Ana içeriğe atla

PKK’yi eleştiren Mithat Sancar: Erdoğan’ın sistemi çökmüştür

PKK’yi eleştiren Mithat Sancar: Erdoğan’ın sistemi çökmüştür
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bir halk bir bütün olarak böyle tehlike altındayken hiçbir Kürt gücü bu gerçekliği yok sayarak kendi halkı içinde yeni acılar yaratacak gelişmelere sebep olma hakkına sahip değildir. Sorun ne olursa olsun Kürt güçlerine düşen tek şey, çözümü diyalogda aramaktır” dedi.
posted onNovember 10, 2020
noyorum

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında PKK’nin saldırısı sonucu bir Peşmergenin hayatını kaybetmesi ardından PKK ile PDK arasında artan gerginlikle ilgili PKK’yi eleştirerek, “Bir halk bir bütün olarak tehlike altındayken hiçbir Kürt gücü bu gerçekliği yok sayarak kendi halkı içinde yeni acılar yaratacak gelişmelere sebep olma hakkına sahip değildir. Sorun ne olursa olsun Kürt güçlerine düşen tek şey, çözümü diyalogda aramaktır” diye konuştu

Konuşmasını Türkiye gündemini meşgul eden konularla başlayan Sancar Türk devlet sisteminin Erdoğan iktidarı eliyle çöküşe sürüklendiğini ifade etti.

“Bu sistem çökmektedir”

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasına değinen Sancar, Türk medyasının istifa açıklamasını görmemezlikten geldiğini söyledi.

Sancar, “Bu sistem çökmektedir arkadaşlar. Bu sistemin neden çöktüğünü çok kısa bazı hatırlatmalarla şimdi anlatmaya çalışacağım. Bir defa ortada bir ekonomik kriz olduğunu hepimiz biliyoruz ve bunu kimse saklayabilecek konumda değil. Bu krizin sadece bir bakan, bir şahıs meselesi olmadığını da biliyoruz. Bakanın istifasının sadece bir kızgınlık, bir kırgınlık sorunu olmadığını biliyoruz. Ortada çok daha derin bir sorun var. Ortada sistemin iflası, rejimin çöküşü gerçeği var” diye konuştu.

“Sistem dedikleri bir ucube düzen”

“Sistem dediğimiz elbette ilk başta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adını verdikleri gerçekten ucube düzendir” diyen Sancar, sözlerine şunları ekledi:

“Bu düzeni kabul ettirmek için referandum kampanyasında dönemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı konuşmalarından paragraflar, pasajlar aktaracağım, neler demişti?  Bu anayasa değişikliği 20 Ocak 2017'de AKP-MHP ortaklığı ile 330 oy toplayan bir değişiklikti ve Meclis'ten böyle geçeçerek referanduma sunulmuştu. Bu referandum 16 Nisan 2017’de yapıldı, çok büyük şaibeler altında gerçekleştirildi. Baskı ortamında yürütüldü kampanyalar, tek taraflı bir boks maçı şeklinde cereyan etti bütün süreç ve ancak yüzde 51,41'lik bir oy oranıyla ile kabul edildi. 20 Ocak 2017’de anayasa değişikliği Meclis'ten geçtikten sonra Cumhurbaşkanı evet kampanyasına başladı.”

Sancar, “Öncelikle tabii şahsa bağlı bir sistem kurmayacaklarını, yeni sistemin şahsa bağlı olmayacağını söylemiş ama tek bir işaret olmadan kimse hareket etmiyor artık. Medya, kamu kurumları, Meclis işaret bekliyor. Kurumların hepsi neredeyse tek adama bağlanmış durumda. Söylediklerinin tam tersi yaşanıyor. O nedenle bu sistem çökmektedir diyoruz, çöküyor diyoruz” şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Türk yargısını öven açıklamalarının yalan olduğunu ifade eden HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, sorunlar bu kadar ağır olmasa buna espri deyip gülüp geçebiliriz ama gülüp geçebileceğimiz bir durum yok. Yargının ne durumda olduğunu her gün yeniden canlı olarak yaşıyoruz. Bu ülkeye keyfi tutuklamaları, adaletsiz yargılamaları, cezasızlık politikaları damgasını vurmuş durumda. Bırakın yargının prestijinin artmasını ortada yargı diye bir organ kalmamıştır” diye konuştu.

Türk parasının diğer paralar karşısında aşırı değer kaybetmesi üzerinden Türk ekonomisinin çöküşe doğru yol aldığı değerlendirmesini yapan Sancar, bugün 8 TL’nin üzerine çıkan doların 1 Haziran 2015’te 2,68 TL olduğunu, sistem çökerken birilerinin ceplerini doldurduğunu, sorunun sistemin tepesinde olduğunu ancak milyar dolarları götürenlerden hesap soracaklarını ve bunun peşini bırakmayacaklarını söyledi.

“Çöküşün en büyük nedeni Kürt düşmanlığıdır”

“Asıl sorumlu bu sistemin en tepesindedir. Asıl sorumluluk sistemin kendisindedir. Bu nedenle diyoruz sadece Hazine ve Maliye Bakanın istifa etmesi yetmez, Cumhurbaşkanı kabinesiyle birlikte istifa etmelidir. Sorumluluğu üstlenme cesaretini ve basiretini göstermesini bekliyoruz” diye konuşan Mithat Sancar konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu iktidarın çöküşünün belki de en büyük nedeni Kürt düşmanlığıdır. Kürt sorununda çözümsüzlük politikası bugüne kadar bütün iktidarları çözen, çökerten en temel sebep olmuştur. Bu iktidar da çözümsüzlüğün ötesine geçerek inkar ve imha politikalarını sürekli güncellendiğinden çökmektedir. Kürt düşmanlığını hangi örneklerle anlatalım gerçekten zorluk yaşıyoruz. O kadar çok örnek var ki içeride ve dışarıda... Bölgede Kürdün hak talebine sadece şiddetle karşılık veren, Kürdün herhangi bir yerde hak kazanımını kendi bekasına tehdit olarak gören bir iktidar ve yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.”

“Bütün Kürt topraklarında devletlerin zulmü kendini göstermiştir”

Türk devletinin 29 Ekim’de Hakkari Yüksekova ilçesine bağlı, Esendere Beldesi Eyvan köyünde atlarıyla birlikte katlettiği 61 yaşındaki Şêrali Dere ile Şırnak’ın Silopi ilçesinde 6 ve 7 yaşındaki Furkan ve Muhammet Yıldırım kardeşlerin evlerine zırhlı araçla girilip katledilmelerini anımsatan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Kürde bu zulüm ne yenidir ne de burayla sınırlıdır. Kürtlerin yaşadığı bütün topraklarda devletlerin zulmü her zaman kendini göstermiştir. Sadece birkaç başlık bu zulmün boyutlarını göstermeye yeter. Irak'ta Enfal'i, Suriye'de Qamişlo'yu, İran'da neredeyse her gün infaz edilen idamları hatırlayalım. Bir halk her gün yaşadığı her yerde o topraklardaki devletlerin zulmüne uğrarken ne yapmalıdır? Hakkını, haysiyetini savunmak için birlik olmanın yollarını bulmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Güneyden endişe verici haberler geliyor”

PKK ile PDK arasında bir Peşmerge’nin PKK saldırısı sonucu hayatını kaybetmesi ardından yaşanan gerginliğe de değinen Sancar, şunları kaydetti:

“Güneyden endişe verici, kaygı verici haberler geliyor. Orada Kürt güçleri arasında yüksek gerilim yaşandığı belirtiliyor. Buna ilişkin maalesef bazı olumsuz gelişmeler de yaşanıyor. Bir halk bir bütün olarak böyle tehlike altındayken hiçbir Kürt gücü bu gerçekliği yok sayarak kendi halkı içinde yeni acılar yaratacak gelişmelere sebep olma hakkına sahip değildir. Sorun ne olursa olsun Kürt güçlerine düşen tek şey çözümü diyalogda aramaktır. Sorunun ne olduğu değil, çözümün ne olduğu önemlidir. Çünkü belki de dünyada bu kadar tehdit altında olan başka bir halk yok. Bu halkın siyasi temsilcilerinin de bu gerçeği görmezden gelme lüksleri yok, hakları yok. Biz elbette buradan sağduyu, diyalog ve müzakere çağrımızı yineliyoruz, Bütün taraflaradır çağrımız ama sadece taraflara değil bütün Kürt halkına, yazarlarına, çizerlerine, sanatçılarına, alimlerin, rûsipîlerine çağrı yapıyoruz: Kürtler arası her türlü çözüm yolunun diyalog ve müzakere olduğunu sizler de haykırın, daha yüksek sesle bütün siyasi güçlere söyleyin. Hepimize düşen görev budur. HDP bu konuda üzerine düşen görevi yapmaya her zaman olduğu gibi şimdi de hazırdır.”