Suriye ve Batı Kürdistan (Rojava) ile ilgili Astana sürecinin garantörleri olan Türk devleti, İran İslam Cumhuriyeti ve Rusya, Rojava’nın özerk bir yapıya kavuşturulması, HSD denetimindeki bölgelerdeki petrolün gelirlerinin Rojava’ya aktarılması gibi bazı konularda Kürtlere karşı belli kararlar aldı.
Türk devleti, İran rejimi ve Rusya’nın garantörü olduğu Astana süreci kapsamında Kazakistan başkenti Nursultan'da yürütülen görüşmelerin 14. turu sona erdi.
Görüşmelerin sonunda Türk devleti, İran rejimi ve Rusya tarafından kabul edilen ortak bildiride, "Garantör ülkeler, Suriye'ye ait olması gereken petrol gelirlerine hukuka aykırı olarak el koyulmasından ve bunların kullanılmasından duydukları rahatsızlığı dile getirdi" dendi.
ABD yönetimi tarafından alınan karar uyarınca yüzlerce Amerikan askeri, Dêrezor ve Hesekê arasında uzanan Kürt Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) omurgasını oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri (HSD) kontrolündeki yaklaşık 150 kilometrelik bölgeye konuşlandırılarak, buradaki petrol sahasını korumaya başladı.
ABD'li yetkililer yaptıkları açıklamalarda, petrolün gelirlerinin Rojava Özerk Yönetimi tarafından kullanılacağını belirtmişlerdi.
Adana Anlaşması vurgusu
Türk devleti, İran rejimi ve Rus temsilciler ortak bildiride "Garantör ülkeler, Suriye'nin kuzeydoğusundaki (Rojava) durumu istişare etti ve bu bölgede uzun vadeli istikrar ve güvenliğin ancak Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasıyla sağlanabileceği konusunda mutabık kaldı. Bu bağlamda garantör ülkeler, Suriye'nin kuzeydoğusuna istikrar kazandırılmasına yönelik 22 Ekim 2019 tarihli mutabakattan duydukları memnuniyeti dile getirdi ve 1998 tarihli Adana Anlaşması'nın öneminin altını çizdi" ifadelerini kullandı.
Adana Anlaşmasının maddeleri
Adana Anlaşması, 21 yıl önce Türk devleti ile Suriye Baas rejimi arasında, temelde Kürtlere karşı yapılan bir anlaşma.
Anlaşma, Mısır ve İran rejiminin girişimleri sonucu Şam yönetimi ile Türk devletinin Kürt karşıtı taleplerinin karşılama amacıyla 20 Ekim 1998 günü Adana'da bir araya gelen iki ülke heyetleri arasında imzaladı.
Suriye rejiminin kısa vadede yerine getireceği taahhütlerin yanı sıra iki devletin uzun vadeli Kürtlerle mücadelesinin çerçevesini de çizen anlaşmanın maddeleri şunlar:
1- Suriye rejimi kendi topraklarından Türk devletinin güvenlik ve istikrarını tehlikeye atacak eylemlere izin vermeyecek. Şam, PKK'nin silah, lojistik ve mali destek sağlamasına ve propaganda faaliyetlerine izin vermeyecek.
2- Suriye rejimi, PKK'yi terör örgütü ilan ederek PKK ve ona bağlı oluşumların Suriye’deki faaliyetlerini yasaklamıştır.
3- Suriye rejimi, PKK'nin topraklarında eğitim kampı kurmasını ve ticari faaliyetlerde bulunmasını yasaklamıştır.
4- Suriye, PKK üyelerinin transit yollarla üçüncü ülkelere gitmesine izin vermeyecektir.
5- Suriye rejimi, PKK liderlerinin topraklarına girmesini engelleyecek ve gümrük yetkililerine bunun için talimat verecektir.
Aynı anlaşma, tarafların bu taahhütlerin yerine getirilmesini sağlamak ve gözlemek için bazı mekanizmalar kurmasını da sağlıyor. İki devletin üst düzey güvenlik yetkilileri arasında doğrudan telefon hattı kurulması, diplomatik temsilciliklerde güvenlik işleri için özel temsilcilerin atanması bunlardan sadece birkaçını oluşturuyor.
Türk ordusu ile ona bağlı cihatçı çetelerin Rojava’ya işgal harekatına başlamasından sonra bazı Türk yetkililer, işgal harekatının Adana Anlaşması kapsamında yapıldığını açıklamıştı.