Skip to main content

WSJ: NATO’nun Türk devletiyle ilgili ciddi kuşkuları var

WSJ: NATO’nun Türk devletiyle ilgili ciddi kuşkuları var
Wall Street Journal gazetesi, Türk devletinin İncirlik ve Kürecik'i kapatma tehdidinin ardından NATO'da Türk devletinin ittifaka bağlılığıyla ilgili kuşkuların olduğunu ve Türk devletinin Rusya'yla yakınlaştığı bir dönemde üye ülkelerin belirsizliği ortadan kaldırmak için çabaladığını yazdı.
posted onDecember 25, 2019
nocomment

Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Türk devletinin NATO çerçevesinde ABD askeri güçlerinin bulunduğu Türkiye’deki İncirlik ve Kürecik üslerini kapatma tehdidinin ardından NATO'da Türk devletinin ittifaka bağlılığıyla ilgili ciddi kuşkuların oluştuğunu ve Türk devletinin Rusya'yla yakınlaştığı bir dönemde üye ülkelerin belirsizliği ortadan kaldırmak için çabaladığını yazdı.

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD'nin S-400'ler sebebiyle yaptırım uygulaması halinde İncirlik ve Kürecik'teki ABD askerlerini bu üslerden çıkarabileceğine dair sözlerinin yer verildiği WSJ makalesinde, bu durumun NATO müttefikleri açısından bir belirsizlik yarattığı yazıldı.

Mark Esper: Söylediklerinde ciddilerse, bu NATO’ya bağlılıkla ilgili bir mesele olur

ABD'nin nükleer silahlarını ve kritik radar operasyonlarını yürüttüğü bu üslerin kapatılması ihtimali, gazeteye göre, ABD Savunma Bakanı Mark Esper'i, Türk devletinin NATO'ya bağlılığını sorgulamaya itti:

"Doğal olarak NATO üslerini ya da yabancı askerleri ülkelerinde barındırma ya da barındırmama hakları var. Ancak tekrar ediyorum, eğer söylediklerinde ciddilerse, bu doğrudan ittifakla ilgili, ittifaka bağlılıkla ilgili bir mesele haline geliyor."

Türk devleti, ABD'den sonra NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip ülke. Ancak gazeteye göre, Türk devleti son dönemde attığı adımlarla hem Washington hem de ittifakın geri kalanıyla arasında gerilim yarattı. Bu adımların başında, ABD'nin Suriye sahasında DAİŞ'le mücadeledeki ortağı olan Kürt güçleriyle savaşmak için Batı Kürdistan’a (Rojava) işgal harekatı başlatması ve Rusya'dan S-400 füze savunma sistemini satın alması geliyor.

Batılı diplomat: Araba kazasının yavaş çekim izlenmesi

Wall Street Journal, Türkiye'de görev yapan Batılı bir diplomatın "Bu bir araba kazasını yavaş çekim izlemeye benziyor" yorumuna da yer veriyor.

Makaleye göre ABD'li yetkililer, Erdoğan'ın Moskova'yla daha sıkı bir ilişki girmesini engellemek için ve ülkeyi dışlayarak daha da fazla Rusya'nın yörüngesine itmekten korktukları için, ABD Başkanı Donald Trump'ın Erdoğan'ı yumuşak bir dille ikna etmeye çalıştığını söylüyor.

Ancak Trump bir yandan da Türkiye'ye öfkelenen ve cezalandırmak için yaptırım yasalarını Kongre'den geçirmeye çalışan ABD'li Senatörler ve Temsilciler Meclisi üyeleriyle de baş etmek zorunda kalıyor.

"Ankara'ya yaptırım uygulanmasını istemiyoruz ama bu olacak"

13 Kasım'da Erdoğan'ın Washington'a yaptığı ziyaretin hatırlatıldığı makalede, Trump'ın Erdoğan için "çok iyi arkadaşım" dediği ancak bu ay Türk devletine savaş uçağı satışını engelleyebilecek olan bir savunma yasasını imzaladığı belirtiliyor.

Trump yönetimi, Türk devletine yönelik yaptırımların çapına karar vermek durumunda ancak Avrupa Birliği (AB), Türk devletinin ABD ve NATO'yla ilişkilerini tamir etmesi için daha fazla zamanı kalmadığını söylüyor.

Gazeteye konuşan ABD'li bir üst düzey yetkili, "Türkiye'ye yaptırım uygulanmasını istemiyoruz ama bu olacak. Ve Türkiye zarar görecek." diyor.

Aralık ayı başında Londra'da yapılan NATO zirvesinde, ittifakın 70. yılı kutlanırken liderler de farklılıkları azaltarak bazı anlaşmalara varmak için çalıştı.

Macron’un “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” tepkisi

Ancak Londra zirvesine doğru ittifakta zor süreçlerden geçildi. Türk devletinin Rojava'ya düzenlediği işgal harekatında hedef aldığı Kürt Halk Savunma Birlikleri (YPG), DAİŞ'le mücadele için yıllar boyunca ABD ve bazı Avrupa ülkeleri ile ortak çalıştı. Türk devletinin Rojava’ya yönelik işgal harekatı, Erdoğan ve Trump arasındaki bir telefon konuşmasından sonra başladığı için Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bir müddet sonra "Kararlar ittifak dışında alınıyor, NATO'nun beyin ölümü gerçekleşiyor" yorumunda bulundu.

Ancak zirve sırasında Türk devletine yönelik eleştirilerin dozu, zirve öncesindeki kadar değildi. Zirve öncesinde Ankara, YPG'nin NATO tarafından "terör örgütü" olarak kabul edilmemesi halinde Polonya ve Baltık ülkelerinin savunması için üzerinde çalışılan planı onaylamayacağını söylerken, zirveden savunma planının oybirliğiyle kabul edildiği haberi geldi. Ancak anlaşmazlık çok kısa bir süre sonra yeniden su yüzüne çıktı.

S-400 ve F-35 meselesi

NATO'daki rahatsızlığın asıl sebebi, ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) NATO'nun güvenliği için tehdit olduğu uyarılarına rağmen, Türk devletinin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi satın alması vardı.

Washington, Rusya'nın radarlarını kullanarak görünmezlik şifrelerine erişebileceği gerekçesiyle, Türk devletinin F-35 savaş uçaklarını almasını engelledi.

"Türkiye, Rusya'yla Suriye'de sürdürdüğü işbirliğini Libya'ya taşıyor"

Ankara ise karşılığında iki ülkeden yetkililerin ve uzmanların bir araya gelerek çözüm için görüşmesi önerisini getirdi. Bu görüşmelerin NATO'nun gözetiminde yapılmasını teklif etti. Ancak Washington, tek bir F-35'in bile Türkiye'ye gelmesi halinde milyar dolarlık bu projenin tehlikeye gireceğine inandığı için bu teklife sıcak bakmadı.

Bunun üzerine Kasım ayında Türk devleti, S-400'lerle Ankara yakınlarındaki üste deneme yaptı. Ardından da F-35 yasağı kalkmazsa Rusya'dan yeni savaş uçakları alınabileceğinin sinyalini verdi.

Bazı NATO üyeleri, NATO'nun kurum olarak Türk devletinin Rojava'ya yönelik işgal harekatını, "ulusal güvenliği için başlattığı" görüşünü benimsemesini eleştiriyor. Bunun Türk devletine çok fazla alan açtığını ve Rusya'yla askeri işbirliğini de bu şekilde artırdığını savunuyorlar.

Makaleye göre bu ülkeler, Türk devletinin Rusya'yla Suriye'de sürdürdüğü işbirliğini şimdi de Libya'ya taşımasından endişeliler.