 kez ateşkes yapılmasına rağmen çatışmalar devam etti. Azerbaycan ve Dağlık Karabağ bölgesinin hemen batısında, Ermenistan’ın da doğu sınırında yer alan Kızıl Kürdistan şehirleri olan; Cebrail 4 Ekim, Zengilan 20 Ekim, Kubatlı 25 Ekim’de Azerbaycan’ın kontrolüne geçti.

Son olarak Rusya’nın araya girmesiyle 9 Kasım'da imzalanan ateşkes anlaşmasıyla çatışmalar sona erdi ve Ermeni yönetiminde kalan Kelbecer’in 15 Kasım'da, Laçin’in de 1 Aralık’ta Azerbaycan’a verilmesi kararı alındı.

Anlaşma şartlarında en çok adı geçen kent ise yine Kürt şehirlerinden Laçin. Anlaşmaya göre Laçin’de bir koridor kurulacak. Bu koridorun beş kilometre genişliğinde olacağı, üç yıl içinde yeni bir yolun inşası için planların tamamlanacağı öngörülüyor. Rus Barış Gücü'nün kontrolünde ve korumasında olacak Laçin koridorunun güvenli geçişleri ise Azerbaycan tarafından garanti altına alınacak. 

Kürtlerin sürüldüğü ve hiç isimlerinin dahi anılmadığı topraklar üzerinde yeni anlaşmanın sağlanmasının bundan sonra Kürtler için neler getireceği tartışma konusu.