Ana içeriğe atla

İHD’nin Bakur’daki hak ihlalleriyle ilgili 6 aylık raporu: Kürde zulüm devam ediyor

İHD’nin Bakur’daki hak ihlalleriyle ilgili 6 aylık raporu: Kürde zulüm devam ediyor
İHD Diyarbakır Şubesi, Türk devletinin Bakur’da son 6 ayda Kürt halkına karşı uyguladığı baskı, şiddet ve soykırım politikalarıyla ilgili hazırladığı raporunu açıkladı. Rapor, Türk devletinnin Kürt halkına karşı yürüttüğü baskı ve sindirme politikalarını artırarak devam ettiğini gözler önüne serdi.
posted onAugust 11, 2020
noyorum

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan, Kuzey Kürdistan'daki (Bakur) hak ihlallerine ilişkin 6 aylık bilanço raporu, şube binasında açıklandı.

Basın metni İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı Rehşan Bataray Saman tarafından okunurken, İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören de ihlal verilerini açıkladı. Toplantıya Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun ve şube yöneticileri Ercan Yılmaz ile Yakup Güven de katıldı.

Raporun açıklanmasından önce konuşan Eş Genel Başkan Yardımcısı Av. Rehşan Bataray, Kürdistan'da Kürt meselesine yönelik otoriter, şiddete ve çatışmaya dayalı politikalarda ısrar edilmesi nedeniyle toplumsal yaşamı derinden etkileyen, korkunç bir çatışma tablosuyla karşı karşıya olunduğunu ifade etti.

İnsan hakları ihlallerinin çatışma ortamının etkisiyle tırmanış gösterdiğini söyleyen Rehşan Bataray, işkence ve kötü muamele, toplanma ve gösteri hakkına yönelik yasaklar ve müdahaleler, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kadına ve çocuklara yönelik şiddet, ekonomik ve sosyal haklardaki kayıplar gibi birçok kategoride ihlallerin aktardı.

“Türk yargısı tarafsızlığını yitirdi”

Türk yargısının ise tarafsızlığını yitirdiğini belirten Bataray, özellikle geçtiğimiz haftalarda kadın siyasetçi ve aktivistlerin gözaltına alındığını, tutuklandığını belirtti, kişi güvenliği ve özgürlüğü ile birlikte örgütlenme özgürlüğünün de açıkça ihlal edildiğini kaydetti.

Av. Bataray, salgının etkili olduğu Mart ve Nisan aylarında aile içi kadına yönelik şiddet olayları artış yaşandığını da dile getirerek, şunları aktardı:
“Evde kalma sürelerinin artması ve bu süreçte İnfaz Yasası’nda yapılan değişiklikler sonucu şiddet uygulayan erkeklerin serbest kalması ile birlikte kadınların şiddete maruz kalma oranları da artmıştır. Alternatif koruma mekanizmalarının yokluğuyla birlikte kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesi amacıyla imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nin iptaliyle ilgili tartışmalar başlatılmıştır. Tablo bu denli ağır iken sözleşmeden çekilmek demek, kadına yönelik şiddeti ve cinayetleri onaylamak ile eşdeğer bir anlam taşımaktadır."

Öcalan üzerindeki tecrit

İktidarın İnfaz Yasası ile tutukluları ayrıştırdığını, Avukatlık Kanunu’nda yapılan düzenleme ile ise savunmayı bölmeye çalıştığını ifade eden Bataray, “İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki hukuk dışı uygulamalar ve ihlaller devam etmektedir. Sayın Abdullah Öcalan ve aynı hapishanede bulunan mahpusların haklarından mahrum bırakılma sistemi, 2020/Mart ayında  gerçekleştirilen aile görüşü ve pandemi sürecinde gerçekleştirilen bir telefon görüşmesi dışında kesintisiz ve mutlak olarak sürdürülmüştür. Ağır hak ihlali olarak ifade ettiğimiz tecrit sisteminin devamı ile derin ve telafisi güç çatışma süreci ile bağlantısına dikkat çekmek isteriz. Kürt meselesinin çözümünde diyalog ve müzakere yönteminin uygulandığı çatışmasızlık sürecinde temel aktörlerden olan Öcalan’ın, bu misyonun yerine getirilmesinin koşulları sağlanmalıdır, uygulanan ağırlaştırılmış tecrit derhal sona erdirilmelidir” diye konuştu.

Kayıp yakınlarına ‘yasak’

İfade ve örgütlenme özgürlüğü ile toplantı ve gösterilerin valiliklerin keyfi bir biçimde aldığı kararlar ile yasaklanmasına dikkat çeken Bataray, İHD ve kayıp yakınları tarafından Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta kesintisiz bir şekilde sürdürülen hakikat ve adalet arayışının, 1 Eylül 2018’den beri yasaklanmış olduğunu hatırlattı.

Mezarlıklara saldırı

Bataray, şehit gerillaların mezarlarının bulunduğu mezarlıkların, askeri operasyonlar sırasında tahrip edilmesi, yıkılması, yine savcılık kararıyla cenazelerin Adli Tıp incelemesi için mezarlarından çıkarılması, Adli Tıp incelemeleri sonrası kaldırımlara gömülmesi gibi ihlaller yaşandığına da değindi. Bataray, mezarlıkların tahrip edilmesinin ne insancıl hukukla ne de dini inanışla izah edilir bir yanının olmadığını ifade etti.
Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülebilmesi için çatışmasızlık ortamının sağlanması gerektiğinin altını çizen Bataray, “İnsan hakları ihlallerinin oluşumuna yol açan politikalardan vazgeçilmesi talebinde bulunuyor, çatışmalı ortamın bir an önce son bulmasını, kalıcı bir çatışmasızlık halinin ve çözüm sürecinin yeniden müzakere edilmesini umuyoruz” dedi.

Yaşam hakkına yönelik ihlaller

Toplantıda ayrıntıları açıklanan raporda şu bilgiler yer aldı:
“Keyfi Öldürme, Silah Kullanma yetkisinin ihlali veya Dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle;
Güvenlik güçleri tarafından vurulan 1 kişi yaşamını yitirdi, 1 kişi yaralandı.
Hapishanelerde 2 mahpus yaşamını yitirdi.
3 asker ve polis, intihar ettikleri iddia edilerek şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
2020 yılının ilk 6 ayında; 1 siyasi parti yöneticisi saldırı sonucu yaşamını yitirdi. 1 gazeteci ve 3 sağlık görevlisi gerçekleşen saldırılarda yaralandı.
Sınır hatlarında 1 kişi vurularak yaşamını yitirdi. 13 kişi ise donarak ölü bulundu.
Mayın patlamalarında 1 çocuk yaşamını yitirdi.
3 çocuk, 12 kadın ve 4 erkek olmak üzere 19 kişi, kuşkulu bir biçimde ölü olarak bulundu.
Çatışmalı ortamda meydana gelen ihlaller ise şu şekilde;
3 kent ve bu kentlere bağlı 13 ilçe sınırlarında bulunan onlarca bölgeyi kapsamına alacak şekilde toplamda, 8 kez özel güvenlik bölgesi ilanları gerçekleşti. Bazı bölgelerdeki ilanlar, periyodik şekilde uzatıldı.
3 kent merkezi ve bu kentlere bağlı 3 ilçede bulunan 62 köy/mahalle ve bu köy/mahallelere bağlı bulunan onlarca mezrayı kapsamına alacak şekilde toplamda, 7 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Yaşamını yitiren 1 örgüt militanına ait cenaze, PTT aracılığıyla kargoyla ailesine gönderildi.
Yaşamını yitiren örgüt militanlarının defnedildiği mezar/mezarlıklar, en az 8 kez tahrip edildi.
40 kişiye ait olduğu tahmin edilen kemiklerin olduğu bir toplu mezar bulundu.

Kadın ve çocuklara yönelik ihlaller

20 kadın intihar etti, 1 kadın da intihar teşebbüsünde bulundu.
14 kadın aile içi şiddet sonucu katledildi, 13 kadın ise maruz kaldığı şiddet sonucu yaralandı. 1 kadın cinsel saldırıya maruz kaldı.
8 kadın toplumsal yaşamda saldırı sonucu katledildi, 6 kadın ise maruz kaldığı şiddet sonucu yaralandı. 4 kadın cinsel saldırıya maruz kalırken, 1 kadın ise fuhuş yapmaya zorlandı.
3 çocuk intihar etti.
1 çocuk aile içi şiddet sonucu katledildi, 2 çocuk cinsel istismara maruz kaldı.
3 çocuk toplumsal yaşamda maruz kaldığı şiddet sonucu katledildi, 4 çocuk ise yaralandı. 204 çocuk cinsel istismara maruz kaldı. 2 çocuk okulda şiddet gördü.

100'e yakın kişi işkence gördü

En az 2 kişi gözaltında işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldı.
61 kişi gözaltı yerleri dışında (sokak-ev baskını) işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.
22 mahpus, cezaevinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.
7 kişi güvenlik güçlerinin ajanlık dayatmalarına maruz kalırken, 22 kişi de tehdit edildi.

SİYASİ SOYKIRIM

Kişi Özgürlüğü ve Güvenliğine Yönelik İhlaller:
16’sı çocuk 769 kişi gözaltına alındı.
2’si çocuk 132 kişi tutuklandı.
8 kişi hakkında ev hapsi verildi.
638 ev/işyeri baskını yapıldı.

Düşüncelerinden dolayı 17 soruşturma dosyasında 33 kişi hakkında soruşturma başlatıldı.
7 dava dosyasında 71 kişi hakkında dava açıldı.

Aralarında siyasetçi, gazeteciler ve kamu emekçilerinin de bulunduğu 11 dosyada 121 kişi hakkında değişik hapis ve para cezaları verildi.

2 siyasi parti binası, 2 dernek, 1 belediye binası saldırı veya baskına uğradı. 1 Siyasi oluşum (Demokratik Toplum Kongresi) kapısı savcılık talimatıyla mühürlendi.

Türk güvenlik güçleri tarafından 7 toplumsal gösteri veya açık hava toplantısına müdahale edildi.
Toplantı veya gösteriler, kimi kentlerde süresiz, kimi kentlerde ise 15 günde bir ya da her ay yenilerek yasaklandı. 2020 yılının ilk 6 ayında 28 kez yasaklama kararı açıklandı.

Cezaevlerindeki ihlaller

441 mahpus, gerekçe gösterilmeden sürgün/sevk edildi.
35 mahpus sağlık hakkı ihlaline maruz kaldı.
En az 14 mahpus tecrit ve izolâsyona maruz kaldı.
En az 4 mahpus hakkında soruşturma başlatıldı.

Emek gaspı ve belediyelerin işgali

Güvencesiz çalışma koşulları sonucu meydana gelen iş kazalarında; 6 işçi yaşamını yitirdi, 2 işçi yaralandı. 418 kişi işten çıkarıldı. 17 kişi görevinden alındı. 3 Kamu çalışanı sürgün edildi."

Raporun sonunda, belediyelere dönük gasplara da dikkat çekilerek, "2020 yılının ilk 6 ayında da HDP’li belediyelere yönelik kayyum atamaları yapıldı. 13 belediyeye, 10 Belediye Meclis üyesine kayyum atandı" denildi.