Skip to main content

İran ile karşıt çabalarına rağmen YNK ihanetinin belgeleri ortaya çıkıyor

İran ile karşıt çabalarına rağmen YNK ihanetinin belgeleri ortaya çıkıyor
YNK, İran rejimiyle anlaşarak idam edilen Kürt firari mahkum Mistefa Selimi’ye karşı gerçekleştirdiği ihaneti örtbas etmeye çalışsa da Selimi’nin YNK asayişi tarafından İran rejimi İtlaatına teslim edildiğinin belgeleri bir bir gün yüzüne çıkıyor.
posted onApril 13, 2020
nocomment

Doğu Kürdistan’ın (Rojhelat) Seqiz kentindeki İran İslam Cumhuryeti hapishanesinden yetersiz Coronavirüs önlemleri nedeniyle 80 mahkûmla birlikte firar edip Güney Kürdistan’a (Başûr) geçtikten sonra daha öncede büyük ihanet iddiaları ile gündeme gelen Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) yeni Eş Başkanı Lahur Cengi’ye bağlı asayiş birimi tarafından İran rejimine teslim edilen ve hemen ardından idam edilen eski Peşmerge Mistefa Selimi olayı, Kürdistan kamuoyunun yanı sıra dünya kamuoyunun da gündemine geldi.

İran İnternational, El Arabia ve diğer birçok uluslararası medya kuruluşu olayı gündemlerine alıp işlerken, Kürdistan kamuoyu da YNK’nin Lahur Cengi eliyle gerçekleştirdiği bu ihanete karşı büyük tepki gösteriyor.

YNK’nin çabalarına rağmen belgeler bir bir ortaya çıkıyor

Sosyal medyada YNK’ye karşı büyük bir öfke patlaması gelişirken birçok Kürt siyasi partisi, aydın ve yazar da ihanetinden dolayı YNK ve Eş Başkanı Lahur Cengi’yi kınayan açıklamalarda bulundu. 

Bir taraftan bu tepkiler gelişirken diğer taraftan, YNK’nin yaptığı ihaneti örtbas etmek amacıyla İran rejimi ile anlaşarak olayı, Mistefa Selimi’nin Rojhelat’ta yakalandığı şeklinde gösterme çabalarına karşı, Selimi’nin YNK tarafınadan İran rejimine teslim edildiğine dair belgeler bir bir ortaya çıkıyor.

Ciwanmerdi: Elimizde gereğinden fazla belge var

Rojhelatlı bağımsız gazeteci ve aktivist Ali Ciwanmerdi, AVATODAY’de gerçekleştirilen canlı yayın sunumunda, YNK asayişi tarafından Doğu Kürdistan’ın Seqiz kenti hapishanesinden firar ederek Başûr’a geçtikten sonra yakalanan ve ardından İran rejimine teslim edilen eski Peşmerge Mistefa Selimi olayıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Ali Ciwanmerdi, YNK Eş Başkanı Lahur Cengi’ye bağlı YNK asayişinin Mistefa Selimi’yi İran rejimine teslim etmesini ihanet olarak nitelendirerek, Rojhelat ve Başûr halkı ve özellikle Pêncwin, Halebce ve Süleymaniye halkına, bu ihanete karşı göstermiş olduğu tepkiden dolayı teşekkür etti.

“Büyük bir insanlık suçu”

Süleymaniye Genel Asayiş Müdürlüğü’nün Mistefa Selimi’nin Başûr’a gelmediği ve ellerinde Selimi ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığı yönündeki açıklamasına tepki gösteren ve ihanet olayıyla ilgili ellerinde gereğinden fazla bilgi ve belge olduğunu belirten Ciwanmerdi, Kürdistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ziya Petros’un konuya dair açıklamasına atıfta bulunarak olayın açık bir ihanet olduğunu söyledi.

Ziya Petros, olayla ilgili Rûdaw’a yaptığı açıklamada, “Bu büyük bir insanlık suçudur. Irak Anayasası’nın 2’inci maddesine ve uluslararası hukuka aykırı bir yaklaşımdır. Bu yasa ve hukuk, siyasi mültecilerin hiçbir şekilde iade edilmemesi hükmünü kapsıyor. Selimi’nin Birleşmiş Milletler’e (BM) iade edilmesi veya gözaltına alındıktan sonra yargılanması amacıyla mahkemeye sevk edilmesi gerekiyordu. Mistefa Selimi’nin İran rejimine iade edilmesi suçtur” demişti.

Mistefa Selimi

 

Rojhelatlı partilere eleştiri

Gazeteci Ali Ciwanmerdi, Mistefa Selimi’nin İran rejimine teslim edilmesinde Rojhelatlı bazı parti mensuplarının da dolaylı yollardan parmağı olduğunu ve ‘Selimi’nin kesinlikle Başûr’a gelmediği’ şeklinde açıklamada bulunduklarını söyleyerek, bu parti ve yetkililerinin, eğer bilgileri varsa, yaşanan olayın suç olarak kabul etmeleri, ellerinde bilgi yoksa da ‘elimizde bilgi yok ancak böylesine bir olay suçtur’ şeklinde açıklamada bulunması gerektiğini ifade etti.

İran rejiminin kendilerini dış güçlerin güdümündeki fitneciler olarak karalamaya çalıştığını, Başûr’da da bazı çevrelerin İran rejimiyle ortak bir üslupla kendilerine karşı aynı karalamalarda bulundukları dile getiren Ciwanmerdi, bu kesimlerin Mistefa Selimi’nin Başûr’a gelmediği şeklindeki iddialarının çürümesi ardından şimdi de Selimi’nin çete olduğu şeklinde bir karalama çabasına girdiklerini belirterek, Çete bile olsa Mistefa Selimi’nin mahkemeye çıkarılması gerektiğini ancak mahkemeye bile çıkarılmadan İran rejimine teslim edildiğini söyledi.

Selimi’nin Başûr’a geçtiğiyle ilgili ayrıntılı bilgi

Mistefa Selimi’nin Başûr’a geçişinden İran rejimine teslim edilmesine kadarki süreçte Başûr’da kimlerle ilişkiye geçtiği, kimlerle görüştüğü, kendisine hangi vaatlerde bulunulduğunu ve gerçekte nelerin yaşandığıyla ilgili ayrıntılı bilgi bulunduğunu belirten Ciwanmerdi, şu bilgileri paylaştı:

“Mistefa Selimi Seqiz’da hapishaneden firar ettikten sonra Bane’ye oradan Sêcês köyüne gidiyor. Coronavirüs endişesinden dolayı Selimi’den uzak duruluyor ancak ismi bizde saklı olan Bizotnewey Îslamî’den (Kürdistan İslami Hareketi) bir yetkili Selimi’ye yardım ediyor. Daha sonra Pêncwîn’e geçen Mistefa Selimi, burada, konuya dair korkusuzca açıklamalarda bulunan ve daha önce ismi açıklanan Sirwan Mihemed Emin Salih ile görüşüyor ve Salih, kendisine yardımcı oluyor.

Daha sonra Pêncwîn’de asayiş mensupları tarafından yakalanan Mistefa Selimi’nin asayiş yetkililerine ısrarla, ‘ben, siyasi bir mahkumdum, 17 yıl tutuklu kaldım ve beni İran rejimine teslim ederseniz, rejim beni idam edecek’ demesine karşın 67 saat tutulduktan sonra YNK asayişi aracıyla Bane’ye götürülüp İran rejimine teslim edildiğini belirten Ciwanmerdi, korkusuzca Selimi’ye yardımcı olduğunu açıklayan Sirwan Mihemed Emin Salih’i cesaretinden dolayı teşekkür ederek başına bir şey gelmesi durumunda Selimi’yi İran rejimine teslim edenlerin sorumlu tutulacağını vurguladı.

Mistefa Selimi’nin Başûr’da 3 gün kaldığının kesin bilgilerle bildiklerini dile getiren Ciwanmerdi, Rojhelatlı Kürt partilerini ve Kürdistan Bölge Hükümetini de Mistefa Selimi’ye sahip çıkmadıkları ve sorumluluklarını yerine getirmedikleri gerekçesiyle eleştirdi.

Mistefa Selimi

 

Pêncwin asayiş görevlisi: Lahur’un adamı Selimi’yi İtlaat’a teslim ettirdi

YNK’den şu ana kadar konuya dair bir açıklama yapılmazken Mistefa Selimi’nin YNK tarafından İran rejimi İtlaat mensuplarına teslim edilmesi görevinde yer alan ancak isminin açıklanmasını istemeyen Pêncwin’deki bir asayiş görevlisi AVATODAY’e yaptığı açıklamada, Mistefa Selimi’yi İtlaat mensuplarına teslim eden kişinin Lahur Cengi’nin Pêncwin sorumlularından ve aynı zamanda Pêncwin sınır kapısı yöneticilerinden İsmail Kamran olduğunu söylemişti.

Kendisinin de içinde olduğu bir asayiş timinin Pêncwin’de bir caminin önünden bir kişiyi almaları şeklinde talimat aldıklarını, aldıkları kişinin Mistefa Selimi olduğunu ve Selimi’nin kendilerine İran’dan geldiğini söylediğini belirten asayiş görevlisi, Lahur Cengi’nin temsilcisinin kendilerini telefonla arayarak Selimi’yi asayiş merkezine götürmeleri talimatı verdiğini, birkaç saat sonra da iki kişinin gelip Mistefa Selimi’yi teslim aldıklarını söylemişti.

Selimi’yi teslim alan kişilerin İtlaat mensupları olduğunu ve daha önce de Lahur Cengi’nin temsilcisi İsmail Kamran ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini bildiğini dile getiren asayiş görevlisi, Mistefa Selimi’nin teslim edilmesinden dolayı asayiş menusplarının da büyük rahatsızlık duyduğunu belirtmişti.

YNK ihanetini örtbas etmek için İran rejiminden yardım talep etti

YNK’nin, Mistefa Selimi olayının hem Kürdistan hem de uluslararası arenada büyük tepkiyle karşılanması ardından İran rejimi Devrim Muhafızları (Pasdaran) ile yeni bir planı devreye koyduğu ve yeni planın da Mistefa Selimi’nin Rojhelat’ta yakalandığı şeklinde karşı kirli bilginin yayılması olduğu ortaya çıktı.

İran rejiminin Rojhelat’ın Sine kenti Genel Savcısı Muhammed Cebari, olayla ilgili yaptığı açıklamada, Mistefa Selimi’nin Başûr’un Pêncwin ilçesinde YNK asayişi tarafından yakalanıp İtlaat mensuplarına teslim edildiğini ret etti.

Cebari, Selimi’nin Rojhelat’ın Bane kentine bağlı Sebelwi köyünde, halkın desteğiyle yakalandığını iddia ettti.

Ancak YNK’nin yaptığı ihaneti örtbas etmek amacıyla İran rejiminden Mistefa Selimi’nin Rojhelat’ta yakalandığı şeklinde açıklama yapmasını talep ettiği ve Sine Genel Savcılığı’nın da bunun üzerine böylesine bir açıklama yaptığı öğrenildi.

Kürt partilerinden sert tepki

16 Ekim 2018’de Kerkük dahil ‘tartışmalı bölgeler’ diye tabir edilen Başûr’daki birçok kentin Iran rejimi’nin Irak’taki eli konumundaki Haşdi Şabi ve Irak ordusu tarafından işgal edilmesi sırasında da kendini gösteren Lahur Cengi ve ihanet şebekesi Mistefa Selimi’yi İran rejimine teslim etme ve idamına sebep olma suçundan kendisini sıyırmak için bazı aydın, yazar ve gazetecileri devreye koysa da, Kürt siyasi partileri de, Mistefa Selimi’nin İran rejimine teslim edilmesi ve idamına sebep olma suçundan dolayı bu ihanet şebekesini lanetleyen açıklamalar yayımladı.

Kürdistan İşçi Partisi’ne (PKK) yakınlığıyla bilinen ve Rojhelat’ta faaliyet yürüten Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK)  ve Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) da, YNK ihanetini lanetleyen açıklamalar yaptı.

Mistefa Selimi’nin İran rejimi tarafından idam edilmesini sert bir dille kınadığını açıklayan PJAK, Mistefa Selimi’nin Sakız cezaevinden firar ettikten sonra Başûr’a geçtiğini ve burada özgür bir yaşam kurma hayallerinin, YNK asayişi tarafından insanlığa sığmayan bir yaklaşımla ayaklar altına alındığını belirtti.

Konuyla ilgili yaptığı açıklamada Mistefa Selimi’nin İran rejimine insanlık ve hukuk dışı bir yaklaşımla teslim edilmesini ihanet olarak tanımlayan PJAK, bunun kabul edilemeyecek bir suç olduğunu vurguladı. Sorumlu tarafların bir an önce bu konuda kamuoyuna dönük bir açıklama yapmakla yükümlü olduklarını ifade eden PJAK, açıklamasında “Kürt halkı yaşanan bu iğrenç olay karşısında tavrını net bir şekilde göstererek, ihaneti hiç bir şekilde kabul etmeyeceğini herkese göstermiştir” ifadelerini kullandı.

 İhanet olayıyla ilgili PAK’tan yapılan açıklamada da YNK’ye duyulan sert tepki dile getirilerek İran rejimi lanetlendi.

PAK’ın yazılı açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Mistefa Selimi’yi hangi sebeple ve hangi şekilde olursa olsun, İran rejimine teslim edenleri kınıyoruz.

Kürdistan Bölge Hükümeti Başbakanı Sayın Mesrur Barzani’nin konuyu araştırmak üzere özel bir Komisyonu görevlendirmesi olumlu bir adımdır. Kendilerini destekliyor ve bu konuyu olabilecek en kısa zamanda tüm açıklığıyla aydınlatmasını ve suçluların bulunarak cezalandırılmasını talep ediyoruz.

Mistefa Selimi’yi idam eden İran rejimini lanetliyoruz. İran rejimi, idamlarla, katliamlarla, Kürt milletinin hak ve özgürlüklerini yok saymakla, ayaklar altına almakla Doğu Kürdistan’daki halkımızın özgürlük mücadelesini engelleyemeyecektir."

mistefa selimi