Washington Kürt Enstitüsü (Washington Kurdish Institute-WKI), Kürdistan'ın dört parçasındaki gelişmelerle ilgili haftalık raporunu yayınladı.
Raporda, Doğu Kürdistan’da (Rojhelat) yeni tip Coronavirüs (Covid-19) salgınından dolayı 400 kişinin hayatını kaybettiği belirtilirken, Güney Kürdistan’daki (Başûr) Kürdistan Bölge Yönetimi başkenti Erbil’de, bir taziye merasiminde gerekli önlemlerin alınmaması sonucu 71 Coronavirüs vakasının oluştuğu, bu nedenle Bölge Yönetimi Sağlık Bakanlığının Erbil’in 11 değişik kesimini karantinaya aldığı belirtildi.
Raporun Batı Kürdistan (Rojava) bölümünde Coronavirüsle mücadele konusunda Türk devleti ve güdümündeki cihatçı çetelerin saldırılarını sürdürmesinin endişe kaynağı olduğu vurgulanırken, Kuzey Kürdistan (Bakur) bölümünde ise Halkların Demokrasi Partisi’nin (HDP) Coronavirüse karşı gerekli önlemleri almadığı için Türk devletine yönelik eleştirileri yer aldı.
WKI’nın 31 Mart-7 Nisan tarihlerini kapsayan raporunun özeti şu şekilde:
Rojhelat
Rojhelat’ta Coronavirüs nedeniyle en az 400 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişiye daha virüs bulaştı. İran İslam Cumhuriyeti, Coronavirüsün yayılma potansiyelini aza indirmek için bazı mahkumları serbest bırakmasına rağmen, Kürt siyasi ve sivil aktivistleri hedef alan taciz ve tutuklama kampanyasını sürdürdü.
İran rejimi, Coronavirüs salgınıyla ilgili gerçek bilgileri paylaşan gazeteciler üzerindeki baskısını artırdı. Kirmaşan'da, Coronavirüse karşı gerekli önlemleri almayan İran rejimi Valisi ile ilgili “valinin salgını var” diye eleştiride bulunan Kürt gazeteci Xulam Riza Ala rejim güçleri tarafından gözaltına alındı.
Meriwan'da İran rejimi Devrim Mahkemesi Aram Qusri isimli Kürt aktivisti “yasadışı bir Kürt muhalefet partisi ile işbirliği” yaptığı gerekçesiyle üç yıl hapse mahkum etti. Qusri daha önce İran rejimi İstihbarat Teşkilatı İtlaat tarafından gözaltına alınmıştı.
“Kürt siyasi partileriyle bağlantısı” olduğu gerekçesiyle beş yıl hapis cezasına çarptırılan Kamran Derwêşi isimli bir Kürt eylemci, İran rejiminin Kürt aktivistlerin siyasi faaliyetlerine yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla açlık grevine başladı.
Öte yandan İran rejimi, Mahabad cezaevinde bulunan bazı mahkumları Urmiye Merkez Hapishanesine aktardı.
Rojhelat İnsan Hakları Örgütü Hengaw, 31 Mart'ta Seqiz kenti kırsalında mayına basan 3 İran rejimi güvenlik mensubunun yaralandığını bildirdi. Patlamaya yakın zamanda yere yerleştirilmiş bir mayının mı yoksa İran-Irak Savaşı döneminden kalma bir mayının mı yol açtığı bilinmiyor.
Başûr
Başûr’da devam eden sokağa çıkma yasağı uygulamalarına rağmen, bölgedeki toplam Coronavirüs vakası sayısı geçen hafta 288'e ulaştı. Erbil'de, 21 Mart'ta gerçekleşen bir cenaze törenine 71 yeni dava tespit edildi. Erbil savcısı, cenaze törenini organize eden 5 kişi hakkında gözaltına alınma emri yayınlarken, Kürdistan Bölgesel Yönetimi Sağlık Bakanlığı, Coronavirüsün daha fazla yayılmasını önlemek amacıyla kentin 11 mahallesini karantinaya aldı.
Erbil’deki bu gelişmelerle eşzamanlı olarak Süleymaniye'de Coronavirüse yakalanan 20'den fazla kişi iyileşerek taburcu oldu.
Kürdistan Bölge Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani Başûr halkını, sokağa çıkma yasağına uyduğu için övgülerde bulundu.
Iraklı Şii partiler, İran rejimi güdümlü milislerin grupların etkisiyle, hükümet kabinesini kurmakla görevlendirilen Başbakan adayı Adnan Zurfi’nin başbakanlığını reddettiklerini açıkladı. Kürt siyasi partileri ise konuyla ilgili görüş bildirmediler ancak Şii bloğunun herhangi bir karar vermeden önce bir aday üzerinde anlaşmaya çağırdılar. Bununla birlikte, Adnan Zurfi, Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed Halbusi'nin kabinede kendisinin hazırladığı hükümet programının onaya sunulması için özel bir oturum gerçekleştirmesini istedi.
Adnan Zurfi’nin Şii partiler tarafından reddedilmesi ardından Irak Ulusal İstihbarat Servisi şefi Mustafa Kazemi’nin başbakan olması tartışmaları başlamıştı.
Rojava
Kürt liderliğindeki Demokratik Suriye Meclisi’nin (MSD) Washington’daki delegasyonu, Rojava’da Coronavirüs salgınıyla mücadele amacıyla ABD yönetiminden destek çağrısında bulundu.
Rojava’da Coronavirüse karşı gerekli tedbirlerin alınması için acil desteğe ihtiyaç duyulduğunun vurgulandığı açıklamada, “Bölgemiz, savaşın ortaya çıkardığı yıkımdan dolayı Coronavirüs tehdidiyle karşı karşıya. Türk devleti ve güdümündeki cihatçı çetelerin devam eden saldırıları sonucu nüfusumuzun yaklaşık yüzde 90'ını yoksulluk sınırınan altında. Yaklaşık on yıllık bir savaş ve istikrarsızlık sonucu milyonlarca insan yerinden yurdundan göç etmek zorunda kaldı. Gelinen aşamada Coronavirüse karşı mücadele için Rojava halkı ve Özerk Yönetim’in acil tıbbi desteğe ihtiyacı var” denildi.
Açıklamada ayrıca tüm olumsuzluklara rağmen Rojava’da binlerce DAİŞ’li tutuklunun tutulduğu da hatırlatılarak, şimdiye kadar Rojava’da hiçbir Coronavirüs vakası doğrulanmamış olmasına rağmen, Rojava Özerk Yönetimi’nin elinde yeterli ve uygun test ekipmanı ve temel tıbbi malzemenin bulunmadığı vurgulandı.
Öte yandan MSD Yürütme Komitesi Başkanı İlham Ahmed, Birleşmiş Milletler'i, (BM) Türk devletini, güdümündeki cihatçı çetelerin Rojava’ya yönelik devam eden saldırılarını durdurması yönünde baskı uygulamaya çağırdı.
Türk devleti ve güdümündeki cihatçı çeteler, 2019’da Rusya ile varılın ateşkes mutabakatına rağmen, Rojava’daki Kürt güçlerine saldırılarını sürdürdü. Türk ordusu ve çeteler en son Ayn İsa ve Grê Spi bölgelerinde saldırılarını yoğunlaştırmıştı. Türk devleti ve çeteleri ayrıca geçen ay işgal ettikleri bölgelerden Rojava’nın diğer bölgelerine su ve elektrik akışını kesmiş, yüzbinlerce insan susuz ve elektriksiz kalmıştı.
Bakur
Türk Sağlık Bakanlığı, Türkiye ve Bakur’da şu ana kadar teyit edilmiş toplam Coronavirüs vakası sayısının 34 bin 109, can kaybının ise 725 olduğunu açıkladı.
Geçtiğimiz hafta Bakur kentleri Mardin ve Diyarbakır’da Coronavirüsten dolayı 8 kişi hayatını kaybetti. HDP, Türk hükümetini salgını ciddiye almama ve geç tedbir almakla eleştirdi.
Öte yandan Bakur’daki Türk devleti hapishanelerindeki mahkumlar, Türk devletinin hapishanelerde gerekli tedbirleri almamasından dolayı isyan etti. Olayın ardından Türk devleti, isyana katılan yüzlerce mahkumu Diyarbakır Hapishanesine aktardı.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Türk hükümetinin, siyasi mahkumları içermeyen infaz düzenlemesini eleştirerek mahkumların erken ya da şartlı tahliye edilmesinin ayrımcı olmamasını ve siyasi tutukluların da düzenleme kapsamına alınmasını istedi.