ABD Dışişleri Bakanlığı İran Özel Temsilcisi Brian Hook, birçok bölge ülkesine gerçekleştirdiği son gezisinde deniz güvenliği meselesinin tartışılması çağrısı yaptı ve özellikle Aden Körfezi’ndeki petrol tankerlerine ve bölgesel sulardaki ticaret gemilerine yönelik İran İslam Cumhuriyeti’nin saldırısından sonra deniz geçitlerinin İran rejiminin tehditlerinden korunması gerektiğinin altını çizdi.
Aynı zamanda ABD Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey siyaset danışmanlarından biri olan Brian Hook, “Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmesi, uluslararası barış ve güvenlik meselesinin masaya yatırılmasını gerektiriyor” sözleri ile BM Güvenlik Konseyi’ni bölgede yükselen gerginliğe bir çözüm üretmeye davet etti. Bununla birlikte Konsey ülkelerinin, ‘İran’ın denizcilik serbestisine ve masum sivillere yönelik tehditlerini ciddi bir şekilde ele alması’ gerektiğini belirtti.
Brian Hook’un bu değerlendirmesi, konunun uzmanları tarafından İran rejimine karşı Birleşik Körfez Donanması’nın oluşturulması şeklinde yorumlanıyor.
İran’ın Hürmüz Boğazı’nı bölgesel ve küresel denizcilik hareketine kapatma tehdidi yeni değil. Nitekim Tahran’a yönelik siyasi ve ekonomik kemer her sıkıştığında İran, Asya pazarlarına ihraç edilen petrolün yaklaşık yüzde 60’ını sağlayan bu petrol damarlarını kapatacağı konusunda gözdağı verdi. Böylece Hürmüz Boğazı’nı kapatmaya yönelik tekrarlayan tehdit, ABD’ye karşı İran rejiminin elinde en büyük ve en ciddi pazarlık kozu haline geldi. Zira İran’ın bu tehditleri, uluslararası bir müdahale gerektiren ve başta Hürmüz Boğazı olmak üzere bölgedeki petrol arz yollarını korumak için ortak küresel sorumluluk almaya ihtiyaç hissettiren küresel bir meydan okuma olarak görülüyor.
Füze yüklü tekneler
Independent Arabia'dan Kifayet Olier'in haberine göre ABD’nin, İran rejiminin başka adımların yanı sıra Körfez sularında küçük teknelere füze yerleştirmeye çalıştığı bilgisini aldığı söylentilerinden sonra gerginlik bu ay arttı.
Zira bu, İran rejimi Devrim Muhafızları’nın (Pasdaran) bu tekneleri ABD donanmasına veya ticari gemilere karşı kullanmak için hazırlayabileceği, dolayısıyla bölgedeki deniz güvenliği için tehdit oluşturabileceği yönündeki endişeleri körükledi.
Alınan bilgilere göre uluslararası kınama ve ABD ile doğrudan karşılaşmadan kaçınmak adına Tahran, gemileri sabote etmek üzere dalgıçlar veya mürettebatın kullanılmasını içeren saldırılar başlatmak için gizli elemanlar kullanabilir. Böyle bir yaklaşım, Tahran’ın bölgede terör saldırıları gerçekleştiren ajanlarını kullanması ile uyumlu olacaktır. Bu taktikler, petrol tankerlerine yönelik saldırılarda da görüldüğü gibi Tahran’a nispeten düşük bir maliyetle hedeflerini gerçekleştirme ve sonuçlarından kaçınma imkânı sağlar.
Uluslararası bir koalisyon
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan INEGMA Yakın Doğu ve Körfez Askeri Analiz Merkezi Müdürü Riyad Kahveci, özellikle Hürmüz Boğazı olmak üzere bölgedeki tüm stratejik geçitlerden giriş-çıkış yapan gemileri korumak için geniş kapsamlı bir deniz koalisyonu ya da deniz çalışma ekipleri oluşturulmasının gerekli bir adım olduğunu söylüyor..
Merkezin internet sitesinde yayımladığı makalesinde Kahveci, şu ifadelere yer veriyor:
“Son haftalarda bölgesel bir savaşın çıkacağına dair artan beklentiler, uluslararası topluma bugün İran’ın oluşturduğu tehdidin büyüklüğünden haber veriyor. Donald Trump yönetimi de eğer bir savaşa sürüklenmek ya da askerî bir çatışmaya girmekten kaçınmak istiyorsa bu çatışmanın tek kazananı olmayacağının artık farkında. ABD, İran’ın hareketlerine karşı mücadele etmek ve ekonomik yaptırımları daha etkin kılmak için ortak bir strateji ve plan geliştirme sürecine Avrupalı ve Ortadoğulu müttefiklerini dâhil etmelidir”.
Korunma talepleri
Küresel nakliye şirketleri, ticaretin sürekliliği adına gemileri ile tankerlerinin korunması için gösterdikleri çabaları ve temasları iki kat artırdı. Şirketleri buna iten sebep, geçtiğimiz mayıs ayında Basra Körfezi’ndeki Fuceyra limanı karşısındaki dört petrol tankerine yönelik saldırıların ardından ABD ile İran rejimi arasında askeri bir çatışma çıkma ihtimalleri ve mevcut kriz hali. Uluslararası denizci toplumu, bölgedeki tankerlerin güvenliği konusunda artan endişelerini dile getirmişti.
Söz konusu endişe, Haziran ayında Aden Körfezi’ndeki iki petrol tankerini hedef alan saldırıdan sonra daha da arttı. Deniz güvenliği uzmanlarına göre bölgedeki deniz güvenliği şirketlerinin almış olduğu etkin önlemler, yozde 12’den yüzde 7’ye yükseldi. Üstelik gemilere saldırılan yerler, Hint Okyanusu’nda yoğun tehdide maruz kalan bölgeler kapsamında da değil.
Amerikan teknolojisi
ABD donanması, Boğazı açık tutmak için büyük bir güce sahip. Olası olmayan senaryoya göre İran rejimi, boğazı kapatmaya teşebbüs ederse bu hamleyle en büyük kaybeden yine o olacaktır. Yani ABD ile askeri bir çatışma başlatmaktan başka bir şey elde edemeyecek. Uzmanlara göre “İran rejiaminin deniz tacizlerine karşı koymak için Amerikan ordusu, tehditleri önceden tespit ederek rejimin bu tacizlerini ortadan kaldırmak adına hava keşfi, istihbarat ve yüzey gemileri kullanacaktır. Şimdiye kadar ABD donanması ile İran rejimi gemileri arasında güvenliksiz ve profesyonel olmayan etkileşimlerin arttığına dair bir delil yok”. Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı’na (CENTCOM) göre 2015 yılında 22, 2016 yılında 36 ve 2017 yılında da 14 benzer hadise yaşandı. 2017 yılından Bu yılın Mayıs ayı başına kadar güvenliksiz herhangi bir karşılaşma gerçekleşmedi.
Karşılıklı tehditler
ABD yönetimi, böylesine bir hareketin kırmızı çizgi sayılabileceğini belirterek İran rejimini Hürmüz Boğazı’nı kapatmaya kalkışmaması konusuna uyardı. İran rejimi Genelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri, ABD yaptırımlarının artması ardından Hürmüz Boğazı’nı kapatabilecekleri konusunda uyarıda bulunarak, “Bizim petrolümüz Boğazı geçmezse diğer ülkelerinki de geçmeyecek” tehdidinde bulunmuştu. ABD’nin, İran rejiminin en büyük petrokimya şirketi ve dini lideri Ali Hamaney’inin de aralarında bulunduğu birçok düzey siyasi ve askeri yetkilileri hedef alan yaptırımları da dahil olmak üzere İran rejimine yönelik yeni yaptırım paketini uygulamaya koyması ile birlikte Tahran, Boğazı kapatıp bölgedeki deniz güvenliğini tehdit ederek tansiyonu yükseltmişti.
İran-Irak Savaşı’nın son iki yılında İran rejimi, Körfez’deki deniz nakliyatına karşı 143 saldırı gerçekleştirmişti. Bugün ise körfez sularında İran rejiminin hareketlerini takip etmek üzere bir Amerikan donanmasının varlığı ve ABD Başkanı Donald Trump ile yönetiminin kararlı tutumu, İran rejiminin bölgede tankerlere ve ticari gemilere daha fazla saldırma teşebbüsünden alıkoyuyor.
Kaynak: Şarkul Awsad